-X-

241 9 1
                                    

Belime sarılı kollar hareketimi kısıtlıyordu. Zorla olduğum yerde döndüm. Ulaş'ın yüzüyle karşı karşıyaydım. Burda uyuyakalmıştık. Çok güzel uyuyordu. Uyandırmak istemedim. Yavaşça kalkacakken gözlerini açtı ama kolunu belimden çekmedi. Bir süre öylece yüzüme baktı. "Günaydın." dedi uykulu sesiyle. Bende geri çekemiyordum kendimi. "Günaydın." dedim. Yavaşça çekti elini. Sonra da kalktı yerinden. Ben yattığım yerden onu izliyordum. Konuşmadan içeri gitti. Bende kalkıp çayı koydum. Sonra odamıza geçtim. Tişörtünü giyiyordu. Güldü. "Koca yatakta ayrı yatıp koltukta uyumamız." dedi.
"Öyle olmuş." dedim. Kalbim hızlı atıyordu. Bu adam benim sürekli dip dibe olduğum o adam değildi sanki. Üstümde yarattığı bu etki neyin nesiydi? Gözüm gülüşünde takılı kaldı. Hep böyle güzel gülüyordu ama ben böyle etkilenmiyordum.
"Naz niye öyle bakıyorsun?"
Kendimi toparladım. "Nasıl bakıyorum? Bakmıyorum ki uykudan uyanamadım daha." dedim. Banyoya girdim hemen.
İyice tuhaflaşmıştım. Yüzümü yıkayıp içeri geçtim. Salonu toplamıştı.
"Akşam dışarı çıkacağım." dedi.
"Nereye?"
Mutfaktaki sandalyeye oturdu. "İş yerinden çocuklar çağırdı. Bir şeyler içelim diye." dedi.
"Anladım."
"Sende kızlarla buluş istersen evde tek kalma." dedi. Istemiyordum.
"Temizlik yaparım akşam da dinlenirim." dedim.
Kahvaltıyı hazırladım. Güzel bir kahvaltı sonrası temizliğe başladım.

Ulaş çıkmaya hazırlanıyordu. Bende kovadaki suyumu döküp temizliği bitirdim. Kendimi salondaki koltuğa attım. Gömleğinin düğmelerini ilikleyerek çıktı içeriden. Çok yakışıklı olmuştu. "Erkek erkeğe olacaksınız dimi?" dedim merakıma yenilerek. Gülümsedi.
"Evet." dedi.
"Hmmm."
"Merak etme karıcım. Gerçekten erkek erkeğe bir eğlence olacak." dedi. Omuz silktim. " Yok merak etmedim öylesine sordum." dedim.
"Ben çıkıyorum. Görüşürüz." dedi.
"Görüşürüz." dedim.
O gidince bir süre öylece uzandım. Sonra kalkıp bir şeyler yedim.
Yalnız kalmak istiyordum. Televizyonu açtım ama izlemiyordum. Sadece sesi vardı evde. Aklım Ulaştaydı. Kendime kola almak için mutfağa girdim. Son anda alkolün iyi geleceğine karar verdim. Alıp geri koltuğa oturdum. Televizyona odaklanamıyordum. Gozlerimi kapattım. Gözümün önüne gelen görüntü ile hızla geri açtım. Elim dudaklarıma gitti. Ulaş'ı öptüğüm o anlar zihnimde dolaşıyordu yada alkolün etkisi ile zihnim bana oyun oynuyordu. Geç olmuştu. Kapı anahtar ile açıldı.
"Geldik geldik." dedi birisi. Hızla kapıya koştum. Beni gören kişi hızla konuştu. "Kusura bakma yenge rahatsız ettim. Ulaş Bey sarhoş olunca bırakmak zorunda kaldım." dedi. Hızla Ulaş'ın koluna girdim. "Teşekkür ederim." dedim. Iyi geceler diyip gitti. Ulaş kolunu omzuma attı. Yatak odasına doğru yürüdüm. O çok ağırdı. Zar zor gelmiştik.

+18 (isteyen geçebilir)

Onu yatağa bıraktım ama o beni bırakmadı. Üstüne düştüm. Yavaşça açtı gözlerini. Önüme düşen saçlarımı geriye itti. Eli yanağımdaydı. Gözlerim dudaklarına kaydı. Öpmek istedim belki oda hatırlamazdı. Hem bende sarhoştum dimi?
Yutkundu.
"Hadi yatağın içine gir." dedim. O beni duymuyordu sanki sadece yüzüme bakıyordu. Onunda gözleri dudaklarımda kaldı. Ikimizde büyülenmiş gibiydik. Dudaklarımızda bir mıknatıs bizi birbirimize çekti. Çok geçmeden dudaklarımız buluştu.
Yavaş öpüşlerimiz yerini tutkulu öpücüklere bıraktı. Ulaş hızla üste çıktı. Ben ne olduğunu bile anlamamıştım. Kollarımı boynuna sardım. Oda boynuma öpücükler bırakıyordu. İkimizde daha fazlasını istiyorduk. Şuan durdurmak benim elimdeydi. Belki de yarın pişman olacaktım ama istemiyordum. Eli göğsümü buldu. Sonra sabırsızca tişörtümün eteklerinden tutup tek harekette çıkarttı. Sütyenle kalmıştım. Göğsümün açıkta kalan kısımlarını öptü. İnlememek için kendimi zor tutuyordum. Kasıklarımdaki sızı bunu engelliyordu.

+18 bitti

Hızla Ulaş'ı iteledim üstümden. Bu yanlıştı. Yarın Ulaş bunları hatırlamayacaktı. Bunu istemiyordum. Ayağa kalktım. Oda yatağın boş kısmına düştü. Yerden aldığım tişörtümü giydim. Çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp misafir odasına yattım. Tabiki uyumak kolay olmadı.

------

Sabaha karşı uyuduğum için geç saatte uyanmıştım. Gözümü acar açmaz ilk aklıma gelen yine dünkü yasananlardi. Yataktan kalkıp içeri geçtim. Ulaş mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.
Saçları ıslaktı. Beni farketti. "Günaydın." dedi. Tuhaftı. "Günaydın." dedim. İkimizde birbirimiz hariç her yere bakıyorduk. Hatırlıyordu. Ben bir şey demeden iceri geçtim. Duş aldım.
Mutfağa geri döndüğümde her şey hazır beni bekliyordu.

Konuşmadan yemeye başladık. Elindeki çatalı bırakıp bana döndü.
"Dün olanlar için özür dilerim." dedi.
Ona döndüm.
"Sarhoştun. Bende sarhoştum. Sağlıklı düşünemedik." dedim.
"Sağlıklı düşünemedik." dedi. "Öyle." dedim. Bir şey demeden yemeğine döndü.
Tabağını tezgâha bırakıp bana döndü. "Ben şirkete gidiyorum." dedi. Aramızdaki bu tuhaf hava için gitmesi en iyisiydi. 
Gitmişti yada kaçmıştı. Dün olanlar hiç yaşanmamalıydı.

Sıkılmıştım. Aileleri arayıp eve davet ettim. En azından hazırlık yaparken kafam dağılırdı. Ulaş'a da geleceklerini söylediğim bir mesaj yazdım.
Akşama kadar bir çok çeşit yapmıştım. Ulaş'ı erken gelir diye beklemiştim ama o bizimkiler gelmeden kısa bir süre önce gelmişti. Odaya geçip üstünü değişti.

Aileler de gelince hemen sofraya geçtik. Annem "Siz iyi misiniz? dedi. Ulaş elime uzanıp tuttu. "Iyiyiz Ayla teyze." diyip öptü. Kendimi gülmeye zorladım. "İyiyiz annecim neden öyle dedin ki?" dedim.
Annem bir bana biz Ulaş'a baktı. "Öylesine sordum."
Aramızdaki gerginliği farketmişti. Yemeği yemiştik. Ulaş bana yardım etti sofrayı topladık. Hiç konuşmuyorduk. Tam geri odaya dönecekken kolumdan tuttu.
"Dün geceyi unutalım. Yaşanmaması gerekiyordu zaten. Annen sorgulamaya başladı çünkü. Toparla kendini olur mu?" dedi. Kafamı salladım. Içeri geçti. Yaşanmaması gerekiyordu. Bu cümle canımı yakmıştı. Ben istemiştim onu öpmeyi hatta daha fazlasını. Derin bir nefes aldım. Yüzüme sahte bi gülüş yerleştirip içeri geçtim. O babamla güzel bir sohbete dalmıştı. Bende annemlerin yanına oturdum. Çay kahve derken geç saate kadar oturduk. Onları yolcu ettiğimizde yoruldugumu hissettim. Sadece uyumak istiyordum ama mutfağı toplamam gerekiyordu. Mutfağa geçtim. Ulaş odaya geçmişti sanırım. Aynı evde bu kadar uzak olmamız çok rahatsız ediciydi. Dayanamayıp yanına gittim. Üstünü değiştiriyordu. "Bu böyle devam etmez." dedim. Gömleğini çıkarıp bana döndü. "Nasıl?" dedi.
"İki yabancı gibiyiz ve ben çok huzursuz hissediyorum kendimi."
Yatağın üstündeki tişörtünü alıp giydi.
"Haklısın." dedi.
"Ben seninle konuşurken rahat olmaya alıştım. Sana sarılmak bile benim için çok doğal bir şeydi ama şimdi yokmuşuz gibi davranıyoruz." dedim. Bana yaklaştı. "Bu olanlar sen hatırladığın için." dedi. Benden cevap alamayınca konuşmaya devam etti.
"Ben bu oyuna devam edebilirim ama sen edemiyorsun." dedi. Sinirlenmiştim. Yaşadıklarımız normal şeyler miydi sanki? Göğsümde dünden kalan izler vardı. Dudaklarına bakmak bile dünü hatırlatıyordu.
Her şeyi yok saymak benim için kolay değildi.
"Bende devam edebilirim." dedim. Bana doğru eğildi. "Et o zaman." dedi.
"Gel şu mutfağı toplayalım. Zaten eve geç geldin tüm her şeyi tek başıma yaptım." diyip yürüdüm. Güldü. Peşimden yürüdü. Ben bulaşıkları sudan geçirirken oda makinedeki temiz bulaşıkları yerleştirdi. Kaçamak bakışlarla ona baktım.

O an hissettim bu evliliğin gerçek olmasını ne kadar çok istediğimi.

BÖLÜM SONU

Yorumlarınızı bekliyorum.

Evlilik OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin