19. Özlemenin Mânâsı

604 90 93
                                    

Önceki bölüme bakmayı unutmayın, üst üste attım ♥

Emmet'la yaşadığı olayın üzerinden üç aydan fazla bir süre geçmişti. Emmet'ın okul çıkışına sırf kardeşini almak için bazen geldiğini görmüş, hatta bakışları kesişmişti. Ama Louis sürekli ondan kaçınmıştı. Aylar önceki o aptalca plandan sonra kendine gelememiş gibiydi, kendisinden de yaptığı aptalca plan yüzünden Harry'den de çok utanıyordu. Emmet'a her baktığında da o anları hatırlıyordu.

Louis omega lisesinden mezun olarak yaz tatilini büyük annesinin evinde geçirmeyi tercih etti. Bu sayede ne Bayan Sephora Styles'ı ne de Harry'le geçmişini hatırlatan malikâneyi görmüş oluyordu.

Harry'ye hâlâ özlem içindeydi. Ama kızgındı da.

Sırf bu sebeple bu yaz hiçbir üniversiteye mail atıp kabul görmek için uğraşmadı. Uğraşmayacaktı da. Kendini öyle mutsuz hissediyordu ki, belki de bunun asıl tanımı hissizlik olarak açıklığa kavuşabilirdi. Bir üniversiteye girmek için çabalamayarak kendini yıprattığını biliyordu ama artık hiçbir şeye hevesi kalmamış, Oli'yle bile çok nadir görüşür olmuştu.

Büyük annesinin evindeki bir çatı katı odası Louis'ye aitti. Üçgen şekilli bir penceresi vardı, önünde tuvali ve üzerinde resim materyalleri olan küçük; ahşap, yuvarlak bir masa duruyordu. Yatağı geniş ve yüksekti, pencerenin hemen karşısında duruyordu. Üzeri koyu yeşil ve mor renkleriyle süslü yastık ve yorganlarla süslüydü. Ayrıca iki komodini, köşede bir lambası, duvarlarda çizdiği resimler ve krem rengi abajurdan avizesi vardı. Duvarlar su yeşili rengiydi. Ferah ve ormana bakan penceresi sayesinde sıcak bir atmosfer oluyordu.

Ayrıca camdan bakıldığında bir koruma da orada bekliyor olarak görünüyordu. Bay Rupert Styles her zaman Louis ve Jay için bir koruma tahsis ederdi. Louis ona gerçekten minnettardı. Böylece omega kartellerinden bir nebze de olsun korunmuş oluyordu.

Kapısı çaldığında, yatağın üzerindeki karmaşık yorgan ve yastıkları arasında baktığı telefondan başını kaldırıp kapıya döndü. Büyük annesi Jen kapıyı açıp gülümsediğinde, Louis tüm gün yalnızca yatmış olmasına rağmen yorgunca gülümsedi.

"Selam büyük anne."

"Bugün sadece kahvaltı ettik ve hemen kendini buraya attın ufaklık, sorun ne?"

Omuz silkip uyuşuk bir edayla, "Sadece takılıyorum," diye mırıldandı. Hava Lupus Spiritus Eyaletinde, ne yazık ki yaz aylarında bile pek güneşli olmaz, kasvetiyle insanın ruhunu karartırdı.

"Benimle takılmaya ne dersin?"

Sıkıntıyla inleyip, "Yine hangi programı izleyeceğiz ki?" diye yakındı.

"Hadi ama, o kadar da kötü sayılmazlar. Üzerinde sohbet ediyoruz ya?"

"Genelde sen konuşmayı tercih ediyorsun ve ben de dinliyorum."

Jen derin bir nefesle içeriye girerek torununun yanına oturdu ve bir yastığın üzerine atmış olduğu dizini kavrayıp, "Gerçekten," dedi. "Tüm yaz boyunca burada takılmayı tercih ettin. Neyin var?"

Bakışlarını kaçırdı. Harry'le olan ilişkisini pek kimseye açtığı söylenemezdi. Büyük annesine ilişkisini söylemişti ama bunun konusunu pek açmazdı. "Hiç..."

"Bu hiçler yüzünden yüzün hiç gülmüyor ama... Harry'yi özlediğini anlamıyor muyum sanıyorsun sen?"

Kırgınca ona bakıp, "Doğru," diye mırıldandı. "Ama... Onu da anlıyorum. İşi var. Şey. O öyle diyor yani."

"Sanırım bunca yıldır çok az bir süre görüşme fırsatı yakalayabildiniz?"

"Hem de çok az ve kaçamak bir şekilde!" diye sıkıntısını pat diye söyleyince, Jen anlayışla gülümsedi ve torununun dizini pat patladı.

Lupus Spiritus 🌖 | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin