Mert koyu göz altlarıyla kendini kanepede yanıma attığında elimdeki telefonu kenara koydum. İkimizin de vizeleri bitmişti. Sınav haftasından çıkmış bulunuyorduk ama yorgunluktan sevinemiyorduk bile.
"Nasıldı son sınavın?"
Gözleri kapalı başı da arkaya yaslıydı. "Zor değildi ilk konular olduğu için ama işte... 2+2'yi sorsalar sınavda olduğumuzdan şüphe edip zorlanırım. Senin?"
"Ortaydı."
Kısaca cevaplamama gülüp bana döndü. Gözleri parlıyordu resmen şimdi de. "Yurttan izin al da gece partileyelim." teklifiyle ben de canlanıp sırıttım. "Olur valla." geri telefonuma dönüp izin işini hallederken o da telefonuyla oynamaya başladı. İzni aldığım sırada sevgilim arayınca sırıttım. Kayıt aldığı sırada aradığımdan merak etmemem için açıp daha sonra döneceğini söylemişti. Sanırım işi bitmişti.
"Aloo, buyrun ne için aramıştınız?"
"Merhabalar, sevgilimin sesini duymak için aramıştım da ben."
"Kendisi şu an burada değil, başka nasıl yardımcı olabilirim size?"
"Hmm, sizin de sesiniz fena değil sizinle konuşalım o zaman."
"Hürkaan!" kahkahasını Mert bile duydu.
"Çok tatlısın, ne yapacağım ben seninle?"
Asla sinirli kalamıyorum bu çocuğa ben ya... Mert, Hürkan'ın beni utandırdığını anlayıp salondan çıkarken aramayı FaceTime'a geçmek için yönlendirdim. Hemen aramayı kabul etti. Bilgisayar başında oturuyordu. Lens yerine gözlüğünü takmış yapılı saçlarıyla ekrana bakıyordu.
"Bitti sonunda vizeler aşkım."
"O zaman birkaç saate seni tren garından alıyorum?"
Güldüm. "Şapşalsın."
"Nasıldı bakalım sınavların? Malum bir buçuk haftadır dikkatin dağılmasın diye sadece yatmadan önce mesajlaştık."
"Çok zor bu sene dersler... ÇAP yapmak istiyorum. Başvuracağım seneye."
"Bu konudan hiç bahsetmemiştin. Hangi bölüme başvuracaksın?"
"Mütercim tercümanlık. Bir yandan dilimi geliştiriyorum biliyorsun."
"Sevgilimin akademik kariyeri çok havalı. Benim de bir şeyler yapmam lazım."
"Sen her halinle çok havalısın zaten ayrı bir çabaya gerek yok."
Hep ben mi utanacağım, biraz da o utansın. Öyle de oldu. Çok belli etmese de sırıtıp eliyle ağzını kapadı. Ben Hürkan'a gülerken Mert üzerini değiştirmiş halde yanıma geldi. Telefonu elimden çekip kendisi muhabbete girdi.
"N'aber kanka?"
"İyi ya senden n'aber? Kurtuldunuz sonunda."
"He ya... Ben sana şey diyecektim."
"Ney?"
"Ecem'le partileyeceğiz bugün. Sınavlar bitti kutlaması. Sakarya'da clup falan olmadığından eve birkaç şey alır içeriz." yandan Hürkan'ın yüz ifadelerini izliyordum. Partilemeyi duyduktan sonra yüzü gerilmişti hafifçe. "Diyorum ki sen de şimdi yola çık Emre, Kaan, Ali falan gelin kalın hafta sonu." yavaşça geri gevşeyen yüzüyle gülmeden edemedim.
"Ben gelirim. Çocuklara da sorayım ona göre yola çıkarız."
"Tamamdır kankam. Veriyorum Ecem'e, haber ver çıkarken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hürkan Gügen - Bir Romantik Komedi
ChickLitGenç kız edebiyatı olarak düşünün. Sadece erkek başkarakter Hürkan. Başkarakter kızın adının yerine kendi adınızı koyarak hayal et gibi de yapabilirsiniz. Eğlenceli bir romantik komedi olmasımı umuyorum... Şimdiden keyifli okumalar. Sadece eğlenme...