Merhaba arkadaşlar. Öncellikle hikayemi okuyup bana destek verdiğiniz için teşekkür ederim ama hikayem hakkında hiç yorum yapmıyorsunuz. Hikayemi okuyanların iyi veya kötü yorumlarını görmek beni mutlu eder.
Uzun bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Lütfen yorum ve oy kullanmayı unutmayınız :)) Size şimdiden keyifli okumalar...
-ARYA-
Evet, şuan tam olarak ruhsal çöküntü dedikleri durumu yaşıyordum. Anneme ve babama olan nefretimi dışarı kusarsam rahatlarım sanmıştım. Annem odadan çıktıktan sonra sinir krizi geçirmiş ve bütün odamı dağıtmıştım. Kemal Amca ve birkaç koruma gelip beni sakinleştirmeye çalışsa da onlara da aşırı tepki verip odadan kovmuştum. Bütün gecem ağlayarak ve bir şeyleri kırmakla geçmişti. En son artık bedenim ve ruhum dayanmayınca yatağımın üstünde uyuyakalmıştım.
Sabah açık olan perdemden içeri yansıyan güneş ışınlarıyla gözümü açmaya çalışsam da gözlerim dün geceki karanlığa alıştığı için elimi gözlerime siper etmek zorunda kalmıştım. Zorla ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttığım zaman bedenimin beni taşımayacağını anlamıştım. Kendimi banyoya atar atmaz yüzümü ellerimle kapamam bir olmuştu. Aynada şuan bir yaratık bana bakıyordu ve ben o şeyin kendim olduğunu tamamen reddetmek istiyordum. Ellerimi yavaşça araladığımda resmen kendimden tiksinmiştim. Akşam kendimi kaybettiğim için üzerimde dünden kalan gerçi sadece parçaları kalan desek daha doğru olur bir elbisem vardı. Yüzüm makyajımı temizlemediğim için yanaklarıma kadar inmiş olan siyah kalem ve rimelim. Bütün akşam ağladığım için kırmızı gözler, mor gözaltları ve kırmızı bir burunla karşı karşıyaydım. Hızlıca yüzümü yıkayıp kendimi duşa atmıştım.
Yarım saat kadar duşta oyalandıktan sonra içeri girip kurulanmaya başladım. Giysi dolabıma gittiğimde elime ilk gelen iç çamaşırlarımı giyip hızlıca okul formamı da üstüme geçirmiştim. Odamda adım atmak neredeyse imkânsız haldeydi. Her tarafta atılmış yastıklar, atılmış peluşlar, kırılmış aynalar vardı. Hızlıca makyaj masama oturup bu yüzü nasıl toparlarım diye düşünürken kırık aynam bana hiç yardımcı olmuyordu. Hızlıca gözaltlarıma kapatıcı sürüp ardından fondötenle toparlamaya çalışsam da çok başarılı olamamıştım. Saate baktığımda sadece ilk dersi kaçırmış olduğunu görünce yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Evde hiç ses yoktu, bende üstünde durmadan direk otoparka doğru yürümeye başladım. Tam otoparkın kapısından girmiştim ki arabamın yanında bekleyen koruma kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu. Hızlı adımlarla sürücü kapısına doğru ilerlerken adam benden önce davranıp kapı kolunu tutmuştu.
"Arya Hanım, Kemal Beyin kesin talimatı var bugün sizi ben okuldan alıp ben geri alacağım."
"Hayır, gerek yok ben kullanırım." Adam yüzüme bakıp hiç yüz hattını bozmadan;
"Arya Hanım eğer ben size bugün eşlik etmezsem Kemal Bey buradaki son iş günüm olacağını söyledi." Nefesimi dışarı verip kafamla onayladıktan sonra hızlı şekilde arka koltuğa yerleştim. Trafikten dolayı 45 dk sonra okulun kapısındaydım. İkinci dersin ilk 10 dakikasına yetişmiştim. Müdür yardımcısının odasına girip bir 5 dakika neden geç kaldığımı anlatmıştım. Ayrıca suratıma bakıp revire görünmem gerektiğini de söylemişti. Hızlıca izin kâğıdını alıp sınıf kapısının önünde durunca derin bir nefes alıp kapıyı tıklatıp içeri girdim. İçeri girince tüm sınıfın bana bakması beni biraz gerse de umursamadan hocaya izin kâğıdını uzatmıştım. Hoca dersi böldüğüm için konuyu çok uzatmadan yerime oturmamı söylemişti. Hızlıca Aslının yanındaki yerimi aldığımda bana endişeli gözlerle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜRAT AŞK
Teen Fiction-ARYA- Özenilecek bir hayata sahip, sorunlu bir genç kız. Aslında tek istediği birazcık sevgi. Kendini kapattığı ve orada mutlu olduğunu sandığı bir hayatı var. Onun için yaşadığı kafesten kurtulmanın sadece iki yolu var. Müzik ve Motor! Acaba ge...