Keyifli okumalar :)
Müzik kulaklarıma baskı uyguluyordu. Sarhoşluğun etkisiyle dengemi kaybedip tam yeri boyluyordum ki iki tane sert kol beni kendine çekmişti. Ben daha ne olduğunu anlamadan yüzüm sert bir şeyin üstündeydi. İki saniye nefes alıp beni kimin tuttuğunu görmek için yüzümü yukarı doğru kaldırdım. Beni tutan kişinin Mert Çelik olması beni şaşırtmıştı.
Müzik yine yavaşlamıştı, Mert beni kendine çekerek hafif hareketlerle dans etmeye başlamıştık. Ben ne olduğunu anlamdan şaşkınca Mert'e bakıyordum. Şaşırmamla eğleniyormuş gibi bir hali vardı, hemen kendimi toplayıp ayılmaya çalıştım ama Mert'in kokusu beni daha çok uyuşturuyordu. Aramız da santimler vardı ve ilk defa ona bu kadar yakın mesafeden bakıyordum. Aslında bakarsanız ilk defa ona bu kadar yakındım. Deniz gibi gözleri vardı. Bütün gün bu deniz gözleri üzerimde hissetmiştim ama ne zaman gözlerimiz buluşsa bana donuk ve ifadesiz bir gözle bakıyordu. Sanki şey gibi 'Babam'.
"Biliyor musun bana babam gibi bakıyorsun" söylediğim şey karşısında kaşlarını havaya kaldırmıştı.
"Nasıl bakıyorum yani?"
"Hep bana bakıyorsun ama bu bakışlar soğuk ve ifadesiz. Aynı babam gibi." Ne diyeceğini bilemez halde suratıma bakıyordu. Şarkının ritmiyle dans ediyorduk daha doğrusu ben Mert'e yaslanmıştım o bizi hareket ettiriyordu. Kısa bir sessizliğin ardından ilk konuşan ben olmuştum.
"Sen hep böyle misin? Soğuk ve mesafeli. Bazen çok sıcak bakıyorsun ama ardından hemen sert bakışların ortaya çıkıyor."
"Evet, genelde böyleyimdir. Sert" sert kelimesini vurgulamıştı. Aklıma gelen fikirle heyecanla Mert'in suratına baktım.
"Mert, motosiklete binelim mi? Sesim 5 yaşındaki bir çocuk gibi çıkmıştı. Mert hafif bir kahkaha attıktan sonra;
"Şuan midenin buna elverişli olduğunu sanmıyorum, başka zaman gezdiririm seni." İlk defa gözleri ılık bakmıştı.
"Ya ama ben motor kullanmak istiyorum." Şuan sarhoş olduğum için büyük ihtimalle attığımı düşünüyordu, zaten söyledikleri bunu kanıtlar nitelikteydi.
" Hem de kullanmak istiyorsun, bak sen Arya hanıma. Tamam, bir ara öğretirim sana nasıl kullanıldığını tabi sürüşümden sonra hala istersen" sesindeki alayı anlamıştım ama bu sefer kahkaha atma sırası bendeydi. Tepkime hafif şaşırsa da bir şey demedi. Benim dengemi iyice kaybetmemle Mert beni daha sıkı tutmuştu. Bana bakıp " Nasılsın?" diye sorunca cevabım daha kötü olmazdı herhalde;
"Sanırım kusacağım" Mert bana bakıp hafif bir iç çektikten sonra beni yukarı merdivenlere doğru götürmüştü. Merdivenlerin tırabzanlarına tutunarak zor yürüyordum. Mert beni bir odaya sokmuştu. Belimden tutarak tuvalete doğru ilerletti. Ben tuvalete girince oda peşimden geldi. Şaşkınca ona bakıyordum. Beni tuvalete doğru sürükleyip eğilmem için başıma aşağıya doğru indirdi. Midemin daha fazla dayanamayacağını anlayıp ne varsa kusmaya başladım. Mert'in saçlarımı tutup bana yardım etmesi daha çok utanmama sebep oluyordu. Öğürmelerimin arasında;
"Mert lütfen çıkarmasın, şuan gerçekten çok utanıyorum" boğazımda olan iğrenç tadı yok saymaya çalışsam da sesim yine de kısık çıkmıştı.
Mert benden gözlerini ayırmadan, "Sorun değil midenin rahatlaması lazım, ben yanındayım." Uzun süren öğürmelerim sonunda midemde hiçbir şey kalmamıştı. Kendimi çok halsiz hissediyordum. Mert beni kucağına alarak odadaki üçlü koltuklardan birine yatırdı. Telefon edip bir şeyler söyledikten sonra bacaklarımı ceketi ile örtmüştü. Ben gözlerimi kapatıp ellerimle mideme bastırıyordum, midemde hiçbir şey kalmadığını bilsem de aniden kusacakmışım gibi hissediyordum. Onun beni izlediğini biliyordum kapı yavaşça açılıp içeri biri girince gözlerimi araladım Mert elinde kahve ile karşımda duruyordu. Başımı hayır der gibi sallamıştım. Derin bir iç çekerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜRAT AŞK
Teen Fiction-ARYA- Özenilecek bir hayata sahip, sorunlu bir genç kız. Aslında tek istediği birazcık sevgi. Kendini kapattığı ve orada mutlu olduğunu sandığı bir hayatı var. Onun için yaşadığı kafesten kurtulmanın sadece iki yolu var. Müzik ve Motor! Acaba ge...