10.Bölüm

102 13 9
                                    

Herkese merhaba! Yeni bölümle karşınızdayım. Yorumlarınızı merakla bekliyorum.💙💙

~~

FUNDA AKTAŞ'TAN

Cihan Acar'ın, Sanem'e gönderdiği mesajın üzerinden tam iki gün geçmişti. Sanem her dakikasını deli gibi araştırma yaparak geçiriyordu. Semihlerden herhangi bir iz bulabilmek için üşenmeden her kayda, her belgeye bakıyordu. Sanem'in bu delirmiş halleri beni korkutmaya başlamıştı.

Çocukların geri dönmesine iki gün vardı ve Sanem normale döneceğe benzemiyordu. Sürekli düşünüyor, oradan oraya koşturuyordu.

Bilgisayar ekranında belki de bininciye izlediği kamera görüntülerine bakarken elimdeki çayı yanına bıraktım. "İç biraz. İyi gelir." diye mırıldandım.

Sanem ekrandaki her ayrıntıyı incelerken video bitti. Sonra yanındaki belgeleri eline alarak bu sefer onlara baktı. "Her şeyi defalarca inceliyorum Funda. Ama gözümüzden kaçan şeyi bulamıyorum."

Dudaklarımı ısırırken elimle alnımı sıvazladım. Belgeleri bizim yok ettiğimizi söyleyemedim.
"Canım biraz dinlenmen gerekiyor. Cihan Acar sadece kafanı karıştırmak için bunu yaptı ve başardı da. Kendimizi kandırmayalım, abinler öldü."
Deli bakışları hızla bana döndü. "Görüntüleri izlediğin halde nasıl bu kadar emin konuşuyorsun Funda? Bildiğin bir şey mi var?"

Korku iki gündür iliklerime kadar kendini hissettiriyordu. "Saçmalama Sanem. Sadece boşuna ümitlenip sonrasında hayal kırıklığına uğrama diye söylüyorum."

Sanem bana cevap vermedi, elindeki belgelere döndü. "Bunlar abimlerin ölüm belgeleri. Ama abimler yangında evde değilmiş. Tekrar geri dönmüş olsalar kameralarda çıkardı. Anlamıyorum, anlayamıyorum."

Sonra bir anda ayağa kalkıp odanın içinde yürümeye başladı. Kendi kendine konuşuyordu. "Abim ve Leyla yangından bir süre önce tuhaf hareketler sergiliyorlardı. Bunu kızlarının ölümüne yormuştum ama başka bir şey daha vardı. Bundan şu an emin oldum. Çok huzursuzlardı. Onları huzursuz eden başka bir şey vardı. Ama ne?" Sonra bir anda durdu. "Kızları ölü doğduktan iki hafta sonra öldüler. Yani durum sözde yıllardır böyle. Ama şu an yaşıyor olma ihtimalleri var. Yani ortada yalan bir kurgu var. Sanki birileri bilerek böyle olmasını sağlamış gibi. Eğer abimler ölmemişse ve bunlar bir oyunsa... Kızları da ölmemiş olabilir mi?"

Kalbim bu soruyla durmuştu sanki. Başımın döndüğünü hissettiğimde sandalyeden düşecek gibi oldum. Sanem beni fark edecek durumda değildi. Bir şey söyleyemeden Kuzey odaya girdi. Sanem hızla ona yöneldi. "Yürü, gidiyoruz." diyerek Kuzey'i çekiştirmeye başladı.

Ayağa kalkacak gücü kendimde bulamazken Deniz kaşları çatık bir şekilde içeriye girdi. "Sanemler o kadar hızla nereye gidiyor?"

Dudaklarımdan dehşet dolu bir cümle çıktı. "Sanem, Melodi'nin yani yeğeninin de yaşamasından şüphelendi."

Deniz bir süre boş boş suratıma baktı. Sonra şok olan bir ifadeyle "Böyle bir şey nasıl olabilir? Yangınla onun bir alakası yok ki." diye söylendi.

Gözlerim korkuyla doldu. "Sanem ortada bir şeyler döndüğünü anladı. Yeğeninin ölü doğmamış olabileceğini, bunun da bir yanıltmaca olabileceğini ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olabileceğini fark etti. Deniz biz mahvolduk."

Deniz bir anda soğukkanlı bir tavra büründü. Ellerimi tutarak "Sakin ol Funda. Bunların bir gün olacağını biliyorduk. Semihler yakında ortaya çıkacak. Asıl savaş o zaman olacak ve bizim tek yapmamız gereken sakin olmak. Zor biliyorum ama mecburuz."

MELODİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin