7. bölüm (deneme -7)

21 2 0
                                    

Bir çift yeşil ve gülüş

Ağustos ayı. Sıcak günde günüme ve gönlüme gölge olup beni serinleten birisi ile karşılaştım, yoldan karşıya geçerken.
Sağ sola hiç bakmadan kilitlendi gözlerim gözlerine. Normalde adetim değildir bu ama anlamış değildim işte.

Gözlerim gözleri ile buluştuğu ilk an bayram ilan etmiş, yelkenleri şimdiden suya indirimişti. Mavi okyanusun içinde kalmıştım onunla gözlerimiz buluşmadan önce.
Tüm umudum bittiği anda gerçekleşmişti zaten, bu olağanüstü güzel olan olay. Uçsuz bucaksız deniz de tam umudumu yitirecekken buluşmuştu gözlerimiz. Sanki koca okyanusta karasına çıkabileceğim, limanına demir atabileceğim yemyeşil bir ada görmüştüm, gözüm onun yemyeşil gözleri ile ilk buluştuğunda.

Ya o yemyeşil adaya demir atıp kurtulacaktım, ya da o bir çift yeşilin kölesi olacaktım. Oysa ben hayatım boyunca korsanlarla savaşmış, savaştan ve savaşmaktan hiç korkmamıştım. Şimdi ne oluyordu bana? Şimdi ne oluyordu?
Hiç korkmayan, korkusuz ben korkuyor muydun. Yoksa savaşmadan teslim mi oluyordum, o bir çift yeşile.

Yeşilin ilk defa bu kadar güzel olduğunun farkına 20 yaşındayken varmıştım.
Dilim tutulmuş, kalbim hızlanmıştı.

Birde gülüşünü görmek nasip olmuştu o gün bana. O öyle gülüyordu ki, akşama kadar izleye bilir, hiç yorulmazdım adeta.
O gülünce yakıcı sıcağı unutur, küçük bir çocuğun kuşların peşinden koştuğu gibi, o hevesle onu ve onun gülüşünü izledim. Hiç yorulmadan...

Onun o yeşil gözleri ile onun o güzel gülüşü birleşince ortaya hiç bir şairin tarif edemeyeceği derecede bir şey çıkıyordu. Ve bunu görmek bana nasip olmuştu o sıcak ama bir o kadar da serin gün de.

Ağustosun sıcağını unutup onun peşine takıldım.
Onunla bir atmaya başladı ayaklarım.
Onunla bir atmaya başladı kalbim.

İstedim ki, o nereye ben oraya. Ama öyle olmadı maalesef. Aynı gün bana acımasızlık yapıp onu benden aldı. O güneşin battığı yöne giderken, ben güneşin doğduğu tarafa gidiyordum.

Onu izlerken saatin ne denli süratli geçtiğinin farkında değildim henüz.
Bir insanın bakışları nasıl bu kadar güzel olabiliyordu?
Bir insanın gülüşleri nasıl bu kadar muazzam olabiliyordu?
Bir çift yeşil, bir insana nasıl bu kadar tesir edebiliyordu.
Ben bu gün bunların hepsine şahit oldum.
Onun sarhoşluğunu hâlâ içimden atamıyordum.
Hâlâ o yeşil gözleri düşünüyor, ve düşündükçe sarhoş oluyordum. Sarhoş olmanın hiç bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. Ben daha önce hiç sarhoş olmamıştım. Sarhoş oldukça gözümün önünde onun o güzel gülüşler geliyordu ve yanımda kimsenin olmamasına rağmen, onun gülüşüne eşlik ediyordum uzaktan.
Onun gümüşüne uzaktan eşlik etmek bile çok güzeldi.
Onun gözlerini düşünmek bile çok güzeldi.
Onunla aynı adımları aynı anda atmak cennete giden yoldu.
Onunla aynı anda kalbimi çarptırmak yada çaldırmak cennetin ta kendisiydi.

Ben o sıcak günde cenneti yaşıyordum.
Herkes sıcaktan kaçarken, ben mutluluktan havalara uçuyordum.
Herkes yarınları düşünürken, ben onu düşünüyordum.

🍷🍷🍷

Seni düşünmek güzel şey,
Seni düşünmek ümitli şey,
Seni düşünmek dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...

Sevilmek nasıl birşey?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin