Lunaparkta gecenin bir yarısına kadar eğlenmiş, kamp alanına gelmiştik. Yarın akşam burda son günümüzdü. Ertesi günü eve dönüyorduk.
"Ben yatıyorum arkadaşlarım. Size iyi geceler." Dedim ve hemen yatağıma koşuyordum ki merdivenlere takılıp düştüm. Acıyla çığlık atınca hepsi başıma toplandı.
"Ne oldu, iyi misin?" Dedi Bartın.
"Kör müsün ikizim, kız acısından ağlıyor sen hala iyi misin diye soruyorsun."
"Aptal kafam ne olacak, haklısın ikizim. Soruyorum bir de."
"Ya arkadaşlar kriz anında bile birbirinizle tartışmanıza bayılıyorum." Dedi toşko.
"Arden iyi misin güzelim? Neler olduğunu anlatır mısın?" Dedi Gökhan.
"Ya doktor adamın hali başka tabi." Dedi Ahmet.
"B-ben merdivenlerden çıkıyordum, sonra son basamakta takıldım düştüm."
"Tamam ayağına bakabilir miyim?" Ayağımı Gökhan'a doğru uzattım. Gökhan ilk önce sağa çevirdi
"Böyle yapınca acıyor mu?" Kafamı hayır anlamında salladım. Diğer tarafa çevirdi.
"Böyle?" Kafamı evet anlamında salladım bir kaç hareket daha yaptı.
"Tamam korkulacak bir şey yok, sadece burkmuşsun. Ahmet şu ilk yardım dolabına bakar mısın sargı bezi var mı?"
"Tabi abi ne demek." Dedi ve beş dakika sonra elinde sargı beziyle geldi. Gökhan'ın her ihtimale karşı yanında getirdiği kremi aldı.
"Şimdi bu merhemden süreceğim, saracağım ve yarına bir şey kalmayacak. Tabi sen oturursan."
"Ama kıvırcığım, şimdi yarın son akşam ve ben sahnede şarkı söylemekle görevliyim." Dedim.
"Oturarak söylersin güzelim, bir şey olmaz." El mecbur kabul ettik. Gökhan işini bitirdikten sonra Ahmet kucağına alıp yatağıma yatırırken Araz'ın geldiğini gördüm.
"Yine aynı şeyler yüzünden laf yapacaksan yorma Araz. Git. Gerçekten git çünkü yoruldum artık, senin saçma sapan imalarından, kendine göre kafanda kurduğun senaryolardan yoruldum." Dedim.
"Merak etme Arden, onun için gelmedim. Hem senin ayağına ne oldu?"
"Önemli bir şey değil birader burktu sadece." Diye atladı Toşko. Araz Toşko'nun bu davranışına göz devirmekle yetindi sadece.
"Her neyse burdan döndükten sonra annemler seni ve Aral'ı yemeğe bekliyor."
"Oğlum sen Aral abiden büyüksün ama ne hikmetse Arden'le aynı liseden mezunsun ne alaka?" Dedi Ahmet.
"İki sene geç kaldım, bir sene sınıfta kaldım. Ki o da lise sondu. Üniversitede de alttan ders alıyorum ve Aral'dan sadece iki yaş büyüğüm. Bizim ailede herkes birbirinden ya iki yaş küçük ya da büyük olur. Mesela Arden, yirmi dört yaşında, Aral yirmi altı, ben yirmi sekiz. Arda abim otuz, azat abimde otuz iki yaşında." Dedi Araz.
"Bu gereksiz bilgi için teşekkürler Araz. Geç yazıldığın konusu söylemen yeterliydi. Söyleyeceklerin bittiyse gidebilirsin." dedim.
"Bu arada doğum günün kutlu olsun kardeşim, yanında olmadığım her yıl kendimden nefret ettim. Umarım beni, bizi affedersin ve gireceğin bütün yaşlarda beraber oluruz." Dedi Araz. Bunu söylemesiyle hemen tarihe baktım. 20 Ağustos 2023. Bugün benim doğum günümdü. Karmaşadan unutmuştum.
"Eyvallah." Demekle yetinmiştim sadece.
*****
"Efendim?" Bir Arden atasözü der ki; hiç bir zaman kendi isteğimle doğru düzgün uyanamayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO (FLECHAZO)
Подростковая литератураArden 23 yaşında bir genç kızdı. Bunca yıl ailesi bildiği insanlar gerçek ailesi değildi. 23 sene sonra ailesini bulmuştu. Aşık olduğu çocuk onu reddetmişti. Onun acısını yaşarken bir de anonim vardı. Bütün bu olaylara nasıl baksın bilemiyordu. Alla...