0.6

960 52 13
                                    

Selamlar, yeni bölüme hoş geldiniz.

Kitap benim için şu an çok akıcı gidiyor. Sizin de aynı fikirde olup olmadığınızı merak ettim.

İlk defa bir fan fic yazıyorum ve bu konuda ne kadar iyiyim hiçbir fikrim yok o yüzden sizin her bir yorumunuz benim için çok önemli.

Sizi çok uzatmadan bölüme gönderelim bakalımm! Keyifli okunmalar

Sizi çok uzatmadan bölüme gönderelim bakalımm! Keyifli okunmalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saat 06.51

Güneş yerini yavaş yavaş alırken, camdan sızan gün ışığı odanın içerisine yansıdığında gözlerim aralandı.

Bulanık görüşüm aydınlanırken dün akşamın sahneleri hâla bire bir aklımdaydı. Bedenim o tanıdık sıcaklığı şu anda bile hissediyordu.
Sırt üstü yattığım yatakta yana döndüğümde dün gece her bir noktasını keşfettiğim tene tekrar dokundum.

Uyurken fazlasıyla güzeldi. Her ne kadar rahat biri olsa bu hâle gelmenin kolay olmadığını biliyordum. Aldığı düzenli nefeslerle şişip inen göğsü, aralık dudakları benim için kısa bir görsel şölen yaratırken salondan gelen tıkırtılarla bedenim kasıldı.

Steve bir istisna yapıp bu sefer beni görmeye gelmiş olamazdı. Henüz inatçılığı o seviyede değildi. Dün gece vardiyam yoktu. Bu bir an olsun içimin rahat olmasına sebep olurken içeriden gelem tıkırtılar şüpheci tarafımı öne çıkardı.

Yataktan doğrulduğum sırada sesler daha da büyüdü. Tabak ve cam sesine benzeyen sesler evde çınlarken yataktan fırlayarak kalktım. Steve bana kahvaltı hazırlıyor olamazdı.

Direkt olarak yataktan kalkmış görünümünü almak için dolabına yöneldiğimde adımlarım ses çıkarmamak için yumuşaktı.

Dolap kapağını aralayıp pijamalarımın olduğu kısımdan siyah pijamalarımı çıkardım. Onları giyinmeden önce temiz iç çamaşırlarını üzerime geçirirken arkamda hissettiğim hareketlilikle bakışlarım omzumun üstünden yatağa doğru kaydı.

"Yine mi kaçıyorsun?" Diye sordu uykulu bir sesle. Bakışların odanın kapısına kaydı. Hâla birkaç tıkırtı duyuyordum. Steve onu fark ederse büyük ihtimalle işte bu sefer ikimizi de canlı bırakmazdı.

"Sessiz ol." Diye fısıldadım sütyenimi üstüme geçirip pijamalarımı hızla giyinirken.

"Neden? Yine kimden kaçıyoruz?" Diye sordu yüzüne gelen güneş ışığını eliyle engelleyerek.

"Sanırım Steve bizi basmak için pusu kuruyor." Diye mırıldandığımda o dalgacı taburu ciddileşti. Yatakta hafifçe doğrulduğumda bir an bu paniklemiş haline güleceğimi sandım.

"Broken Heart" +18 (SMUT)// Eddie Munson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin