💜🌿
"Ahh."
"Özür dilerim, of ya." Zeytin'in üzerini giydiriyordu. Tabii bunun için de yarım saat kavga etmişlerdi. Ama sonunda kazanan Asaf'tı.Kollarını kaldırdığı için kasıklarına ani bir acı saplandı Zeytin'in. Asaf daha da dikkat ederek giydirdi kazağını, sıra pantolonuna gelince ikisi de bir süre durdu.
"Ben giyerim, sen çık hadi."
"Bırak, sanki görmediğim şey." Boynuna kadar kızardı Zeytin. Bu adamın arsızlığı şaka mıydı acaba? "Ya çık git, hani dokunmayacaktın bana?"
"Dokunmak için yapmıyorum bunu Zeytin, canın yanıyor ve bu benim epey canımı sıkıyor." Başını eğdi Zeytin.
Ağzından kabullenilmiş bir 'Peki' çıktı. Asaf ellerinin Zeytin'in tenine değmemesine özen göstererek pantolonunu giydirdi. Her şey hallolduğunda derin bir nefes aldı.
Tüm eşyalarını toplayarak bir çantaya koydu, ardından tekerlekli sandalyeye oturttu Zeytin'i. O sırada da Ferhat gelmiş tüm eşyaları arabaya indirmişti.
Zeytin ise Asaf'la yavaş yavaş çıktı hastaneden. Bu ilgi ve alaka onu biraz utandırsada umursamıyormuş gibi gözüküyordu.
Eve geldiklerinde herkes onları avluda bekliyordu. Asaf Zeytin'i kucağında taşıyarak odasına götürdükten sonra avluya inmişti. "Oğlum bu oğlan aynı senin istediğin gibi."
"Ne?"
"Hani anlatmıştın ya oğlum ,sana sordum kimi istersin. Sende anlatmıştın ya, aynı anlattığın gibi oğlum." Annesi şaşkındı. Böyle oğlan mı olurdu, güzel minik utangaç ve ay gibi.
Hazan hanımın ilk izlenimi buydu en azından. İnsanın çocuğa baktıkça bakası geliyordu, nerede yaşıyordu da kimse fark etmemişti çocuğu. Bilmiyordu.
"Ana karnı açtır şimdi Zeytin'in, sana verdiğim kağıda göre yemek yaptınız mı?"
Canı yansın istemezdi Asaf ,aç kalmasını da."hazırladım ben her şeyi oğlum. Şimdi çıkarırım oğlana.""Sağ ol."
Etrafa baktı inanmaz gözlerle, kocaman bir odadaydı. Burası kendi evinden daha büyüktü, oda yani. Aşağıda çok utanmıştı, herkes ona dikkatle bakıyordu ve en önemlisi Asaf'ın kucağındaydı!.
Hiç kimseden utanmadan taşımıştı kucağında bir de. Utanmaz adam. Kapı çalınıp içeriye aşağıda gördüğü kadın elindeki tersiyle girdi. Ayakucuna oturup tepsiyi Zeytin'in kucağına koydu.
"Ye oğlum, şifa olsun. " utansa da eline kaşığı alıp yavaş yavaş içmeye başladı çorbadan.
"Nerede tanıştınız oğlumla, yavrum?" Hazan hanım merak ediyordu. Zeytin duraksadı. "Ben peri dağında yaşıyorum. Kulübede, oraya gelmişti. Su istedi benden." Gerisini anlatamazdı.
"Peki sonra geldi mi hiç? Sevgili misiniz? "
"Görüşmedik, sevgili de değiliz. " köşeye sıkışmıştı. "Peki sen nasıl hamile kaldın o zaman yavrum?" İşte şimdi bunu nasıl açıklayacağını düşündü.
"Şey bunu Asaf'a sorun." Güldü Hazan hanım. "Oğlum anlatmaz böyle şeyleri, bize sadece seviyorum dedi. Daha da bir şey demedi." Başını kaldırıp kadına baktı Zeytin. Sevdiğini mi söylemişti yani?
Vicdan.. vicdan yapıyor diye geçirdi içinden. İnanmıyordu sevgisine.
Bir şey demedi Zeytin. Sessiz kaldı ve yemeğini bitirdi. Hazan hanım da tepsiyi alıp aşağıya indi. "Ağzından laf almak ne zormuş bu oğlanın da ya. Bir türlü konuşmuyor."
"Sen şimdilik serbest bırak onu Hazan teyzem. Bebeğini kaybetti, üzgün. " Emir atladı hemen. Zaten bugün üzerine gitmişti çocuğun.
"Hoşgeldin oğlum, sen pek gelmezdin bu eve. Hayırdır?"
"Ferhat'cığıma bulaşmaya geldim ben ya. Nerede o?" Etrafa bakmıştı ama görememişti. Ezelden beri severdi Ferhat'ı, uysal çocuktu, mülayimdi ve her lafı ciddiye alırdı.
Yani tam Emir'in sataşmak isteyeceği türdendi.
"Asaf'la fabrikaya gitti oğlum. Akşam gelir anca."
"Tamam Hazan teyzem."
O zaman akşam bulaşırdı.
Bol bol vakit vardı...
🌟🌟🌟🌟🌟🌟
Günde 83738373 bölüm yazamam arkadaşlar ayıp yahu
Bölüm nasıldı
Sizi seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perişan bi periçocuk [bxintersex]
Fiksi UmumBi kapısı çalındığında karşılaştı beylerbeyiyle, bir de kaybettiğinde... 05.09.2022📌