3.bölüm| FOTOĞRAF KABİNİ

73 15 20
                                    


Şarkılar: Goko!- Eva&Mia, Simge- Aşkın Olayım, İndila- derniere danse

Yıldıza basmayı unutmayalım lütfen✨✨

İyi Okumalar!🖤

Dalgalar dik yamaca çarpıp geri dönüyordu ve çevredeki diğer insanların sesleriyle birlikte kulaklarıma doluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dalgalar dik yamaca çarpıp geri dönüyordu ve çevredeki diğer insanların sesleriyle birlikte kulaklarıma doluyordu. Deniz kenarında bir yere gelmiştik. Bulunduğumuz kısım denizden bir miktar yüksekteydi ama 50 metre kadar ileride sahil vardı. Denize sıfır sahil varken neden buraya geldiğimizi anlayamamıştım. Etrafta barda gördüğüm birkaç yüz vardı. Hemen hemen benim yaşlarımda olan gençler etrafa dağılmış, bir kısmı yere oturmuş, bir kısmı etraftaki birkaç banka oturmuştu. Etraf giderek daha da kalabalık bir hal alıyordu.

Ben ve Simge yamacın köşesinde taşlık bir alana oturmuştuk. O, yamaç köşesine olabildiğince yakın oturmuş ve bacaklarını aşağıya sarkıtmış ayaklarını sallıyordu. Ben ise Simge'ye kıyasla daha geride durmuş, ellerimi gövdemin arkasından yere yaslayıp kafamı geriye atmış, rüzgârın saçlarımı süpürmesinin keyfini çıkartıyordum.

Köşede ufak bir fotoğraf kabini vardı ama hiç insanların içinde girdiğini görmemiştim. Sanırım kabinin varlığına alışmış, zamanında birkaç fotoğraf çekmişler ve şimdide sıkılmışlar. Onlar için sadece orada durması gereken sıradan hatta belki de işlevsiz bir hal almıştı. Ben ise Onların göz ucuyla bile bakmadan yanından geçtikleri kabine heyecanla bakıyordum.

Daha önce fotoğraf kabininde fotoğraf çektirmeyi istemiştim ama annem hijyeninden endişe ettiğinden içine girmemi istememişti ve ben de her zaman yaptığım gibi hayalimi kışlık kabanımın cebine koymuş, koyduğumu unutmayı ve bir sonraki kış geldiğinde bulmayı, bulup da o hayali gerçekleştirebilecek olmayı ummuştum. Hep ummuştum ama umut ettiklerimi gerçekleştirme fırsatı bulamamış ve her yeni kış geldiğinde kabanımın içindekiler sebebiyle genişleyen cebini sevinçle değil de yaşanamamış hayallerin somut bir kanıtı olarak görüp hüzünle bakmaya başlamıştım.

Şimdiyse buradaki herkese çok basit gelen bir şeyi bile gerçekleştirememiş olmak canımı atıyordu. Çünkü hayallerim gerçekleşmeyi hak ediyordu ve artık gerçekleştirebilecek gücüm vardı ama bir yatağa uzanıp hayal etmeye o kadar alışmıştım ki kalkıp o kabinin içine girmeyi geçtim yanına bile yürüyemiyordum çünkü hayallerin düşünmekten çıkıp gerçekleştirme aşaması çok korkutucu görünüyordu. Bu hayal çok basit bir fotoğraf kabininde fotoğraf çekmeyi içeriyor olsa bile...

Sıkıntıyla nefesimi üfleyip saçlarımı karıştırdım. Yine en ufak bir şeyi bile abartmış, kolay bir şeyi gözümde büyütmüş ve kendi korkularımdan oluşan bir pist inşa etmiş, sırf o fotoğraf kabinine girip de fotoğraf çektiğimde hayallerimdeki kadar mutlu olmazsam düşüncesiyle burada, öylece yerimde oturuyor ve kabine uzaktan bakıp seyretmekle yetiniyordum.

Porselenden HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin