"Çok yavaş koşuyorsun koca çocuk, biraz daha hızlan!"
Harry kurda dönüşmüştü, koruluğun içinde koşarken Louis de onun sırtına binmiş, tüylerine tutunarak- aslına bakılırsa daha çok çekiştirerek tutunurken kahkahalar atıyordu. Ama Harry için bu önemsizdi. Kurt yüzündeki sırıtış ona korkunç bir hava katsa da, aslında Louis'nin tatlı kıkırtılarıyla keyif duyuyordu.
Rüzgâr Louis'nin saçlarını ve yüzünü okşarken bu his onun için çok rahatlatıcıydı. Ağaçların aydınlık gökyüzünü örtmesiyle oluşan karanlık orman hem içini ürpertiyor hem de ona heyecan veriyordu. Ama korkması önemli bile değildi aslında, Harry'ye çok güveniyordu. En ufacık bir kötülükte Harry'nin öne atılıp kendisini sarmalayacağını çok iyi biliyordu.
Sırtında bir sırt çantası vardı. Harry dönüşüm geçireli bir hafta olduğu için henüz nasıl kontrollü dönüşüm geçireceğini bilmiyordu, dolayısıyla kıyafetleri istemeden yırtılıyordu. Sırt çantasına birkaç parça kıyafet sıkıştırmışlardı. Harry kot pantolon ve gömlek koymak istemiş, Louis de şapşal koca çocuk diye azarlamıştı onu. Şort ve tişört yeterli olur, hava sımsıcak!
Böylece Harry onun sözünü dinlemişti, çünkü Harry günlük hayatta sadece bir işi yapma eğilimindeyken, Louis'nin yaşı küçük olmasına rağmen, aklı bu tür ince meseleleri daha iyi çözümlüyordu.
Şimdi hiç bilmedikleri yerlere gelmişlerdi. Evin arka bahçesindeki koruluğu geçip gerçek bir ormana girmişlerdi. Burası koruluktan çok daha büyük ve balta girmemiş gibi görünüyordu. El değmemiş, ürpertici ama bir yandan da heyecan verici... Keşfedilmeyi bekleyen karanlık bir mağarayı anımsatıyordu. Koyu yaprakların kattığı atmosfer çok farklıydı.
Harry'nin koşuşu yavaşladı ve sonra tamamen durdu. Louis üzerinden atlayıp ona arkasını dönünce, Harry insan formuna dönüşerek Louis'nin arkasından çantayı aldı.
"Burayı hiç görmemiştim." Louis yavaşça etrafı süzmeye başladı. "Evden çok uzaklaştık, değil mi?"
"Evet, çok fazla." Harry şortunun iplerini bağlarken, "Giyindim," dedi. Louis ona döndüğünde şaşkınca duraksadı. Tişörtünü giymemişti, böylece minik karın kasları belli oluyordu. Kaşlarını çatıp kendi göbeğine baktı ve tişörtü üzerinden karnını yoklamaya çalıştı.
"Uf..." Bende niye yok?
"Ne oldu?"
"Yok bi şey!" diye söylendi. "Niye tişörtünü giymedin?"
"Terledim çünkü, hava da çok sıcak!"
Louis bu kez arka tarafın çevresine bakınırken, Harry de sırt çantayı omzuna atıp onun gibi bakınmaya başladı.
"Aaa!" Louis şaşkınca koşturunca, Harry merakla peşine takıldı. Dev gibi bir ağaç, ortasında aralıklar olarak büyümüştü. Minik elini bu ağaca koyup okşarken, "Kocaman," diye fısıldadı. "Ne kadar güzel olduğuna bir baksana!"
Harry de onun eli yanından ağacı okşarken, "Evet," dedi. "Çok da yaşlı görünüyor."
İkisi ağacı okşarken, Harry'nin eli onun eliyle bir araya geldi, sonra da elinin üstünü okşayarak gözlerine baktı. Louis henüz dokuz yaşındaydı, ellerine bakıp çocuksu bir kıkırtı bırakırken, on iki yaşındaki Harry sevgiyle onu izliyordu.
"Bak... Elin minicik."
"Çünkü büyümedim," diye omuz silktiğinde, Harry tebessüm edip, inatçı, diye düşündü. Eskiden küçük göndermesi yaptığında gülen çocuk gitmiş, yerine bu göndermeden hiç hoşlanmayan biri gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus Spiritus 🌖 | Larry ✔️
FantasyLouis, omegaların maruz kaldığı zorluklar yüzünden güçlü bir alfa olmak istediğinde, bir alfanın ona şefkat göstermesi işleri iyice zorlaştırır. Alfa!Harry Omega!Louis