"Ya şimdi çoğunuz zaten burada yaşadığı için büyük ihtimalle klasik turistik yerleri gezmek istemezsiniz. Ben de kalabalıktan nefret ettiğim için, sabah baya erken saatlerde dışarıdan görmek istiyorum tarihi yerleri."
Ömer "Ne kadar erken saat mesela?"
"5-6 gibi..."
Emre "Oha, ben o saatte lise yıllarında kalktım tek, başka da kalkmam valla. Üzgünüm yenge."
Kaan "Yani... Ben de sabahın beşinde kalkmak istemem. Bir de sen o saate gezmek istiyorsun, kalkmak değil."
Umut "Ben çalışıyorum. Akşamki eğlencelere katılacağım zaten."
Mert "Güzelim harbiden çok erken değil mi?"
Dudaklarımı büzdüm. "Biliyorsun sen beni Mert. Erken saatlerde kalkıp etrafta kimse yokken bir şeyler yapmayı severim."
Ömer "Yarın sabah 9'da doktor randevum var. Seni gezdirmek isterdim ama öğleden sonra katılabileceğim sanırım plana."
Sorun değil, der gibi kafamı salladığımda yanımda oturan Hürkan'a yavru köpek bakışları atmaya başladım. "Sen peki..?" tüm gözler bir bende bir Hürkan'da olunca gerilip kurumuş dudaklarımı yaladım. "Buraya gelme nedenini unuttun sanırım?" anında sırıtırken sevinip koluna sarıldım. "Çok heyecanlandım! Size de -Ömer ve Umut hariç- yazıklar olsun. Hele sen Mert... Dönünce bir ay yemek yapmayacağım ki sana."
"Yaa! Hayır hayır, ben de geleceğim sizinle tamam."
"Yoo istemiyoruz biz, değil mi Hürkan?"
Hürkan "Evet, şansınızı kaybettiniz."
Gülüp hâlâ Hürkan'ın koluna girmiş bir halde olduğumu fark edip oturuşumu düzelttim. "Peki şimdi ne yapacağız?" cevap için herkesin yüzüne bakarken saati kontrol ettim bir yandan da. Ne ara beş buçuk olmuş?
Emre "Bence şöyle güzel bir akşam yemeğine gidelim."
Yemek mi? Off ben de acıktım. Ömer'in gülerek bana baktığını fark edince ona döndüm. "Ecem de acıkmış gibi. Emre yemek deyince gözleri parladı resmen."
Kaan "Yengem acıktıysa kalkın yemeğe gidiyoruz."
Umut "Uyar bana da."
Mert "Ne yiyeceğiz?"
Hürkan "Evet ne tarz bir yere gidelim?"
Ömer "Bana fark etmez."
Umut "Bana da."
Emre "Yemek seçmiyorum ben, biliyorsunuz."
Kaan "Ben de hiç seçemem ya."
Hürkan "Sen ne yemek istersin Ecem?"
Mert "Ben biliyorum onun ne isteyeceğini."
Mert güldüğünde gözlerimi kısarak ona baktım. "Ne var iskender hastasıysam? Çok güzel bir nimet o, yemelere doyamıyorum."
Salonda gülüşmeler oldu tekrar. Hürkan "O zaman iskender yemeye gidiyoruz." dediğinde ağzım sulanmaya başlamıştı bile. Dudaklarımı yalayıp ayaklandım. "Hazırlanmaya gidiyorum o zaman ben. Siz kesin böyle gideceksiniz çünkü."
Emre "Kadınlar cidden çok zeki ha."
Kaan "Ya da bizi çözdüler."
Umut "Veya biz çok basitiz."
Salondan çıkmadan seslendim. "Üçüde doğru tespit beyler!"
Odaya geçtiğim gibi üzerimdeki sweati çıkartıp boğazlı bir kazak giydim. Makyaj çantamı çıkartmış ayna için banyoya gidecekken kapısında Hürkan'la karşılaştım. "Aa şey, ben makyaj yapacağım azıcık, sen hallet işini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hürkan Gügen - Bir Romantik Komedi
ChickLitGenç kız edebiyatı olarak düşünün. Sadece erkek başkarakter Hürkan. Başkarakter kızın adının yerine kendi adınızı koyarak hayal et gibi de yapabilirsiniz. Eğlenceli bir romantik komedi olmasımı umuyorum... Şimdiden keyifli okumalar. Sadece eğlenme...