bölüm 19

14.1K 938 67
                                    

🌿❤

"Hanım yemek ne güzel olmuş." Kim yaptıysa öyle güzel yapmıştı ki Behram ağa çok beğenmişti.

"Zeytin yaptı, eli bir lezzetli ki sorma. Bu kör olasıca kırk yılın başı güzel bir iş yaptı da tuttu getirdi kolundan çocuğu eve." Hazan hanım kendi kendisine nazar değdirecek diye korkuyordu vallahi. Bu oğlan bir başkaydı.

Sessizce "afiyet olsun." dedi Zeytin. Çok utanmıştı. Bu kadın her fırsatta övüyordu güzel oğlanı. "Ana yemin ediyorum böyle yapacağını bilseydim kulübesinde kaldığım gecenin sabahında getirirdim. "

"Terbiyesiz, ahlaksızlığını anlatıyor bir de. Utanmadan koynundan çıkıp eve geldin bir de öyle mi? Ben seni it ol diye mi büyüttüm?"

Behram ağa hanımına hak verdi, çocuk hiç umduğu gibi değildi. Çok düzgündü, geleli kısa bir süre olmasına rağmen herkese kendisini sevdirmişti. Karısı her gece güzel güzel dualar edip övüyordu Behram ağaya. Böylesini arasak bulamazdık diyordu.

"Ulan getirseydim a bu senin kocan öldürürdü çocuğu. Zaten yalnız bırakmadım, her fırsatta yanına Ferhat'ı gönderdim. Evini onardım. Rahat etsin istedim. Sadece bu eve getiremedim ana işte."

Başını kaldırıp Asaf'a baktı Zeytin, Asaf ona bunu söylememişti ki. Onca yardımı Asaf mı yapmıştı yani?

"Bana demedin?"

Asaf söylediği şeyler yüzünden simdi ne diyeceğini bilmiyordu, Zeytin'in bunları bilmesini istemiyordu. O, tüm bunları onun gözünü  boyamak için yapmamıştı ki.

"Kafanı karıştırmak istemedim. Beni bir gün seveceksen içten sev, sırf sana yardım ettim diye değil. Zaten diğer türlüsünü ben kabul etmem." Güzel gözlerinin içine baktı derin derin Asaf.

Bir gün bu güzelliğin sahibi olacaktı, ona gülecek, onunla konuşacaktı. Zeytin gozlerinin içine samimiyet ve sıcacık bakan adamla kendinden geçmişti.

"Asaf, yarın bebeğimizin yanına gidelim mi?" Asaf heyecandan elindeki çatalı düşürmüştü. "Gidelim, ben zaten dün gittim ama istersen her gün gidelim. Bebegimiz yalnız hissetmesin. "

Zeytin de gülümseyerek yemeğine döndü. Hazan hanım ise oğluna baktı, Zeytin gözlü güzel oğlana aşık olduğunu kör Meliha bile görürdü. Güldü "önceden de çekilmiyordun, şimdi aşık oldun hiç çekilmiyorsun he. Salak oğlan. " Güldü Hazan hanım. Zeytin var diye ağzını açıp hır şey demiyordu oğlu.

"Ana, anam. Sen beni sınamak için doğurdun? Niye uğraşıyorsun benimle? Şurada sevdiğimiz yemek yapmış mis gibi. Yiyeyim mis gibi mutlulukla uyuyayım. Bir an önce yarın olsun da güzelimle bebeğimizin ziyaretine gidelim. " Zeytin duyduğu her kelimede biraz daha utanıyordu.

Dili mi ne açılmıştı bu adamın.

"Yıllardır ağzından iyi tek kelime duyayım diye uğraştım. Şimdi şu hale bak. Bey bu çocuğu biz yapamamışız. Hiç utanman yok mu senin? Bak çocuk kıpkırmızı oldu. Konuşma da yemeğini ye."

Asaf Zeytin'in utanan hallerine gülüp sakince yemeğini yedi. Eh ileride kendisini de yerdi. Acelesi hiç yoktu. Ee tamam vardı ama şimdi değildi canım.

"İn aşağıya hadi, bekliyorum. Tüm gün konuşamadık senle." Ferhat camdan aşağıya baktı, Emir gelmişti. Ona sesleniyor, aşağıya gelmesini istiyordu.

"Tamam tamam geliyorum." Ferhat içeriye girip hiçbir şey demeden evden çıktı. Deli Emir montsuz gelmişti, o nedenle ona mont getirdi elinde. Yanına varınca elindeki montu uzatıp giymesini bekledi.

"Ee neler yaptın bugün?" Ferhat Emir'in gözlerinin içine bakarak sordu. "Çalıştım it gibi. Adam olmak ne zormuş Ferhat ya, kadın olsaydım da koca parası yiyenlerden olsaydım keşke. Sen ne yaptın?"

Bu aralar her an özlüyordu Ferhat'ı. Onun o güzel yüzünü hep mıncırmak istiyordu.

"Bende çok çalıştım. Eleman eksikmiş, ben taşıdım malları. Kollarım kopuyor resmen." Oyy diyerek omuzlarını ovmaya başlamıştı Emir. Asaf'ı uyarsa iyi olurdu, ulan o dokunmaya kıyamıyordu Asaf ise it gibi çalıştırıyordu.

"Gel benimle çalış. Sekreterim ol."

"Olmaz, Asaf abimin yanından ayrılmam."

Ofladı Emir. "Ee başka ne var ne yok?" Etrafa baktı Ferhat. İçi sıkkındı. "1 ay sonra düğün var, kış çıkar çıkmaz düğün mü olur Emir abi?"

İçi daraldı Emir'in. 1 ayda hiçbir şeyi değiştiremezdi. Ferhat ona bir ayda aşık olamazdı.

"Oluyormuş demek ki. "

"Sen niye duruldun?" Merakla baktı yüzüne Ferhat. Bu yüzü görmeye o kadar alışmıştı ki görmezse gün eksik bitiyordu Ferhat için.

"Bir şey yok. Bir şey yapıp gideceğim. Bir daha rahatsız da etmeyeceğim seni." Ferhat ne olduğunu anlamamışken, Emir sevdiği bu güzel çocuğun dudaklarından minicik bir öpücük çaldı.

O kadar minikti ki kendi dudakları titremişti öperken. Ayrılmadı bir süre, Ferhat ise şaşkınlıktan tepki veremiyordu.

Sol gözünden akan yaş ikisinin dudaklarının arasında kaybolunca ayrıldı Emir Ferhat'tan. Bu ilk ve de sondu. Döndü arkasına ve ardına bile bakmadan gitti.

Emir'in gözyaşıyla ıslanmış dudaklarına dokundu Ferhat, hava belki -5 dereceydi ama Ferhat'ın kalbi Adana'nın yazından daha sıcaktı. Yanıyordu içi.

Emir ise eve gelmişti. Annesi kapıda karşıladı oğlunu "neredeydin oğul?"

"Evimdeydim ana, evimde." Başka da bir şey demedi.

Boğazındaki yumru her kelimesinin önünde gardiyan gibi dikilmişti...

🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟

Vay be
Ne yazdım her
Benden yazar olurmuş

Yalnız ferhatla emire çok üzüldüm lan

Bölüm nasıldı??

Sizi seviyorum ❤

Perişan bi periçocuk [bxintersex]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin