Kafenin kapanış saatine yakın gitmek için önce eve uğramıştım. Üstümü değişip bir şeyler yedim. Ne söyleyeceğimi düşünüyordum. Ailelerimiz şirket birleşsin diye değil gerçekten evlenmek istiyoruz diye evlenmemizi istiyorlardı. Ben istiyordum ama Naz için aynı şeyi söyleyemiyordum. O, o geceyi asla hatırlamasa da ben o gecede tutsak olmuştum. Gerçekten biri ile evleneceksem zaten bu Naz olsun istiyordum. O yüzden asla evlenmemeye karar vermiştim. Naz'ın hayatında uzun süredir biri yoktu. Aşık olduğu kimse de yoktu. Evlilik hakkındaki düşüncelerini de biliyordum.
Saat 8'e geliyordu. Hızla kafesine doğru sürdüm arabamı. Kapatmaya yakın olduğu için çalışanlar kapanışa hazırlanıyordu. Beni görünce yanıma geldiler. Ali ve Tuğba üniversite öğrencileriydi. Kafe çok büyük değildi. Çok iyi idare ediyorlardı. Ali "Hoş geldin abi." dedi. Aynı şekilde Tuğba da gülümseyerek karşıladı. O sırada Naz çıktı içeriden. "Kapatıyoruz arkadaşlar."
O an göz göze geldik. Gülümseyerek yanıma geldi. "Kapatıyoruz beyefendi." dedi. Saatime baktım. Dokuza 2 dk vardı. "Daha 2 dakika var ama." dedim. O Ali ve Tuğba'ya döndü. "Siz çıkın kalan işleri biz hallederiz." dedi. Kısa bir vedanın ardından onlar gitti. Kapıdaki yazıyı çevirip kapalı yaptı. "Hadi geldin bari masaları sil. Bende içeride ki işleri halledeyim çıkalım." dedi. İçeri geçti. Birçok kez beraber kapatmıştık kafeyi. Hızla hallettik tüm işleri. "Çıkalım." dedi çantasıyla beraber içeriden çıkarken.
"Aslında konuşmak için gelmiştim ben." dedim. Merakla yüzüme baktı. Bir masaya geçip oturdu. "Önemli bir şey mi var?" dedi endişeyle. Kafamı salladım.
"Bugün şirkette baban vardı." dedim. Endişesi katlandı. "Bu normal değil mi?" dedi.
"Babamın odasına girecektim. Konuşurlarken bir şeyler duydum." dedim. Nasıl konuşacaktım bilmiyordum.
"Yaaa Ulaş konuşsana ne duydun?"
Derin nefes aldım.
"Sanırım şirketiniz bir iflasın eşiğinde."
Şaşırmıştı. Belli ki Levent amca hiç kimseye bir şey söylememişti. "Nasıl olur yaa? Babam bunu bizden nasıl gizler?"
Elini tuttum. "Sakin olur musun? Üzülmeyin diye söylememiştir." dedim.
"Kendi neden böyle bir şeyi tek başına yüklenip kendini üzüyor? Ne olacakmış bir çaresi yok mu?" dedi üzgünce.
"Aslında varmış. Babam ortak olmayı teklif etti." Gözünde bir parıltı belirdi. "Bizim evlenmemiz şartıyla." diye tamamladım cümlemi. Tiz bir sesle bağırdı. "Neee? Bunu onlar mı söyledi sana?"
Hızla kafamı salladım hayır anlamında. "Dedim ya başta duydum diye. Levent amca senden böyle bir şey isteyemeyeceğini söyledi. Gerçekten aşık olacağın adamla evlenmeni istiyor." dedim. Son cümle yine acıtmıştı canımı. Derin bir nefes alıp devam ettim. "Sonra içeri girdim ve bana bu iflastan bahsetmeden bu evlilik konusunu açtı babam. Seni çok sevdiğini ve seninle evlenmemi söyledi. Yani bunu şirket için değil ikimiz istediğimiz için evlenelim istiyorlar." dedim.
Şaşkınca bana bakıyordu. "Sende bunun imkansız olduğunu söyledin dimi?" dedi.
"Seninle konuşmam konusunda ısrar etti. Buna ikimiz karar verelim istiyor." dedim.
"Bu çok saçma." dedi hayretle. Ben kendimi toparladım. "Biliyorsun ben evlilik düşünmüyorum ama sen tamam dersen." derken sözümü kesti. "Sırf biz iflastan kurtulalım diye evlenecek misin? Ben böyle bir şeyi sana yapamam Ulaş." dedi.
Kafamı salladım. "Dedim ya sana ben evlilik düşünmüyorum diye ama iflas ederseniz her şeyinizi kaybedersiniz." dedim. Gözleri dolmuştu. "Bak Naz ikimizinde evlilik hakkındaki düşüncelerini biliyoruz. Bize verilen şart belli. Ben diyorum ki bir oyun oynayalım. Bir imza değil mi bizi evli gösterecek atarız biter. Sonra da aynı evde yaşarız bizimkiler işlerini düzeltir zaten kısa bir sürede. Sonra da anlaşamadık der ve ayrılırız." dedim çok normal bir şeyden bahsediyor gibiydi sesim. "Ben mahcup hissederim. Bizim hiç bir şeyimiz kalmayacak." dedi üzgünce. Oturduğum yerden kalkıp sandalyemi yanına çektim. "Siz hiç bir şey kaybetmeyeceksiniz. Sirketler birleşecek babam sermaye sunacak Levent amcanın da çevresini biliyoruz. Çok büyük işler yapacağız yani. Hiç bir şey bizim olmayacak." dedim.
"Sen istiyor musun? Ben kendim ve ailem için her şeyi yaparım ama sen neden yapasın bunu?" dedi. Sana aşığım senin için canımı bile veririm diyemedim.
"Çünkü Levent amca,Sevda teyze ve sen bizim için çok değerlisiniz. Seninle çok şey paylaştık biz. Küçükken de oynamıştık biz bu oyundan. Yine yaparız. Ev arkadaşı olarak düşünürüz. Hem dedim ya büyük işler yapacağız. Ortaya koyulan paranın kaç katı kâr yaparız." dedim. Söylediklerim aklına yatmış gibiydi. Yüzündeki hüzün,sinir kayboluyordu yavaş yavaş. "Iki tarafta kâr sağlayacak ve biz seninle ev arkadaşı olabiliriz bir süre." dedi ama kendi ile konuşuyor gibiydi. "Evet aynen öyle." dedim.
"Ben yarına kadar düşünmek istiyorum. Sende düşün." dedi hâlâ aklını kurcalayan bir şeyler vardı belli. "Benim düşünecek bir şeyim yok ama sen iyi düşün ne karar verirsen ben okeyim." dedim. Ayaklandı. "Hadi çıkalım." dedi. Benim arabaya bindik. Sessiz geçen bir yolculuk sonunda evinin önüne gelmiştik. "Teşekkür ederim." dedi.
"Önemli değil. Sakın Levent amcaya hesap sorma. Bildiğimizi bilmiyor." dedim. Kafasını salladı. "Iyi geceler." diyip indi arabadan. O içeri girene kadar bekledim. Kafasının içinde ne düşünüyordu öyle merak ediyordum ki.
Ne karar verirse versin sorgulamayacaktım ama evet dese dünyalar benim olacaktı. Evet gerçek bir evlilik olmayacaktı ama bilmiyorum belki zamanla bana aşık olurdu.Bu gece bana uyku yoktu.
BÖLÜM SONU
Bölüm hakkında eleştiriler yorumlar öneriler her bir şeyleri bekliyorum ❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Oyunu
ChickLitEvlilik aşkı öldürür mü bilemiyorum ama bizim hikayemizde yeni bir aşkı doğuracak...