9︙ ❝Birbirimizi kutsayacağız.❞

350 34 6
                                    

Bölüm şarkısı; to build a home, the cinematic orchestra, patrick watson

İyi okumalar.

"Jeongguk biraz konuşabilir miyiz?"

Jeongguk gözlerini oje sürdüğü uzun parmaklarından çekmiş, anlamaz bakışlarla bana bakmıştı. "Ben de birazdan yanına gelecektim, kiliseye gideceğiz." Ne alaka olduğunu anlayamasam da başımı sallamış, sonra baş ucuna oturmuştum. O da sırtını dikleştirdi ve, rujun bir saniye bile eksik olmadığı dudaklarını ıslattı. "Ne konuşmak istiyorsun ki?"

Derin bir nefes vererek, ondan izin almadan başımı omzuna koydum. Bir şey demediğinde, ben konuşmaya başladım.

"Özür dilerim."

"Niçin?"

"Sözünü dinlemediğim için."

Gözlerimi açıp ona baktım, yere bakıyordu o.

"Bunun için özür dilemene gerek yok, aksine ben özür dilerim. Kendimi kaybettim, haklıydın. Zaten seni ailen kopardıktan sonra... benim, benim yaptıklarımın gerçekten doğru bir hatadan ibaret."

"Hayır... dedim kısık bir sesle. "Bunların hiçbiri hata değil."

"Sana tek bir soru soracağım Kim."

Başımı salladığımda derin bir nefes aldı ve devam etti. "Burada kalmaya devam etmek istiyor musun?" Sorusuyla donakaldım. Hayır, gerçekten ne diyeceğimi şaşırmıştım. Bir yandan eve gitmek istiyordum, bir yandan da evim bu şatoymuş gibi geliyordu. Şatodan ziyade Jeongguk'muş gibi geliyor demek daha doğru olur aslında.

"Hayır, seninle yürüyeceğim."

Saçlarımı öptü ve göz yaşlarını akıttı. "Biliyordum."

Başımı kaldırdı ve yerimde dikleşerek gözlerini içine baktım. Ancak yeterli olmadı bu, bir de yüzünü ellerim arasına alıp, kendime yaklaştırdım.

"Seni seviyorum, bunda hataymış gibi hissettiren hiçbir şey yok."

Gülümsedi kendimden emin cümlelerim ile.

"Ben de seni seviyorum, çileğim."

_____

"Burada birileri var mı?" dedim, önümüzde olan harabe olan kiliseye bakarak. Gülümsedi ve konuştu; "Hayır, kimse gelmez artık buraya."

Kiliseye ulaştı bakışlarım yeniden, gerçekten... Neden gelmedikleri açıkça belliydi. "Girelim hadi." Sözüne uyarak onun adımlarını takip ettim. Kilisenin büyük kapısını açtı ve böylece içeri girdik. Haç işaretleri kırılmış, yere düşmüşlerdi. Koltuklar berbat haldeydi.

"Peki ne yapacağız burada?"

Güldü, "Kutsanacağız, günahlarımızı sildireceğiz." dedi. "Tamam, kime yaptıracağız bunu?"

"Hm, normalde papaza mı yaptırılması gerekir?" dediğinde, "sanırım" diyerek yanıtladım onu.

"Ama burada kimse yok, birbirimizi kutsayacağız o halde."

Başımı salladığımda, elimi tuttu ve beni koltuklardan birine oturttu. Kendisi de yanıma oturdu. "Başla," dediğinde derin bir nefes almış ve aklıma gelen ilk günahımdan başlamıştım. Eskiden hiç Kilise ziyaretine gitmezdim, böyle mi başlamam gerek onu bile bilmiyordum.

"Yanlış hatırlamıyorsam beş yaşımdayken bakkaldan şeker çalmıştım ve başka bir çocuğa suçu atmıştım."

"Neden yaptın ki bunu?" diye sorduğunda susturdum onu; "soru sorma sadece kutsa beni."

Dudaklarıma yaklaştı bu sözlerim ile, sonra hemen öpüp geri çekildi.

"Sıra sende." dedim sakin bir şekilde, gözlerini etrafta birleştirdi ve sonra kurumuş dudaklarını ıslattı ve konuşmaya başladı. "İnsanları öldürmüştüm." Sonra gözlerini yüzüme çıkarıp bana baktı; "Sayılır mı?" Başımı salladım ve dudaklarına kendi dudaklarımı bastırdım. "Devam et," dediğinde düşünmeye başladım, böyle de aklıma hiçbir şey gelmiyordu ki...

"Hm, en yakın arkadaşımın annesinden ağız işi almıştım sayılır mı?" dediğimde kahkaha atmaya başladı, ben de güldüm onunla. Evet, bu gerçekten olmuştu.

"Sayılır." dedi ve yeniden güldü, sonra dudaklarıma kendi dudaklarını bastırdı.

"Hm, birileri kilisede ibadet ederken, ben diğer vampirlerle birlikte burayı basmış, herkesi öldürmüştüm. O kilise, bu kiliseydi Taehyung."

Ağzımdan 'oh' modası çıktı ve gözlerimi kaçırdım. Bu biraz garipti. Onu kendime çektim ve az önceki kısa öpüşlerimize nazaran yoğun ve uzun bir şekilde öptüm onu. Nefessiz kalınca, omzuma birkaç kere vurmuş beni durdurmuştu. "Taehyung.." diye fısıldadı ve başını omzuma koydu. İkimizde hızlı hızlı nefesler alıyorduk.

"Kan.." dedim, "dudaklarından kan tadı geliyor."

Kısa oldu, özür dilerim. İçimden yazmak gelmiyor, annemle kavga ettiğim için muhtemelen. Dershanede aralarda yazdım bölümü, düzenlemedim ve düzenlemeyeceğim.

diğer bölümde görüşmek üzere.


masquerade | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin