BÖLÜM 1: ÖFKE

1K 32 9
                                    


-ARYA-


Şu anda tek istediğim rüzgarın serin ve sert kesikleri arasında sinirimi az da olsa giderebilmek. Ondan bunca sene sonra tek bir şey istemiştim tek bir lanet olası şey. Düşündükçe motorun hızını biraz daha arttırdım, etrafta sis olduğu için arkamda kaç motor vardı ve bitiş noktasına ne kadar kaldığını bilmiyordum. En son arkamdan yaklaşıp sinyal veren bir motor ve aramızda tahmini beş metre olan bir kamyonla çarpışmak üzereydim hangi ara motoru sağa kırıp sürüklendim hiç hatırlamıyorum...

...

"Durumu nasıl?"

"Şu anlık herhangi bir sorun gözükmüyor. Röntgenleri inceledik kafatasında herhangi bir çatlak ya da beyin kanaması riskine rastlanmadı. Sadece sert düştüğünden ve sürüklendiğinden dolayı vücudunda birkaç yara var. Eli de bir hafta kadar sargıda kalacak"

Bu kimin sesi? Neredeyim ben? Başım o kadar ağrıyordu ki. En son bir motorun bana arkadan yanaş- kamyon! çarpışmış mıydık acaba? en son çok büyük bir acı hissettiğimi hatırlıyorum ve gözlerimin nasıl kapandığını. Peki, şimdi neden açamıyorum gözlerimi neden beni dinlemiyorlar neden bir tepki veremiyorum. Tanımadığım adamın sesinden sonra tanıdık bir ses daha duydum. Babam!

"Peki, neden hala uyanmadı"

"Düştüğünden dolayı bir şok geçirdiğini düşünüyorum. Böyle bir kazada bu kadar az hasar görmesi büyük şans. Merak etmeyin serumu bitikten sonra hastanızı eve götürebilirsiniz. Geçmiş olsun"

"Çok teşekkürler." Babamın sesi üzgün mü geliyordu? Selim Güngör işte bu şaşılacak bir durumdu. Artık gözlerimi açıp eve gitmek istiyordum küçüklüğümden beri hastanelerden hep korkmuşumdur, kokusu hep benim içimi karartmıştır. Tam gözlerimi açmaya yeltenmiştim ki içeri koşar adım biri girdi.

"Durumu nasıl iyi mi? Doktorlar ne dedi? Hayatı tehlikesi var mı? Neden hala uyuyor?" Annemdi. Onun sesini duymamla gözlerimi açmaya çalışmam sona erdi, onun sesini duymak beni daha çok sinirlendirmişti. Babam soğuk bir tavırla " İyi" demekle yetindi. Kapı hızla açılıp içeri koşar adam birileri daha girdi. İçeri koşar adım giren kişi elime yapışıp ağlamaya başlamasıyla bu kişinin İnci olduğunu anladım.

"Benim yüzümden, çok sinirliydi en baştan onu yarışlara katılacağım dediğinde engellemeliydim. Çok özür dilerim Selim amca hepsi benim suçum". İncinin sesini böyle duymak beni üzmüştü. En başından beri yarışları tehlikeli buluyordu, çok kavga etmiştik bu konuda ama tabii ki beni engelleyememişti şuan bu konuda suçluluk duyması çok saçmaydı herkes bu olayların yaşanmasına neden olan kişileri biliyordu. Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım ama gözüme giren parlak ışıktan istemsizce kısılmışlardı. Yavaşça tekrar araladığımda gözlerimi yavaşça odada gezdirdim. Annem çıkmıştı odadan.

"Ah gözlerini açtı. Allah'ım sana çok şükür iyi misin bitanem?"

" İnci iyiyim ama biraz daha o kolumu sıkmaya devam edersen hiç kullanamayacağım." Gözlerini kollarıma kaydırıp elini hızlıca kolumdan çekti.

" Çok çok özür dilerim. İyi misin ağrın var mı? Doktoru çağrıyım hemen baksın hı?" Bu panik hali istemsizce gülümsememi sağlamıştı. İnci kendimi bildim bileli yanımda olan ve beni hiç yalnız bırakmayan iki kişiden biriydi. Onun benim için endişelenmesi içten içe beni mutlu etmişti.

"iyiyim çok az ağrım var ama dinlenirsem geçer sadece eve gitmek istiyorum". Gözlerim babamın gözlerine kaydı bana üzüntü ve kızgınlık karışımı bir duyguyla bakıyordu bu bakışlar kendimi huzursuz hissetmeme neden oldu. Bir an doğruldum ve aklıma motorum geldi kim bilir ne haldeydi.

SON SÜRAT AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin