-IV-

240 6 0
                                    

Telefonumun sesiyle uyandım. Açmadan önce saate baktım. Yok artık saat öğlen iki olmuştu. Arayan Aliydi. Hızla konuşup kapattım. Yerimden kalkıp içeri girdim. "Annee." diye bağırdım. Başım çatlıyordu. Annem evde yoktu.
Kendimi banyoya attım. Dudaklarımda bir sızı vardı ama dün geceye dair hiç bir şey hatırlamıyordum. Hızlı bir duş aldım ve hazırlandım. Biraz önce göz ardı ettiğim cevapsız aramalara baktım. Tek tek dönüş yapmaya üşendim. Ulaştan gelen mesajlara girdim.

Babam cumartesi gidelim diyor istemeye.

Sanada uygunsa tamam diyeceğim.

Hâlâ uyanmadın dimi?

Ben sana o kadar içme demiştim.

Kendinden geçiyorsun. Ne yaptığını bilmiyorsun.

Kızım saat kaç oldu?

İşe de mi gitmiyorsun?

Neyse uyanınca cevap verirsin.

Hızla cumartesinin olabileceğini belirten bir mesaj yazdım. Diğerlerine sadece gülüp geçtim.
Cumartesiye sadece 2 gün kalmıştı. Bugün zaten geç kalmıştım. En iyisi şu isteme için gerekli şeyleri halletmekti.
Şanslıydım çünkü Sanem ve Defnenin ufak bir organizasyon şirketi vardı. Hazırlanırken onlarla konuştum. İsteme ve söz günü kısıtlı sayıda misafir de ağırlarız ve nişana gerek kalmaz diye düşünmüştüm. Çünkü uğraşamazdım. Bana kalsa düğün bile istemiyordum ama bunu bizimkilerle daha konuşmamıştım.

Evden çıkarken Ulaş'ı arayıp hoparlöre aldım.
"Uyanmışız." dedi gülerek.
Başım hâlâ ağrıyordu ama umursamadım.
"Hiç sorma yaa işe de gidemedim." dedim. Güldü. " Ben sana diyorum." dedi. Susturdum. "Oralara hiç girme. Ben sana cumartesi okey dedim ama hiç bir hazırlığımız yok." dedim.
"Bir oyun için bu kadar çabaya gerek var mı?" dedi.
"Bunu sen biliyorsun ben biliyorum. Diğer herkes gerçekten isteyerek evlendiğimizi düşünüyor. Ben organizasyon için Sanemlerle konuştum. Birçok şeyi onlar hallediyor. Bende şimdi çıktım AVM'ye geçiyorum. Sende gel de yüzükleri seçelim. Ne giyeceğiz ona karar verelim." dedim. Güldü. " Tamam çıkıyorum hemen. Haklısın özen göstermeliyiz." dedi.
Ulaş gelene kadar bir şeyler yedim.
O geldiğinde de hemen yüzük bakmaya başladık.
"Sence hangisi?" dedim ama Ulaş bana hiç yardımcı olmuyordu. Tekrar ona dönüp cevap bekledim. "Bence hepsi güzel. Ne bileyim?" dedi. Göz devirdim. "Boşa çağırdım seni." dedim. Çalışan kız bizim hallerimize güldü. "Sizin için bunu öneririm özel bir tasarım ürünü." dedi. Gerçektende çok güzeldi. Resmen aşık olmuştum. "Sanırım bulduk." dedi Ulaş.  "Bulduk." dedim. Kız onu kutularken Ulaş ordaki başka bir çalışanla konuşuyordu ama duyulmuyordu. Önemsemedim.
Onun içinde bir yüzük seçip çıktık. Elbise seçmek sandığımdan kolay olmuştu. Ordan kızların yanına geçtin ve o gün için bir plan hazırladık.

-------
O gün gelmişti.
Misafirlere biraz geç bir saati söylemiştik. Öncesinde sadece aileler olacak ve isteme gerceklesecekti. Kızlar yanımdaydı. Kısa süre içinde Ulaş ve ailesi gelmişti. Tabi Bora ve Arasta onlarla beraberdi.
Büyüklerimiz konuşurken biz kızlarla mutfağa geçtik. Kahveleri yaptık. Kızlar tuz koymakta ısrar ederken ben bol şekerli bir kahve yaptım. Çünkü Ulaş şekerli çay ve kahve asla içemezdi. Tuzdan daha büyük bir etki yaratacağını düşünüyordum. Öyle de olmuştu. Ulaş bulunduğu durumdan hiç memnun değildi. Herkes onun bu hâline gülerken o bana bakıp "Keske tuz koysaydın." dedi. Gülerek omuz silktim. Konu dağılmadan istemeye geçtiler. Yüzükleri birazdan misafirler gelince takacaktı

Evlilik OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin