Baş ağrısı ile açtım gözümü. Mutfaktan gelen kokular sayesinde hızla kalktım yataktan. Kokular harikaydı. Hızla masaya yaklaştım. Bir not vardı.
Biraz dağıtmak seninde hakkın. Uyandırmak istemedim. Güzelce yap kahvaltını. Afiyet olsun...
Kahvaltıya başlamadan önce mesaj attım.
Her şey harika. Sende kalsaydın ya kahvaltıya.
Hemen başladım yemeye. Bir yandan telefonuma baktım. Kimse beni aramamıştı. Bu durum tuhafıma gitti. O an Naz mesaj gönderdi.
Kafe de halletmem gereken işler vardı. İzne ayrılmadan bitireyim dedim.
Ben çıkmadan Ömer amca aradı. Açtım bu arada.
Evet sorularım cevap buldu. Naz konuştuğu için beni aramak istemediler.
Kahvaltımı yapıp şirkete geçtim. Benimde izin öncesi halletmem gereken işler vardı. Güzel bir balayı için işleri sorunsuz bırakmak gerekirdi.-----
Naz
Yoğun bir akşam oluyordu yine. Siparişlerden dolayı hiç arkadan çıkamıyordum.
"Abla bir abi geldi. Seni soruyor. Arkadaşınmış sanırım."
Kaşlarım çatıldı. "Sen siparişleri hazırla bakayım ben" dedim Ali'ye.
Arkamdan seslendi. "Masa 16 abla."
Çıkar çıkmaz gözüm 16 numaralı masayı buldu. Gördüğüm kişi olduğum yerde kalmama neden oldu. Hızla masaya doğru yürüdüm. " Sen." dedim. Kısılan gözleri ile bana gülümsedi. Sonra gözleri yüzüğüme kayınca suratı asıldı. "Demek gerçekmiş." dedi.
Elime baktım. Ona döndüm. "Ne işin var burda?"
Eliyle karşısını gösterdi. "Otursana önce."
Dediğini yaptım.
"Ulaş ile nişanlandığını hatta evleneceğini duydum. Çok şaşırdım. Çünkü sen bana ısrarla onunla arkadaşız diyordun." Söyledikleri sinirimi bozdu.
"Bunun için mi geldin?" Sesim hafif yüksek çıktı.
"Hayır tabiki. Ona aşık olmadığını biliyorum ama neden parmağında onun yüzüğünü taşıyorsun? Bunu merak ettim." Sesi sakindi. Onun sakinliği ile sinirim doğru orantılıydı.
"Seni ilgilendirmez ona aşık olup olmamam." dedim. Elimi tuttu.
"Benimle gel Naz. Gidelim Fransa'ya."
Duyduklarım ile ağzım açık kalmıştı.Sinan benim eski sevgilimdi. Bundan 1 sene önce Fransa'ya taşındı. Bunu benimle ayrılarak yaptı. Bana o zaman gelir misin demeden gitti. Şimdi benimle gel diyordu. Aylar sonra çıkıp benimle gel diyebiliyordu.
"Sinan şaka mı yapıyorsun?"
"Seni severken gittim ben burdan. Düşündüm bir düzen kurup geleyim yanına. Senide alayım ama bu haberi duyunca nasıl geldim bilmiyorum. Bana kızgınsın biliyorum ve haklısın da. Affetmen için her şeyi yapacağım."
Her cümlesi daha da sinir ediyordu beni. Bununla beraber gözlerim de dolmuştu. Ben evleniyordum. Neden şimdi geldi ki?
"Git burdan." Söyleyecek hiç bir şeyim yoktu. Ayaklandım. Kolumdan tuttu. Ceketinin cebinden bir bilet çıkarıp uzattı.
"Bu cuma dönüyorum. Neden evleniyorsun onunla bilmiyorum ama biz seninle olmalıyız. Birlikte olduğumuz 3 sene çok güzel hayallerimiz vardı. Bunları hatırla. İyice düşün. Cuma günü havaalanında bekleyeceğim seni."
Şaşkınlıkla bileti alıp içeri geçtim. Derin nefesler ile sakinleşmeye çalıştım. Çok sinirlenmiştim. Kafe bana dar gelmişti. Halletmem gereken bir sürü de iş vardı. Mecbur onlarla ilgilendim. İşimde biter bitmez eve geçtim.
Ulaştan
Şirketteki işlerim bitmişti. Düğün ile ilgili ayarlamamız gereken son birkaç şey kalmıştı. Onun için Naz'ı aradım ama açmadı. Bende eve geçip orda beklemeye karar verdim.
Kapı anahtarlar açıldı. Ayla teyze "Geldi Naz da." dedi tüm sevecenliği ile.
Naz gözüktü. İyi değildi bunu ilk bakışta hemen anlamıştım. Selam verdi. Yanıma oturdu. Keyfî yerindeymiş gibi davranıyordu. Çaktırmadım. Ayla teyze onu mutfağa gönderdi. Çantası yanımdaydı. Ağzı açıktı. Dışarı sarkan bir kağıt vardı. Naz annesine seslenince Ayla teyze de gitti. Gördüğüm kağıdın bilet olduğunu anlayınca merakıma yenilip elime aldım.Fransa'ya uçak biletiydi. Üstünde Naz'ın adı yazıyordu. Tarih düğünden 1 gün önceyi gösteriyordu. Yani 3 gün sonrayı. Ne hissedeceğimi, ne yapacağımı bilemeyip aldığım yere bıraktım ve görmemiş gibi yapmaya çalıştım. Naz ve Ayla teyze konuşarak içeri geldi. Ben Naz'ın yüzüne baktım. Gidecek miydi yani? Benim kurduğum hayaller buraya mı kadardı? Hızla kendimi toparladım. Çayımı bitirip ayaklandım. İşimin çıktığı yalanını uydurup hızla uzaklaştım ordan. İlk işim eve gelmek oldu.
Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Fransa da Sinan vardı. Düğünümüzden bir gün önceye bu bilet... Gidecekti. Demek onu hâlâ unutamamıştı. Yapacak bir şeyim yoktu.
Şirketteki işlerim bittiği için 3 gün evde olacaktım. Bu süreçte Naz ile sadece telefonda konuşmuştuk. Benimle konuşmasını çok isterdim ama o bana hiç bir şey söylemiyordu. Bilet günü gelmişti. Oturdum tek başıma içiyordum. Kimseye bahsetmedim. Ona sormadım. Gitmek istiyorsa gitmeliydi. Alkol tüm vücudumu yavaş yavaş esir alırken telefonum çaldı.
Sanem arıyordu. Kapattım. Levent amca aramaya başladı. Mecbur açtım.
"Ulaş oğlum,Naz orda mı?"
Gözüm duvardaki saate kaydı. Uçağın kalkmasına son 15 dakikaydı. Derin bir nefes aldım. Gözlerim dolmuştu. "Yok Levent amca. Konuşmadık da bir sorun mu var?" dedim.
"Eve gelmemiş. Telefonları da açmayınca merak ettik. Kafede de değil kızlarla değil. Seninle de değil nerde bu kız?" Sesi çok endişeliydi.
"Sakin olun Levent amca. Aradığınızı görünce döner." dedim. Sakinliğim onu rahatlatmıştı. Çok uzatmadan kapattı. Gözüm saatteydi. Dakikaların ilerleyişini izledim. Son 1 dakikaydı.Saat 22.00'ı gösterince gözlerimi kapattım. Kaybetmiştim.
BÖLÜM SONU
YORUM VE VOTE BEKLIYORUM. NASIL GİDİYOR?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Oyunu
ChickLitEvlilik aşkı öldürür mü bilemiyorum ama bizim hikayemizde yeni bir aşkı doğuracak...