12. Sızı

884 122 69
                                    

Louis, okul çıkışında çantasını alır almaz, hemen okul binasının eksi birinci katına inerek koridor boyunca ilerledi. Sağ tarafta kapalı olan kapıyı açıp içeriye girdiğinde ciğerlerine müthiş bir guaj boyası kokusu yayıldı. Dudaklarına konan tebessümle içeriye girip ardından kapıyı kapattı ve omzundaki çantayı rastgele bir yere fırlatıp boş tuvalin önündeki sandalyeye kuruldu.

Eline paleti alıp baş parmağından geçirirken, diğer eline aldığı sert at kılı fırçasını yumuşakça koyu mavi renge batırıp bolca aldı ve paletin minik dairesine yerleştirdi. Bu işlemi birkaç boya üzerinde daha denedikten sonra, aklında gizlenen müthiş manzara resmini boş tuval üzerine işlemek için çabaladı.

Fırçası beyaz renk üzerinde kaydıkça alt dudağını ısırıyor, dolu zihninin uçsuz bucaksız ormanındaki karanlık yanlara ışık tutarak bir nebze de olsun rahatlamayı umuyordu. Tahmin edildiği üzere, pek de rahat değildi. Yaklaşık iki ay önce bir omega olduğunu öğrendiğinden bu yana, -her zaman olmasa bile- çoğu zaman depresif hallere bürünüyordu.

Aslında depresif bir hale bürünmek istemezdi ama test sonucu bir belge niteliğinde olduğundan, okulun ikinci döneminde annesi Johannah onu omega türlerinin gittiği okula vermişti. Böylece omegalarla aynı okula gidiyor, koskoca okulda yalnızca birkaç erkek omega olmanın hüznüyle yüz yüze kalıyordu. 

Lupus Spiritus Omega Lisesi'nin en sevdiği yanı ise, eksi katında olan resim atölyesi olmuştu. Buraya her girdiğinde, hayali olan ressamlığa bir adım daha yaklaşabilmek için resim çiziyor, bir yandan da zihnini boşaltmaya çalışıyordu. İşin doğrusu, ağustosta Harry'nin Lupus Spiritus'tan gidecek olması rahatlama kısmına pek yardımcı olmasa da, idare ediyordu.

"Seni yalnız bırakmayacağım güzel omegam," diye fısıldamıştı, bundan birkaç hafta önce, kimsenin keşfetmediği ağaç evlerindeki yer yataklarında uzanırlarken. Louis o sıralarda içindeki omeganın alfasız kalacak olmasından korkması sebebiyle ağlama krizine girmişti çünkü. "Her fırsatta seni arayacağım."

"Oysa gitmeni değil, benimle kalmanı istiyorum! Tüm bunlara ihtiyacım yok, sana ihtiyacım var yalnızca!"

Louis şimdi geriye bakıyordu da, çok çocukça davranmıştı. Harry kendini geliştirmek için oraya gidecekken, Louis bencilce hareket edip onu yanında istiyordu. Artık omegasını nasıl hizaya getireceğini öğrenmeliydi, böylece hangi durumda nasıl davranabileceğini bilirdi. Bazen sadece aklı havada bir çocuk gibiydi, sırf bu yüzden -ve çokça da inadı yüzünden kızgınlık geçirip omega olamıyordu. Bir yandan kızgınlık anında yaşayacaklarından korkmuyor da değildi ama hiçbir şeyi sonsuza dek ertleyemeyeceğini çok iyi biliyordu. Aslına bakılırsa tüm bu mantıksal bağlamı yalnızca iki aylık süreçte gittiği bu omega lisesinde kazanıp düşünebilmişti.

Belki de... Belki de omega olmak o kadar da fena bir şey değildi.

Nedendir bilmiyordu ama kendini, omega okuluna gelip türü hakkında detaylı eğitim almadan önceki zamanlardan daha iyi hissediyordu. Belki eğitim, belki de bu küçücük atölye etki ediyordu, bilmiyordu. Ama artık eskisi kadar karamsar olmadığı da kesindi. Çoğu zaman omega bir erkek olmanın bilinciyle depresif olsa bile, evet, iyiydi de.

Kapı birden açıldığında irkildi ve aslında aklındaki resmin neredeyse yarısından fazlasını çizmiş olduğunu fark ederek başını kaldırdı. Omega ve Ruhs Sağlığı dersini işleyen öğretmenini görmesiyle dudaklarına bir tebessüm yayılırken, elli üç yaşındaki Bay Stone da gülümseyerek içeriye girdi ve tam da tuvalin önüne -Louis'nin yanı başına gelerek çizime bakındı. Louis, bu kısacık sürede Bay Stone'a hayran kalmış bir öğrenciydi.

"İnanılmaz yeteneklisin, Louis. Bunu geliştirmek için çabalaman büyük başarı."

"Teşekkür ederim, Bay Stone."

Lupus Spiritus 🌖 | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin