İYİ OKUMALAR :))
-ARYA-
Bazı anlar vardır ne düşüncelerinizi kontrol edebilirsiniz ne de davranışlarınızı. Tabii ki buna sebep olan insanlar vardır aklınızı ve kalbinizi karıştıran. Yanında neyin ak neyin kara olduğunu anlayamazsınız. Gözünüze bir perde iner ve onun yanında mantığınız devre dışa kalır. Vücudunuz ve hareketlerinizi kalbiniz yönetir. O an neyin doğru olduğu anlaşılmaz sadece yapılır. Belki bunun bir hata olduğu kısa süre sonra fark ederiz ama maalesef çoktan kendi tutsaklığınızın esiri olmuşuzdur. Benimki de böyle bir durumdu. Onun üstüme doğru gelişi, parfümü masadan alışı ve üstüne sıkması... beynim tam olarak bu noktadan sonra işlevini durdurdu. Bundan sonra kalbimin yönettiği bölümde ise yine çenemi tutamamıştım.
Mert donmuş bir şekilde bana bakarken ben bakışlarımı zeminde tutmayı tercih etmiştim. Söylediğim şey belki bir anlık bir şey olabilirdi ama tam olarak içimden geçeni söylemiştim. Ona karşı hissettiklerim günden güne beni korkutmaya başlamıştı. Ben kendi baloncuğu içinde yaşan bir kızdım. Kendimce bu baloncukta güvendeyim. Sadece baloncuğumun içi net, dış dünya benim ilgimi çekmiyor çünkü orası bulantılı. Hayatımda sadece Bora ve İnci olsun, hayatımın bir parçası olan motorum ve yarışlarım... Mert hayatıma girdiğinden beri baloncuğun içinde yaşayan küçük kız dış dünyayı merak etmeye başladı. Ben Mert'i çok merak ediyordum. Kendisini açmayan, asla tavırlarından taviz vermeyen, her zaman ama her zaman o deniz gözlerinde insanların onun duygularını görmesin diye indirilmiş perdesi ile dolaşan bir adam. Bana karşı zırhını indirdiği anlar genelde benim kendimi güçsüz olduğumu hissettiğim anlar. O zamanlarda onun gözlerindeki perde kalkmış oluyor. Ben Mert'i merak ettiğim kadar aynı zamanda da korkuyordum sanırım...
Yerde tuttuğum bakışlarımı bir cesaretle onun sonsuzluklarına çevirdim. Normalde bana denizi andıran gözleri şimdi fırtına kopan bir okyanusu andırıyordu. Bana bir o kadar asi bakarken aynı zamanda duygu doluda bakıyordu. Mert benim ona bakmamla kendine gelirken bir adım atıp aramızdaki mesafeyi daha aza indirdi. Gözleri çok güzel bakıyordu beh...
Mantıklı tarafım bana karşı koyuyordu. Onun göründüğü gibi biri olmadığı, o okyanusun içinde kimsenim bilmediği şeylerin gizlendiğini bana hatırlatıyordu. Haklıydı... Ona güvenemezdim, zaten yeterince kırık olan kalbime yeni bir kırıklık ekleyemezdim.
Mert bana doğru bir adım daha atınca bende onunla beraber geriye doğru adım atmıştım. Tam arkamı dönmüştüm ki kolumdaki elle olduğum yerde durdum. Ben arkam dönük bir şekilde dururken Mert bana biraz daha yaklaştı. Kafasını kulağıma doğru indirdi, bunu kulağıma çarpan nefesinden hissedebiliyordum. Nefesimi tuttum daha fazla onun büyüleyici kokusuna katlanmak istemiyordum. Bütün planım dudaklarını saçlarımda hissettim an paramparça oldu.
"Senin kokun..." burnunu saçlarıma değdirip kokumu içine çekti. Artık ne kadar ayakta kalabileceğimi bilmiyordum. Kalbim çılgınlar gibi atarken bacaklarımda titremesiyle ona eşlik ediyordu. O derin bir iç çektiği zamanda bende çekmiştim. Şuan bana yaptığı gerçek bir işkenceydi. Islak saçlarından düşen damlalar benim omuzlarıma düştüğünde buharlaşıyordu. Beni yakıyordu, bizi yakıyordu...
Tekrardan dudakları kulağımı bulunca daha dik duramaya çalıştım. Sakin olmalıyım... sakin olmalıyım... sakin ol!
Devam etmesine izin vermeden ileriye doğru adım attığımda eli tekrardan kolumu buldu. Bu sefer daha sert tutuyordu. Beni hızlıca kendine döndürdü.
"Yapma Arya" sesi boğuk mu çıkmıştı bana mı öyle geliyordu?
"Neyi?" sesimin kısık çıkması beni üzdü. Oysa şuan kendimden emin bir şekilde karşısında durmayı o kadar çok isterdim ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜRAT AŞK
Teen Fiction-ARYA- Özenilecek bir hayata sahip, sorunlu bir genç kız. Aslında tek istediği birazcık sevgi. Kendini kapattığı ve orada mutlu olduğunu sandığı bir hayatı var. Onun için yaşadığı kafesten kurtulmanın sadece iki yolu var. Müzik ve Motor! Acaba ge...