Hastaneden çıktıktan sonra eve geçip Hürkan'ı yatırdık. Bir tık zor oldu ama sonunda uyuyabilmişti. Yarın son günümüz olduğu için bu gece uyumamayı planlıyormuş ama ucundan nanay oldu diyebiliriz bu plana. Kaan ve Ömer, Hürkan'ı zor bela uyuttuktan yarım saat sonra geldiler. Kendi gözleriyle görmek istemişler arkadaşlarını. Şimdiyse salonda oturmuş kahve içerken sohbet ediyorduk. Bu arada mangaldan biz birden gidince çok et artmış. Bize getirmişler etleri de. Onları da ısıtıp yedik bir güzel.
"Mert kremim nerde benim ya?"
Mert "Bilmiyorum ki. Odada mı kaldı?"
"Hiçbir fikrim yok. Bakayım ben bi'."
Mert "Otur sen, ben bakarım."
Mert ayaklanmıştı ki Hürkan elinde kremimle içeri girdi. "Niye kalktın?" yer açmak için koltuğun koluna doğru kaydım. Ama Hürkan uykulu bir şekilde gidip Emre'nin yanına oturup bir de başını omzuna yasladı. Benimle beraber Emre de şaşırırken tatlılıklarına gülüp fotoğraflarını çektim.
Hürkan "Gel kremini sürelim."
Hürkan yarı uykulu haliyle Emre'nin ayağını dizine koyduğunda benim ayağım olmadığını görür görmez fırlattı çocuğun ayağını resmen. Hürkan hariç herkes bu duruma kahkahalarla gülerken gariban sevgilim travma atlatıyordu oturduğu yerde.
"Hürkan ben buradayım."
Gözlerini kırpıştırıp ben olduğuma emin olduktan sonra kalkıp yanıma oturdu. "Niye kalktın sen? Uykun açılmadan uyu geri."
Hürkan "Kremini sürelim."
Bu sefer doğru ayağı dizine koyup bandajı açtı. Sararmış ve morarmış yerlere kremi yedirirken Emre dünkü bir maç hakkında sohbet konusu açtı. Dikkatler dağılmışken Hürkan ayağıma bandajı geri sardı. Ardından başını göğsüme koyup, bacağını da üstüme atıp tekrar uyku haline girince sıkıştım koltukla onun arasında.
Kaan "Haha! Şunlara bakın."
Mert "Hürkan, kalk yerine yat annem."
Ömer "Ecem siz... Çıkmaya mı başladınız?"
"Çok mu belli ediyoruz ya?"
Emre "Hiç olur mu ya(!) Yanımızda her şeyi yapın sonra gel belli mi ediyoruz de."
Ömer "Yani biraz belli oluyor diyebilirim."
"Bak işte. Böyle adam gibi cevap versen ne olur?"
Emre "Adam falan ayıp oluyor. Ne adamlığımı gördün?"
Emre'ye gülüp Hürkan'ı dürttüm. Yatağa geçse iyi olurdu. "Gel yatırayım seni." uykulu sesiyle ve pozisyonunu bozmadan söylendi.
Hürkan "Uykum yok oturacağım ben de."
Emre "Aynen kanka, aşırı dinçsin şu an."
Gülüp Hürkan'ın göğsümde uyuduğunu görmezden gelerek sohbete devam ettik. Arada muhabbetten sıkılıp Hürkan'ın saçlarıyla oynamış olabilirim. Saçlarıyla oynarken de mayışıp ben de uyuya kalmış olabilirim. Ve misafirler gittikten sonra salak arkadaşımız -Mert- bizi uyandırıp yatağa yatırmak yerine üzerimize battaniye atıp koca yatakta tek başına yatmış olabilir...
Sabah daha gözlerimi açmadan boynumun ağrısını hissettim. Ağırlığını çoğunlukla benim üzerime veren Hürkan'dan dolayı da zor nefes alıyorum desem yalan olmaz. Yerimde elimden geldiğimce gerinip Hürkan'ı sarstım uyanması için. Sabahları bi' tık huysuz olduğumu umarım önceden söylemişimdir kendisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hürkan Gügen - Bir Romantik Komedi
ChickLitGenç kız edebiyatı olarak düşünün. Sadece erkek başkarakter Hürkan. Başkarakter kızın adının yerine kendi adınızı koyarak hayal et gibi de yapabilirsiniz. Eğlenceli bir romantik komedi olmasımı umuyorum... Şimdiden keyifli okumalar. Sadece eğlenme...