Herkese yeniden merhaba arkadaşlar!
Umarım hayatınızda her şey güzel gidiyordur.
Bu bölüm diğer bölümlerden çok daha kısa. Çünkü geçiş bölümü gibi bir şey. Asıl olaylara zemin hazırlayan bir bölüm diyebilirim.
Keyifli okumalar dilerim! Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıın.~~~
Beyaz, bütün renklerin birleşimi sonucu oluşur. İçinde en koyu ve en açık renkleri barındırır.Ben duyguları renklere benzetiyordum. Aynı anda yaşadığım birçok duygu olduğunda genelde hissizleşiyordum. Hissizlik benim için beyaz renk gibiydi. Belki de delirmemek için kendimce bu yöntemi bulmuştum, bilmiyorum. Ancak şu anda üzgün, kızgın ve belki daha birçok duyguyu yaşayıp çığlıklar atmam gerekirken karşımdaki adamın gözlerinin içine bomboş bakıyordum. Sanki bir anda tüm varlığım yok olmuş ve ruhum öylece süzülüyor gibiydi.
"Ben seninle tanışmak için bu kadar can atarken senin böyle ruhsuzca bakman beni çok kırdı."
Alaylı sözleri benim dünyamda hafif bir rüzgar etkisi bile yaratmadı. Sadece her şey bitsin istedim. Ne oluyordu bilmiyordum ama her şey bir an önce bitmeliydi.
Aklıma gelen düşüncelerle dudağımın bir tarafı alayla yukarıya kıvrıldı.
"Sen kimsin bilmiyorum. Benimle derdin ne onu da bilmiyorum ama bir şeyden emin oldum. O da gerçek ailemden çok korktuğun. Benim yanımda korumayla duracak kadar ve ellerimi ayaklarımı bağlayacak kadar çok korkuyorsun. İşte şimdi gerçekleri öğrenmek için sabırsızlandım."
En korktuğum anlarda bile bir tarafım hep güçlü olmamı söylerdi. Bazen onu dinlerdim. Şimdi olduğu gibi.
Adamın alaylı yüzü bir an duraksadı. Sonra düz bir ifadeye büründü.
"Senin hakkında her şeyi biliyorum. Sen ise benim hakkımda hiçbir şeyi bilmeden böyle bir yorum yapıyorsun. Gerçekleri öğrendiğinde hayal kırıklığına uğrayacağına seni temin ederim küçüğüm."Ruhsuz bakışlarımı ona göndermeye devam ettim. "Benim hakkımda ne biliyorsun ki?"
Sorum gerçek bir kahkaha atmasına sebep olmuştu. "Senin hakkında senin bile bilmediğin şeyler biliyorum."
Bu sırada kapı açıldı ve içeriye az önce sandalyeyi getiren adam girdi. İsminin Cihan Acar olduğunu öğrendiğim adamın kulağına bir şeyler fısıldadı. Cihan Acar'ın yüzü anında sertleşti.
"Değil bu odaya bu kata bile girmelerine izin yok. İkisinin de."
Adam kafasını sallayarak odadan çıktı. Cihan Acar düz bir ifadeyle bana bakarken "Seni görmek isteyen birileri var. Ancak ne yazık ki benim misafirimi benden başkası göremez." dedi.
Boş boş bakmakla yetindim. Bu sırada o kolundaki saate bakıp kendi içinde bir şeyler hesapladı. Sonra bana bakarak güldü. "Şu an muhtemelen istediğim oldu. Seni kaçırmam sizin cephede büyük patlama yarattı. Yakın bir zamanda sahte ailenin yanına döneceksin ama asla burada bitmeyecek. Ben izin vermesem senin buradan cesedini bile alamazlar. Ancak ben eğlenmeyi seven bir adamım. Ayrıca on altı yıl beklediğim işin hakkıyla olmasını isterim."
Artık öfkemi biraz hissediyordum.
"Ne saçmalıyorsun sen?"Beni duymazlıktan geldi. Kendi kendine konuştu. "Bilmediğin o kadar şey var ki. Önce hangi bombayı patlatsam."
Sonra gözleri bana döndü.
"Neyse. Kısa da olsa bir süre misafirimizsin. Daha zamanımız var."Adamın bakışlarında normal olmayan bir şeyler vardı. Gözleri sürekli beni inceliyor ve sürekli bir şeyler hesaplıyordu. Sonra çok alakasız bir şekilde yine konuşmaya başladı. "Gözlerini babandan almışsın. Hatta fiziksel olarak da babana benziyorsun. Onun o mavi gözlerini sökerken senin de bu mavi gözlerle izlemeni çok isterim."
![](https://img.wattpad.com/cover/314834547-288-k857067.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODİ
Teen FictionHer insanın hayatında en az bir dönüm noktası vardır. Tüm hayatını etkileyebilecek bu dönüm noktaları iyi veya kötü olabilir. Sarsıcı etkisiyle hayatımızı tümüyle de değiştirebilir. Melodi'nin dönüm noktası doğumuyla başladı. O, doğduğunda bile fark...