4︙ ❝Hepiniz birbirinize benziyorsunuz.❞

670 47 1
                                    

Bölüm şarkısı; the devil, peter gundry

İyi okumalar.

Jeongguk beni akşama doğru kaldırmış, yemeğin hazır olduğunu söylemişti.

Çok acıktığım için hemen Jeongguk'la birlikte yemek salonuna inmiştim. Yine sadece Jeongguk ile birlikte yemek yemiş, masadan kalkmıştım. Bana, akşam beni bir yere götüreceğini söylemişti. Güneş tamamen batınca üstümü giyinmiş Jeongguk'un odasına gitmiştim.

Aynanın karşısında kırmızı rujunu sürüyordu, fakat ruju sanki beş yaşındaki bir kız çocuğu gibi dudaklarının etrafına bulaştırarak sürüyordu. Gerçi vampirler aynada gözükmezlerdi, neden kapalı olan aynalardan birisini açmış onun karşısında sürüyordu ki?

Omzundan tutarak onu kendime döndürdüm. Gözleri hiç beklemeden beni bulmuş, tebessüm etmişti. Ancak sevimlilikten uzak, yorgun bir tebessümdü bu. "Ruj bile süremiyorum."

"Aynalarda görünmüyorsun." dedim, makyaj masasının üstünde duran bez parçayı alırken. Buranın da aynası açılmıştı, ancak bu ayna kırılmıştı ve aynanın üstünde kan izleri vardı. Aynanın önünde yani masanın üstünde de cam kırıkları vardı. Bez ile Jeonggun'un dudaklarını temizledim. Gözlerim önünde birleştirdiği ellerine kaydı. Birisinden yere kan damlıyordu. Diğerinde ise sıkıca ruju tutuyordu. Yumruklamıştı aynayı. Sonra da başka bir aynayı açmıştı. Elinden ruju aldım ve yavaşça zaten kırmızı olan dudaklarına yedirmeye başladım. Sonra eyeliner'ı alıp sürdüm. İşimiz bitince hevesle aynaya baktı. Ancak aynada sadece benim sikik yansımam vardı.

Hayal kırıklığı ile koltuğa oturdu, hemen önünde diz çöküp yanağını okşadım.

"Güzel görünüyorsun."

"Asırlardır kendimi görmüyorum. Bazı vampirlere sordum, nasıl görünüyordum diye. Hiçbiri doğru dürüst bir cevap veremedi."

"İstersen..." diye fısıldadım, "istersen seni resmedebilirim."

Gözlerini hemen benim gözlerime çıkardı. "Gerçekten mi?"

"Evet, tıpa tıp aynısı olmaz ama... Öğretmenimin de portesini çizmiştim ve çok beğenmişti. Her şeyi beğenen birisi de değildi..."

"Olur!"

"Ama bana tuval ve boya bulman gerek."

Başını salladığında gülümsemiş, dudaklarına bir buse kondurarak geri çekilmiştim.

_____

Bir mağaraya getirmişti beni, vampirlerle ilgili şeyler söyleyeceğini ve bana dönüşebildiği (?) hayvanları gösterecekmiş.

Kurt halindeydi şu an, ihtişamlı siyah bir kurda dönüşmüştü. Gözlerinin kırmızı rengi daha da ortaya çıkmıştı. Ayrıca üstüne binebileceğim kadar büyük olduğunu söylemek mümkündü. Yeniden eski halini aldıktan sonra, kısa bir süre nefes almış sonra, küçük bir fareye dönüşmüştü ve ne yalan söyleyeyim bu iğrençti. Yeniden normale dönüşünce nefes nefese kalmıştı. Nefeslerini düzene sokup konuşmaya başladı; "Ayrıca baykuş ve tilkiye de dönüşebiliyor ve kontrol altına alabiliyorum."

"Ben ilk yarasaya dönüşürsün diye dönüşmüştüm."

"Onu en sona sakladım."

Birden yarasaya dönüştüğünde gülümsemiştim, yarasa da -bu nasıl oluyor bilmiyorum- onun gibi güzel ve zarifti. Sonra konuşmaya başladı, bu biraz korkutucuydu ama- yine de güzeldi.

"Tek yapman gereken, yarasa olduğunu düşünmek."

"Eminim ki bu bende işe yaramayacaktır."

Normal haline bürünüp, baş parmağı ile dudaklarımı okşadı.

masquerade | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin