Canlarımm. Biliyorum bölümler yine geç geliyor. Hepinizin bildiği gibi tam olarak bütün okullar açıldı, bende belki de bir çoğunuz gibi üniversite öğrencisiyim ve daha ilk senem. Hem okul, hem ödevler hem de burası. Biraz uğraştırıcı oluyor ve vakit buldukça yazıyorum. Kaldı ki, iki ya da üç belki dört bölüm sonunda final vermeyi düşünüyorum. Ya da hiç beklemediğiniz bir an da. Şimdilik hoşça'kalın uzatmadan bölüme geçiş yapıyoruz. Yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
********
Bugün o gündü. Akşam Gamze'yi istemeye gidecektik. Sabahtan ben, Gamze, Elis kuaföre gelmiştik. Arya ile garip bir şekilde aramıza soğukluk girmişti, bu yüzden çok fazla konuşmuyor ve buluşmuyorduk. Biyolojik ailemle isteme merasiminden kaynaklı aramız biraz düzelmişti. Azat abim dışında diğerleri ile çok fazla anlaşamıyorduk. Azat abim bana her zaman daha ılımlı ve anlayışla yaklaşmıştı. Bir gece yarısı, abimin ve Gökhan'ın olmadığı bir günde kapıma birileri dayanması sonucu onu aramış, yardım istemiştim ve sadece 'Kapat geliyorum!' Demişti. İsteme ve nişanı bir yapmak istemişlerdi. Gamze ve Gökhan'ın babası olmadığı için Sinan abi yani dayılarından isteyeceklerdi, annem ve babam.
"Gamze! Su perisi gibi oldun." Dedim. Saçlarını hafif dalgalı yaptırmıştı,ne hafif ne de ağır bir makyaj yaptırmıştı. İnce askılı, dar, kırmızı, uzun bir elbise giymişti.
"Teşekkür ederim. Sende çok güzel oldun."
"Ben önemli değilim. Bugün senin, sizin gününüz. Hep mutlu ol Gamze'm." Bunu söylemem onu duygulandırmıştı. Gamze yıllardır abime aşıktı. Abimin fark etmesi yıllar sürmüştü, bu süreçte Gamze ne kadar yıpranıp yorulsa da hiç bir zaman pes etmemişti. Bu konuda ona saygım sonsuzdu. Sevgisinden asla vazgeçmemişti.
"Darısı senin ve abimin başına. Seni böyle görünce dibi düşecek." Deyip göz kırpmıştı. Bu söylediğine gülüp aynaya baktım. Siyah, mini, uçları pileli, saten, ince askılı bir elbise giymiştim. Saçlarımı da at kuruğu yaptırmıştım. Toprak tonlarında makyaj yaptırmıştım.
"Kendinle bakışman bittiyse eve gidelim mi artık?" Dedi Elis gülerek.
"Olur olur. İlk önce Gamze'yi bırakalım sonra annemlere geçeriz." Dedim. Ailemle aram gayet iyiydi. Araz'a abi demekte hala zorlansam da aramız iyiydi. Kuaföre ücretleri ödeyip çıktık. Gamze'yi bırakıp annesiyle ve dayısıyla kısa bir selamlaşıp eve geçtik.
"Anne, abimler nerde kaldı? Geç kalacağız." Dedim.
"Bilmiyorum kızım."
"Dur arayayım bir." Tam telefonumu çıkarmış arayacaktım ki kapı çaldı. Kapıya giderken annemlerin yardımcısı olan hanife ablayla karşılaştık. Evet, evet yardımcıları var ve büyük bir konakta oturuyorlardı. Buraya ilk geldiğimde şaşkınlıktan ölecektim. Üç katlı bir konaktı. Biz barıştıktan sonra onlarla yaşarız diye Aral abimle bana da ota yaptırmaya başlamışlardı.
"Ben açarım abla. Sen zahmet etme."
"Ne zahmeti kızım, bu benim işim."
"Olsun olsun, hadi bugün erken çık sen."
"Bende izin isteyecektim, tam yeri oldu. Sağol kızım." Yanaklarını öpüp rica ettikten sonra kapıyı açtım. Karşımda tam dört tane filmlerden fırlamış yakışıklı duruyordu. Hepsi siyah takım elbise giymişlerdi.
"Güzelim burda bekleyelim mi yoksa içeri alacak mısın?" Dedi Azat abim.
"Ay pardon dalmışım. Buyurun buyurun tam bende sizi arayacaktım. Dedim.
"Çok yakışıklı olmuşuz değil mi?" Dedi arda abim yakalarını düzeltirken.
"Ona ne şüphe abim." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO (FLECHAZO)
Teen FictionArden 23 yaşında bir genç kızdı. Bunca yıl ailesi bildiği insanlar gerçek ailesi değildi. 23 sene sonra ailesini bulmuştu. Aşık olduğu çocuk onu reddetmişti. Onun acısını yaşarken bir de anonim vardı. Bütün bu olaylara nasıl baksın bilemiyordu. Alla...