"Yanında olmadığım için, seni ondan koruyamadığım için, geçirdiğin en güzel anlarda yanında olmadığım için özür dilerim."
"Peki neden? Yani beni ve abimi neden bıraktınız? Sakın yokluk gibi şeyler söylemeyin. Ben buna inanmam çünkü." Dedim.
"Yokluk değil çünkü ben abinleri de yokluk içinde büyüttüm. Sizi bırakmak zorundayım ben. Bizden sizi kaçırdılar. Babanın ailesi beni hiç istemedi, ilk abin Azat doğduktan sonra beni biraz sevmeye başladılar. Sonra Arda abin doğunca daha çok sevmeye başladılar, el üstünde tutmaya başladılar beni çünkü iki tane erkek torun vermiştim onlara. Sonra Araz doğunca en sevdiği gelinleri ben oldum. Yedi tane amcanız var sizin. Onların çocukları da erkekti ama en büyükleri babanız olduğu için daha çok sevinmişlerdi. Biz babanızla askere gitmeden evlenmiştik. Babanız askere gittikten bir hafta sonra ben Aral'a hamile olduğumu öğrendim. Doğum yaptıktan sonra, babanız izine gelmişti. İzini bitip döndükten bir sene sonra sana hamile kaldığımı öğrendim ben. Ama bir türlü babanızdan olduğunu kabul etmediler, seni de abini de. En küçük amcanız bekardı o zaman. Küçük amcanızla aramız çok iyiydi bizim, iyi anlaşırdık babanız varken de böyleydi, gittikten sonrada böyledi. Tabi babaanneniz ve dedeniz bunu kabul etmedi. 'Bu çocuklar Erkan'dan değil, bize yalan söylüyorsun. Bu çocuklar Emrah'tan. Hemen bu evden def olup gidiyorsun. Aral'la Arden'i bize bırakıp gidiyorsun.' Dediler. Yok dedim, vermem onları bırakamam dediysem de dinletemedim onlara. Tehdit ettiler beni. Babanız gelince bana inanmıştı, biliyordu ondan olduğunuzu ama sizi almak için geldiğimizde babanızı da tehdit ettiler. Bir kaç sene geçince duyduk ki sizi başkasına vermişler. Hemen kalktık sizi aramaya başladık ama bulamadık sizi."
"Bunca sene sonra bizi nasıl buldunuz peki?" Diye sordu abim.
"Ben buldum sizi." Dedi Azat bey. Ve devam etti. "Arden'nin açtığı Yetiştirme yurduna bende taliptim. Ama uyuşturcu için değil, orayı büyütüp daha çok çocuk yetiştirebilmek için istemiştim. Sonra araştırmaya başladım. Bu herkesin dilinden düşüremediği, Hanım hanımcık, melek gibi olan, delikanlı olan Arden Kanzuk kim? Merak duygumu çok tahrik etmişti bu Arden. Sizde bilirsiniz ki biriyle iş yapmak istiyorsanız ibine, dibine kadar araştırıyorsunuz. Sisteme bakarken yetiştirme yurdunda kaldığını öğrendim. Bunlar olmadan bir hafta önce de muhabbet ederken konunuz geçmişti. İsmini görünce aklıma geldi hemen annemlere söyledim onlarda doğruyu anlatınca öğrendik. Zaten sizi bulana kadar bir ay geçti. Bir hafta önce Aral'la konuştuk. Öyle bulduk." Anladım anlamında kafa salladım. Artık sıkılmıştım bu konudan.
"Ben çok sıkıldım artık. Konuşacak başka bir şey varsa abimle konuşursunuz, gerekeni abim söyler." Dedim. Abime döndüm. "Ben gidiyorum. Bir şey olursa haber verirsin."
"Okula mı?" Kafa salladım.
"Gitmeden önce Murat'la konuş önce."
"Sonra abi kafam balon gibi." Abim kafa salladı. Sonra Araz lafa atladı.
"Arden sen nerde okuyorsun?"
"Bora üniversitesinde okuyorum. Tam burslu olarak."
"Hay kafamı ya. Bende orda okuyorum. Ama burslu okumuyorum ben. Hangi bölümdesin?"
"Hukuk okuyorum." Dediğimde yeni aile bireyleri gururla baktı bana.
"Bende Veterinerlik okuyorum. Arda abim matematik öğretmenliği okuyor. Azat abim de radyo ve televizyondan mezun."
"Aral abim de Edebiyat öğretmeni."
"Mezun olunca ne yapacaksın?" Diye sordu Azat bey.
"Başsavcı olacağım." Dedim gururla. Kafasını onaylar şekilde salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO (FLECHAZO)
Teen FictionArden 23 yaşında bir genç kızdı. Bunca yıl ailesi bildiği insanlar gerçek ailesi değildi. 23 sene sonra ailesini bulmuştu. Aşık olduğu çocuk onu reddetmişti. Onun acısını yaşarken bir de anonim vardı. Bütün bu olaylara nasıl baksın bilemiyordu. Alla...