20 ︙ ❝Özür dileme.❞

324 21 6
                                    

Bölüm şarkısı: çoban yıldızı, teoman

İyi okumalar.

"Nasıl hissediyorsun?" Diye sordum yatakta hareketsiz bir şekilde yatan Jeongguk'a karşı. Birkaç gün önce alışverişe çıkmıştık ve hava çok soğuk olmasına rağmen geç saatlere dışarıda kalmıştık. Haliyle ikimiz de soğuk algınlığına yakalanmıştık.

"Bilmiyorum." Dedi Jeongguk yorganı kafasına kadar çekerken, şimdi yalnızca gözlerini ve yastığına dağılmış saçlarını görebiliyordum.

"Salona senin için yatak hazırladım. İstersen orada yat, ben de burayı havalandırayım."

"Sen?"

"Ben senin kadar hasta değilim, kalk hadi." Diyerek yorganın içine elimi sokmuş, Jeongguk'un sıcacık olmuş sağ elini tutmuştum. Bununla birlikte yorganı üzerinden atmış, yerinden kalkmıştı. Onu elinden tutarak salona götürmüş hazırladığım yere yatırarak üzerine yorganı örtmüştüm.

"Televizyonu açmamı ister misin?" Kafasını iki yana sallamış sehpada duran kitaba uzanmıştı. Kitabı okumaya başladığında ben de mutfağa gitmiş ikimize de sıcak çikolata yapmıştım. Jeongguk beklemediğim şekilde sıcak çikolatayı çok sevmişti.

Salona geri gitmiş, elimdeki bir sıcak çikolatayı Jeongguk'a vermiştim. Teşekkür etmiş, sıcak çikolatayı yavaşça içmeye başlamıştı. Ben ise elimde tutmuş, biraz soğuduğunda içmeye başlamıştım.

"Üniversiteye gideceğim." Dediğimde kaşlarını kaldırmış, kitabını sehpaya koymuştu.

"Hangi bölüm?"

"Yeniden sınava gireceğim. Geçen girmiştim fakat istediğim bölümü kazanamamıştım."

"İstediğin bölüm nedir o halde?" Demiş, bitirmiş olduğu sıcak çikolatasının bardağını kitabının yanına koymuştu.

"Psikoloji okumak istiyorum."

"Taehyung, bu çok güzel. Kazanabileceğine inanıyorum. Sınav ne zaman?"

"Daha çok var. Benim aslında sana sormak istediğim bir şey var. Sen de üniversite okumak ister misin?"

"Ben yaşadığım yılda okul yok gibiydi. Yalnızca Salvatore'den ve getirdiği öğretmenlerden eğitim aldım. O'da anlarsın çok eski bilgiler. Mesela bana öğretilen atom modeli Democritus'undu. Fakat geçen izlediğim programda adam Modern Atom Teorisi hakkında konuşuyordu. Ben en son De Broglie adlı bir adamın çalışma yaptığını hatırlıyorum."

"Ondan sonra neden araştırmadın?" Omuz silkti dediğim şeye karşı.

"Ben de bilmiyorum. Yaşlandıkça öğrenme isteğim azaldı sanırım."

Bir şey demedim, ben de sıcak çikolatamı bitirince bardakları almış mutfağa götürmüştüm. Sonrasında da odaya gitmiş kapalı camı açmıştım. Salona döndüğümde Jeongguk çoktan uyumuştu, baş ucuna oturmuş dalgalı saçlarını okşamaya başlamıştım. Aklımda ailem ile görüşmek vardı, fakat tek duyduğum ses 'bu numara kullanılmıyor' oluyordu. İkisinin de numarasını değiştirmesi bana garip gelmişti çünkü ben kendimi bildim bileli ikisi de hiç telefon numarasını değiştirmemişti. Neden şimdi değiştirmişlerdi ki?

"Taehyung!"

Jeongguk'un bağırdığını duymam ile kendime gelmiş, kendimi toparlayarak salona gitmiştim.

"Efendim?"

"Bayağıdır ses gelmediğinden bağırmıştım, ayrıca tedirgin görünüyorsun bir şey mi oldu?"

"Aileme ulaşamıyorum."

Duyduğu şey ile gözleri far görmüş tavşan gibi açılmış, yutkunmuştu.

"O- O şeyi... Sana söylemeyi unuttum öyle değil mi?"

Kaşlarımı çatmış, birkaç adımda yanında bitmiştim.

"Neyi söylemeyi?"

"Ailelerimiz biz o ormana girdiğimizde bir vampir görürsek ve temas edersek bizi- yani ölü bedenimizi buluyorlar. O yüzden ailen hiç seni arama çabalarına girmedi. Eğer seni ölü bir biçimde bulmasalardı son gittiğin yeri bildiklerinden seni bulurlardı."

"S-sana temas ettiğimde o balo salonundaydım, orada mı buldular beni? O kadar fazla kişinin ölümünü hiç araştırmadılar mı?"

"Aslında hepiniz farklı yerlerde öldünüz. Bir tek sen hayatta kalan olduğundan senin bedenin olduğu yerde kaldı, bazıları kanalizasyonun içinde öldü, bazıları yolda, bazıları ise intiharla."

"Namjoon... O halde o-"

"Onun bedenini hayvanlar yedi, üzgünüm o an- seni şatoya götürmekle meşguldüm."

Gelen kusma isteği ile elimi ağzıma kapatmış, güçsüzlükle dizlerimi yere koymuştum. Kulaklarıma Jeongguk'un hapşırma sesleri doluyordu fakat şu an düşündüğüm bir şey değildi. Ailemle bir daha hiç görüşemeyecek miydim? Kendime yeni bir kimlik mi oluşturmam gerekirdi? Diğerlerinin aileleri o gece nasıl bir tepki vermişti? Hiç kimse niye hepimizin çocukları öldü burada bir terlik var dememiş?

"Özür dilerim."

"Özür dileme. Senin suçun değildi."

"Fakat-"

"Senin suçun değildi, Jeongguk."

"Tae-"

"Senin suçun-" Birden mavileşmeye başlayan etrafla ağzımı açtım. Kelimelerimi seçemiyordum. Ben- ben değildim.

"Haklısın, onun suçu değildi. Hepsi benim suçumdu. Şu ana kadar olmuş bitmiş her şey... Hata senin doğumun bile."

Duyduğum ses ile hızla arkama dönmüş, gördüğüm beden ile dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"Evet! Her şey senin suçundu!"

Elime nereden geldiğini anlamadığım bir bıçak aldığımda ona doğru yürümüş, yerinde dikleşmesini sağlamıştım. Yine aynı histi. Çocukken dedemle yaşadığım anlarda hissettiğim şey ile aynı şeyi hissediyorum.

Karşılık vermesine izin vermeden onu yere düşürmüş bıçağı göğsüne saplamıştım. Ellerim suya bulanırken çığlık atmış, bıçağı çıkarıp yeniden göğsüne saplamıştım. Her çığlık atışımda arkadan bana başka bir ses eşlik ediyordu. Ne ince ne kalın, tam ayarında bir sesti bana eşlik eden ses.

"Taehyung! Taehyung!" duyduğum aynı ses ile gözlerimi aralamış, birkaç kere kırpıştırarak bakışımı netleştirmiştim.

"Taehyung, sonunda... İyi misin?"

Yüzüne dokunmuş, gerçekliği ile gülümsemiştim. O'da bana gülümserken, ilk defa sonunda her zaman benim yerime ben olan adamı öldürmenin rahatlığı ile uyumuştum. Ellerimden akan kanı halıya bulaştırarak.

SON.

SONUNDA ALLAHIM ÇOK ŞÜKÜR MUTLULUKTAN AĞLAYACAĞIM O KADAR MUTLUYUM Kİ. BİTTİ AMK HALA İNANAMIYORUM. şu bölümü yazarken salvatore yerine ben öldüm amk.

Umarım hikayeyi beğenmişsinizdir. Görüşmek üzere.

masquerade | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin