GİRİŞ

159 9 8
                                    

Merhaba değerli okurum, bir kitapta daha buluşmamıza sevindim!
Bir kitapta daha sizlerle buluşmak benim büyük mutluluk sebebi. Her birinizle ayrı ayrı tanışmak benim en büyük dileyim. Ben şimdiden kısaca kendimi tanıtayım. Yine elbet bir gün yüzyüze de tanışırız umarım.

Birazcık kendimden bahsedecek olursam...
Patates kızartmasını mantıyı ve gazozu severim. İnsanlara değer veririm, ancak genelde umrumda olmazlar.  Bunu yazarken Oğuz Atay'ın aklıma şu sözü geldi; genel anlamda insanları seviyorum ama kimseye tahammülüm yok. Bu arada Oğuz atay'ı da çok severim. Böyle bir çelişki içerisinde hayatıma devam etmekteyim. Normalde az konuşur ama sevdiklerime karşı geveze vereyim. Hayal dünyam hem geniş hem de uzundur, çok derin hayaller kurarım. Hayal kurmadan uyuduğum bir gece yoktur diyebilirim. İnsanlarla göz göze gelmeyi sevmem. Ama sevdiğim insanların yüzünü incelemeyi severim. Yüzlerce yazı yazabilirim, binlerce hayal kurabilirim hiç sıkılmam. Hiç durmadan saatlerce bir şeyler karayabilirim.
Yapabilirim-edebilirim-bilirim...
Aşk denen şeye inanmayanları anlayamam aman duş almayı severim. İki yüzlü insanları sevmem ve egolu insanlardan nefret ederim. Parası olanın okuduğu, parası olanın sağlıklı yaşadığı bir düzen vana uymaz. Yılbaşı gecelerini asla kutlamam. 14 şubat'a yalnız girer yalnız çıkarım. Bu arada en sevdiğim renk siyah. Siyahı severim. Papatyaları, kaktüsleri, filleri, balıkları, kitapları, denizi ve deniz kızını çok severim.
Kitap okumak benim için bir ayrıcalıktır, yazmak da öyle. Ve en sevdiğim insan yazdığım kitapları okuyanlar. Yanlış anlamayın bencil değilim, bencil olanı da Hasret dediğini hiç sevmem. Yalnızlığı sever miyim bilmiyorum ama çok alıştım başka türlü yapamam. Alıştığım şeylerden vazgeçmeye alışığım. Üzülmek bile artık üzmüyor beni, Çünkü çok alıştım. Bir zamanlar sevmeye çok alışmıştım, sonra alıştığım şeyden vazgeçmek zorunda kaldım. Bir şeylere çabuk alışırım ama alıştığımdan vazgeçmeye alışık olduğum halde pek kolay olmaz benim için bu alışkanlığım. Bazen ben bile beni tanıyamıyorum. Tanıyorum ama tarif edemiyorum. Çok karışık ve gizemli biri olduğumu söylerler etrafımdakiler. Oysa ben çok sadeyim, çok anlaşılır biriyim Ama bunu bile anlamıyorlar. Oysa anlamaları gerekiyor. İleride anlasalar bile ne fayda.  Bu arada söylemeyi unutuyordum, kahvaltılık şeylerini çok severim. Emin olun ki hiçbir şeyi sizin kadar çok sevmiyorum. Şimdi size hoşça kal diyorum. Aslında ben kimseye hoşça kal demedim, diyemezdim. Ama yazıyorum işte. Hoşça kal diye gidenler hiçbir zaman geri dönmezler. Leyla ile Mecnun dizisindeki İsmail abi söylemişti bunu. Leyla ile mecnun'u, Ezel'i ve kurtlar vadisi'ni çok severim. Ama dediğim gibi hiçbir şeyi sizden çok sevmem, sevemem.

Sevilmek nasıl birşey?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin