BÖLÜM 5: TANIŞMA

379 25 9
                                    

Mültimedyada Mert'in motosikleti var( Diğerlerininkini de böyle düşünebilirsiniz)

2 HAFTA SONRA

-ARYA-

"Arya hadi kızım kalk bak okulun ilk günü geç kalacaksın" Melek teyzenin yumuşak sesi ile gözlerimi aralamıştım bugün yeni okulumun ilk günüydü ne kadar heyecanlı (!) olduğumu tahmin bile edemezsiniz.

"Tamam, Melek teyzem uyandım hazırlanıp geliyorum hemen" yorganı üzerimden atıp hızlıca duş aldıktan sonra okul formalarımı giyip aşağıya kahvaltıya indim. Annem ile babamın son kavgasından beri annemin yüzüne bile bakmıyordum gelip benden özür dilemişti ki bu davranışı bile beni çok şaşırtmıştı yine de bakamıyordum. Kahvaltımı sessizce bitirdikten sonra afiyet olsun deyip kalkarken babam beklememi istemişti. Ben son kez eksik bir şeyler var mı diye bakınırken babam yanıma gelmişti. Beraber arabalara doğru yürürken beni durdurdu bir şeyler söylemek istiyordu belli ama söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı. Babamın gözleri bana hep ifadesiz bakardı, çok nadir anlarda duygu belirtisi olurdu. Genelde o zamanlara tutunmak için uzun uzun gözlerine bakardım. Kendimi güvende hissetmek için, ait hissetmek için.

"Bu okulla da bir sorun yaşamak istemiyorum Arya zaten motorunu elinden aldım eğer geri almak istiyorsan uslu duracaksın." Tamam der gibi başımı salladım tam arkamı dönüp yürüyecekken babam beni kendisine çekip sarılmıştı. Ben ne olduğunu anlamadan babam saçlarımın kokusunu içine çekti ellerimi babamın beline sıkıca sarıp gözümden bir yaş akmasına izin verdim. Babama sarılmayı ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Babama sıkıca sarıldıktan sonra beni kendinden ayırıp yüzüme baktı ve

"Seni çok seviyoruz kızım sakın bunu unutma." Babamın sesi o kadar yumuşak ve işten çıkmıştı ki Selim Güngör Allah'ım bugün benim son günüm herhalde diye düşünürken babam arkasını dönüp arabalara doğru yürüdü. Tam arabama binecekken babam beni şoförün bırakmasını istediğini söyledi normalde karşı çıkardım ama bugün beni tahmin edemeyeceği kadar mutlu etmişti babamın sayesinde tekrardan bir sevilen evlat gibi hissetmiştim. Arka koltukta otururken telefonuma gelen mesajlarla bakıyordum.

GÖNDEREN: Boramm

Yeni okulun hayırlı olsun prenses. Seni özleyeceğiz L

GÖNDEREN: İnci'm

Başka okula gidiyorsun diye benden kurtulduğunu sanma sakın, ha bide sakın kendine yakın arkadaş falan edeniyim deme büyük olay çıkartırım. Seni çok seviyorum...

Mesajları okurken ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum eğer hayatımda Bora ve İnci olmasaydı yalnız asosyal bir tip olurdum. Okula vardığımızda arabadan inip okulun kapısına doğru yürümeye başladım daha çok fazla kişi yoktu bahçede bende müdürün odasına gidip sınıfımı öğrenip bir göz atmak istiyordum. Odaya vardığımda kapıyı çalıp içeri girdim.

"Hoş geldin Arya. Nasıl hissediyorsun bakalım?"

"iyiyim ilk gün işte heyecanlı gibiyim biraz" aslında hiç heyecanlı değildim. İlk gün, yeni kıza sorular, tanışmalar, yeni arkadaşlıklar. Beni nelerin beklediğini hiç bilmiyordum.

"Geçer geçer merak etme. Sen şimdi sınıfını soracaksın senin sınıfın 12 D bir üst katta. Hadi bakalım ilk günün güzel geçsin. 10 dakika sonra bahçede tören var oraya inersin"

"Tamamdır hocam." Kapıyı kapatıp bahçeye doğru yürüdüm kantinden içecek bir şeyler alsam iyi olacaktı. Sıcak kahveyle bahçede ki masalardan birine oturmuş grup halinde ya da iki kişi gelen öğrencilere bakıyordum. Sanırım ilk gün yalnızlığını çekmeye mecburdum. Masada oturmuş etrafıma bakarken okulun otoparkına 3 motor girince ilgiyle onları incelemeye başlamıştım. Motorları park edip okula doğru yürürken gözüm en öndeki çocuğa takılmıştı, bu bana çarpıp özür dilemeyen öküzdü. Motor mu kullanıyordu, gerçi sürüşünden iyi olduğu belliydi. Motorlarına bakarken motor sürmeyi ve hız yapmayı ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Motorları kısaca inceledikten sonra grubu gözlerimle takip etmeye başladım. Önde bana çarpan çocuk yürüyordu esmerdi saçları koyu kumraldı ne uzundu ne de kısa. "öküz falan ama yakışıklı çocuk" diye geçirdim içimden. Arkasından iki çocuk yürüyordu onlar daha rahat tiplere benziyordu. Birinin boyu fazla uzundu ve yapılı bir vücudu vardı vücut çalıştığı çok belli oluyordu. Diğeri daha rahat durmadan gülen sarışın bir çocuktu. Burnuma mis gibi kokusu gelen kahveden bir yudum alıp onlar banklara oturuncaya kadar inceledim. Tam kafamı çevireceğim anda iki tane kızın bunlara yaklaştıklarını gördüm. Orta boylu kahverengi saçlı bir kız "Mertt" diye bağırıp bana çarpan çocuğun boynuna sarılmıştı. Adı Mert miymiş çocuğun. Kızın yanındaki kumral uzun dalgalı saçlı diğer kız Mert'in yanındaki çocuğa sıkıca sarılıp öpmüştü evet bunlar kesin sevgiliydi. Mert gözlerini etrafta dolaştırırken benim gözlerimle buluştu bir anlık duraksamayla bakışlarını başka yöne doğru çevirmişti. Zil çalmaya başladığında yerimden kalkıp öğrencilerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. 12 D olduğunu düşündüğüm öğrencilerin yanında yürümeye başladım. Mert ve grubunun da bu sıraya doğru yürümesi gerilmemi sağlamıştı sanki bir suç işlemişimde beni dövmeye geliyorlarmış gibi hissetmiştim. Mert'e sarılan kız başka bir grup öğrencenin yanına gidince rahatlamıştım en azından onunla aynı sınıfta değildik. Grup tam arkamdaydı konuştukları her şeyi duyuyordum daha çok gülüyorlardı. Aniden bana çarpan şeyle yeri boylamam bir olmuştu. Dizimde ki acıyla bakışlarımı bacağıma çevirince sürttüğüm yerin soyulup kanadığını gördüm.

"Kahretsin kanıyor" dedim kendi kendime ve bana çapan kişiye bakmak için yüzümü kaldırdım gördüğüm kişiyle ağızım aralanmıştı Mert denen o çocuk çarpmıştı ve mavi gözleriyle bana sert bir şekilde bakıyordu. Yerde dizime bakarken yanıma eğilip elini uzattı, kalkmam için elini tuttuğumda elektrik çarpmış gibi hissetmiştim bu çocukta beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Belki de çocuğun mizacı böyledir diye düşündüm. Önce yüzüme sonrada dizime bakarak;

"Revire görünsen iyi olur" dedi. Arkasında ki grup dikkatlice bize bakıyorlardı. Bir çocuk yanıma yaklaşarak "Özür dilerim benim yüzümden oldu bu arada ben Ozan" deyip elini uzattı. Çocuk garipti fazla enerjik duruyordu ama sempatik bir tarafı da vardı uzattığı eli sıkıp "Önemli değil. Ben Arya" dedim Mert denen çocuk gözlerini benden ayırmıyordu. Gerilmeye başlamıştım...

"Şey ben revire gidiyim o zaman" dedim ve bir adım attım tam diz kapağımın üstü soyulmuştu ve canımı yakıyordu bir anda ne olduğunu anlamadan ayaklarım yerden kesildi kısa bir çığlık attım daha ben ne olduğunu anlamadan Ozan "benim yüzümden oldu ben telafi edeyim" deyip yürümeye başlamıştı. Etrafımızda ki herkes bize bakıyordu ve gözlerim Mert'e kaymıştı Ozana ve bana öldürücü bakışlar atıyordu. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

"Hayır, hiç gerek yok lütfen indir beni herkes bize bakıyor"

"Benim yüzümden düştün kendimi suçlu hissediyorum ilk okul günün rezil olmasın"

"Daha ne kadar olabilir ki" bunu sesli söylemiştim, kısa bir kahkaha atıp okulun içine girdi. Arkamızdan gelen kişilere gözüm takılmıştı Mert ve arkadaşları geliyordu. Revirin kapısının önünde beni yeri indirdi ve kapıyı çalıp beni içeri soktu tam Ozan da içeri gireceği anda Mert içeri girip kapıyı Ozanın ve diğerlerinin suratına kapatmıştı. Revirde ki kadın kısa bir an için şaşırsa da hemen yanıma gelip dizime bakmıştı.

"Şöyle uzan güzelim ben pansuman için ilaçları getiriyim" kafamı sallayarak sedyeye doğru ilerleyip uzanmaya çalıştım ama dizim acısında uyuşmaya başlamıştı. Mert beni kolumdan tutarak yukarı doğru çekti gözlerine baktığımda ne hissettiğini anlamıyordum donuk bakışlı öküz ne olacak, kadın elinde ilaçlarla geldiğinde dizime doğru eğilip "Tatlım bu biraz yakabilir" dedi. Kafamı tamam anlamında salladım, kadın ilacı pamuğa döküp dizime bastırdığı anda Mert'in kolumdaki elini tutup sıkmıştım. Elini sıktığım anda mavi gözleri şaşkınlıkla bana döndü saniyede yüz ifadesi değişirken dudakları hafif yukarı doğru kıvrılmıştı. Utanarak elini bırakmıştım. Kadın yaramı kapatıp soğutucu sıktıktan sonra revirden çıkmıştık. Ozan ve diğerleri kapıda bekliyordu kapıdan çıkınca Ozan hemen kapıya gelmişti.

"Nasılsın kazazede?"

"İyiyim ya abartılacak bir şey yoktu sadece ufak bir sıyırık" dedim gülümseyerek Ozan tamam anlamında başını sallarken

"O yüzden İlaç sürerken elimi tuttun yani" dedi Mert gülerek. Bakışlarımı ona çevirmiştim gülünce çok yakışıklı oluyordu normalde hoş çocuktu ama sert baktığında ve güldüğünde ayrı bir yakışıklı oluyordu. Ne düşünüyordum ben ya iyice saçmalamıştım zaten okulun ilk saati hemen kendimi rezil etmiştim bide resmen içimden çocuğun yakışıklı olup olmadığını sorguluyordum yani kısacası ağlanacak halime gülüyordum.

" Kadın bir anda ilacı sürünce refleks olarak tuttum." Sesim kendimi savunmak istermişçesine çıkmıştı. Sanırım bu halim ona daha komik hale geldi ki daha belirgin gülüyordu. Ozan,

"Bizim sınıftasın sanırım bizim sırada duruyordun ve sanırım ilk tanıştığın kişilerde bizleriz." Benle konuşurken hep gülümsüyordu, ne kadar sempatik bir insandı.

"Evet, çok şanslıyım harika bir açılış yaptım." Ozan sadece gülümsemekle yetindi. " Hadi seni diğerleriyle tanıştıralım. " sırayla hepsiyle tanışmıştım sınıfa doğru yürürken ben tuvalete gitme bahanesiyle yanlarından ayrılmıştım, daha okulun ilk günü tahminimce popüler olan grupla sınıfa girmek doğru olmazdı. Tuvalette birkaç dakika oyalandıktan sonra sınıfa girdim. Geniş ve güzel bir sınıftı boş sıra ararken Mert ve Ozanın tartıştığını gördüm hemen bakışlarımı çevirip boş bulduğum bir sıraya oturdum. Daha okulun ilk dersi olacağı için tanışma, dersler, bu senenin hayatımız için çok önemli olduğu gibi konuları konuşurlar diye düşünmüştüm. Zil çaldı ve herkes sıralara geçti yanıma sarışın bir kız oturdu adı Aslıymış çok tatlı bir kıza benziyordu sonunda kendime adam gibi birini bulmuştum. Dersin matematik olduğunu öğrendiğimde mutsuzca homurdandım " ilk günüm daha ne kadar güzel olabilir acaba"


UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. ARTIK MERT VE ARYA BİRBİRLERİNİ TANIMAYA BAŞLIYORLAR. :))

SON SÜRAT AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin