Louis gözlerini araladığında, arkasındaki bedenin kendisine sıkıca sarılmış olduğunu, yüzünü de boynuna gömdüğünü anlayarak huzurla gülümsedi. Eşiyle kendi taraflarında yattığı gecelerin sabahında böyle sıkı sıkıya sarılmış olarak uyanmak, ona huzur ve sevgiden başka ne verebilirdi?
Karnına dolanmış elleri tutup bir süre ayılmayı bekledikten sonra, yanağını onun saçlarına uyuşukça sürüyerek eşini uyandırmaya çalıştı.
Harry kıpırdadı, daha sıkı sarılıp onu kendine bastırdı ve uykulu uykulu, "Lou'm... Hı?... Tamam..." gibi mırıltılar bıraktı. Kıkırdadı. Rüyasında bile beni mi görüyor bu?
Kollarından ayrılıp çocukları kontrol etmek istiyordu ama bir milim bile kıpırdamadığı için o uyanmadan kolları arasından çıkamayacağını anlamıştı. "Harry'm... Uyansan mı artık?"
Bu kez Harry uyanmış, hafif çattığı kaşlarıyla gözlerini aralıyordu. Bir süre sesin kaynağını ölçer gibi etrafta gezinen gözleri, sonunda eşiyle karşılaştı ve mümkünmüş gibi onu daha da kendine bastırıp yanağına derin ve uykulu bir öpücük kondurdu. "Hım..."
"Kollarını hâlâ açmıyorsun..."
"Bırakmam seniii..." diye uykulu sesiyle nazlanırken, Louis'nin kıkırtısıyla uyuşuk bir tebessüm bıraktı. "Harryy... Çocukları merak ediyorum."
"Kocanı merak etsene be adam..." Çenesini öptü, oradan boynuna inip minik öpücüklerle eşinin tatlı ve kısık kahkahalarını duydu. "Hiç demiyorsun kocam beni özledi mi, ne hâlde diye."
"Abartıyorsun gerçekten," diye söylenirken, bir yandan eşinin öpücükleri ve dokunuşlarıyla memnun gülüşler bırakıyordu.
"Ciddiyim! Sabah sabah canım ne çekti biliyor musun mesela?" Şimdi dinç olmuş gözlerle eşine baktığında, Louis hemen ilgiye bürünüp, "Ne çekti?" diye sordu. "Kahvaltı için mi? Yapayım."
"Bak şimdi, şöyle ballı mı ballı; şekerli mi şekerli; tatlı mı tatlı bir şey."
Louis, bunun bir yemek bulma oyunu olduğunu düşünerek, "Hııımm," diye mırıldandı. "Pankek mi?!"
"Yok! Yumuşacık böyle, sıcacık oluyor. Kokusu da mis gibi, öpe öpe- yani pardon, ısıra ısıra doymam."
"Iıı..." biraz daha eşine dönerek işaret parmağının ucunu, gül kurusu rengi dudaklarının kenarına hafif bir ritimle vurmaya başladı. Gözleri bir yerlerde gezinip bulmaya çalışıyordu. Gerçekten yemeği merak etmişti! "Şey olabilir mi... kruvasan?"
Sırıttı. Pekâlâ, bu oyun cidden git gide ilginç ve komik oluyordu. "Yok! Bak şimdi... bir ipucu daha ister misin?"
"Bunlar çok büyük ipucuydu ama!" Somurttu. "Yemek çeşidi bilgilerim sıfır."
"Yok yok, dur, hemen ümitsizliğe kapılma. Bu kez kesin bileceksin. Hımm... hangi ipucudan başlasam ki?"
"En zorundan! Böylece bilmem zorlaşsın ve ben de yemek bilgimi kontrol edeyim."
"Peki madem. Bu tatlı mı tatlı, leziz mi leziz, mis kokulu şey, kollarımın arasına girince çok daha tatlı oluyor. Yeme de yanında yat yani!"
Louis kırpıştırdığı gözlerle eşine bakmaya devam ederken, kendi konumlarına bakındı, gözlerindeki anlamaz ifade sönerek yerini farkındalığa bıraktı ve Harry'le bir kahkaha patlatarak sıkıca boynuna sarıldı. İkisinin kahkahası sabah güneşiyle birlikte odanın içerisine doluşuyordu.
"Gerçekten çok kurnazsın!" Gülmekten yaşarmış gözlerle kendini yeniden yastığa bırakıp eşinin yanaklarını kavradı, gamzelerini okşamaya koyuldu. "Kaç dakikadır yemeği bulmaya çalışıyorum ben de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus Spiritus 🌖 | Larry ✔️
FantasyLouis, omegaların maruz kaldığı zorluklar yüzünden güçlü bir alfa olmak istediğinde, bir alfanın ona şefkat göstermesi işleri iyice zorlaştırır. Alfa!Harry Omega!Louis