BÖLÜM 4: BAŞA GELEN ÇEKİLİR.

388 29 1
                                    

Mültimedyada Mert'in kardeşi Masal var (temsili)

Bu bölümü benden durmadan koymamı isteyen İnciye İthaf ediyorum :)

-MERT-

"Evet, sıradaki kişi Mert Çelik şimdi sizi tanıyalım". Adımı duyduğumda yarı kapalı gözlerimi açıp etrafa bakmaya başlamıştım. Çelik soyadını duyanlar bana bakmaya başlamışlardı, İstanbul da tanınan en büyük şirketlerden biriydik belki de burada niye olduğumu sorguluyorlardır aynı benim gibi. Bir odada tahminen 10 kişi daire şeklinde sandalyelerde oturup neden kavga ettiğimiz neden sinirlendiğimizi anlatıyorduk daha doğrusu onlar anlatıyor ben ise bana bu cezayı veren öğretmenlere küfür etmekle meşgul bir şekilde uyuyordum. Dairenin tam ortasında oturan adam bana bakınca duruşumu düzeltip bıkkınlıkla konuşmaya başladım. Etrafa baktığımda iki kız bana bakıp kıkırdıyor erkekler ise boş gözlerle bakıyordu.

"Merhaba ben Mert Çelik, 19 yaşındayım lise son sınıf öğrencisiyim annemi ve babamı trafik kazasında kaybettim amcamla yaşıyorum bir tane kız kardeşim var." Bunları çok hızlı ve umursamaz bir şekilde söylemiştim.

" Hoş geldin Mert. Kendini 3 kelime ile nasıl tanımlardın?" bu ne salakça bir soru böyle.

"Valla bazı kızlar yakışıklı, bazıları çekici ve bazıları da agresif olduğumu söyler" bunu kendimden emin bir sesle söylemiştim etraftaki kızlar gülüyordu. Karşımda oturan adama baktığımda bana tebessüm etmek için kendini zorlar gibi bir hali vardı.

Sıkıcı ve gereksiz 1 saatin sonunda motoruma atlayıp şirkete gitmeye başladım. Uzun zamandır amcam imza işleri için beni çağırıyordu onları hemen halledip bizimkilerin yanına gitmek istiyordum.

Şirkete gittiğimde kapıda ki korumalar beni görünce hızla yanıma geldiler.

" Park etmeyin hemen çıkacağım"

"Tamam, Mert Bey". Ben hızlı adımlarla şirkete girince çalışanların kendilerini toplaması ve çevrede oluşan panik havası hoşuma gitmişti. Hızlıca asansöre binip 8. Kata bastıktan sonra asansörün açılma sesiyle hızlıca amcamın sekreterinin masasına doğru yürüdüm. Hale beni görür görmez ağaya kalktı.

"Hoş geldiniz Mert Bey"

"Hoş bulduk Hale amcam odansın damı?"

"Şey evet ama-" sözünü beklemeden hemen içeri daldım. İçeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında ağızım açık kalmıştı ama hemen toparlanıp yayvan gülüşümü takınarak öksürdüm.

"Özür dilerim ben toplantınızı bölmek istememiştim" bunu söylerken neredeyse kahkaha atacaktım. Ardımdan Hale odaya dalarak

" Önder bey çok özür dilerim ben-"

"Tamam, Hale sorun yok sen çık. Sizde çıkın Yonca Hanım toplantımıza başka bir zaman devam ederiz" amcam bunu söylerken ben kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Adı Yonca olan kadın kızararak, başını tamam anlamıyla sallamıştı. Ofis kapısı kapandıktan sonra dayım bana masada duran evrakı fırlattı ve;

"Lan senin geldiğin yerde kapı yok mu oğlum çalsana lan kapıyı"

" Amca ben kadar önemli bir toplantı da olduğunu bilseydim şirkete uğramazdım" artık kahkaha atıyordum, oda bıyık altından gülümsüyordu.

"Ne oldu neden geldin?"

"Sen çağırmıştın bir ara gel imzalaman gereken dosyalar var demiştin"

"Doğru unuttum insanda akıl mı bırakıyorsun" sesini sert yapmaya çalışmıştı.

"Amcacım o ben değil Yonca Hanım sen kişileri karıştırdın" kendimi engelleyemeden gülümsüyordum. Amcan 38 yaşında uzun esmer yakışıklı bir tipti. Küçükken hep onun gibi olmak istemiştim. Babamlardan sonra sadece o kalmıştı, bize sahip çıkmıştı. Aslında babamın kopyası gibiydi.

"Ulan it ben şimdi seni-"

" Tamam tamam, ben gidiyorum akşam görüşürüz" tam çıkarken amcam;

"Mert bir dakika"

" Efendim amca?"

"Bugün Teyzen beni aradı sana ulaşamamış, masal çok huysuzlanmış orda artık geri dönmek istiyorum abimi çok özledim demiş. Bizde teyzenle konuştuk Masalın tedavisi bitsin 1 ay sonra buraya geri dönecek haberin olsun" Benim minik meleğim, demek beni özlemiş. Masal benim en değerlimdi. Anne ve babamızı kaybettiğimiz zamanlarda kendi acımı Masal için unutmuştum, onun karşısında güçlü olmam gerekiyordu. Masal gittikçe durgunlaşmıştı amcamda onu İngiltere ye teyzemin yanına yollamıştı. Sık sık görmeye gidiyordum ama yetmiyordu ona da bana da artık o benim tek ailemdi. Burnumda tutuyordu onun cennet kokusu. Evrak işleri de tamamlanınca amcamın yanından ayrılıp bizim mekana doğru yola çıktım.


SON SÜRAT AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin