1

40 2 6
                                    

Elimdeki bandanaya bir kez daha lanet getirip Betül ile çalışma merkezinin merdivenleri çıkmaya başladım.

"Cidden hangi aptal yani ben kolumu mahveden bi bandanaya takabilir hayır yani anlamıyorum taksam ne olacak takmasam ne olacak onun yüzünden takıyorum sanki yanımdaymış gibi hissediyorum ooof o-"

Bir şeye çarpamla sözlerim yarım kalmıştı geriye gidip düşecekken birinin kolumdan çekip belimden tutması bir olmuştu.

Kendimi sakinleştirip gözlerimi açmamla bir çift yeşil gözle karşılaşmıştım. Elimi çekip biraz uzaklaşarak konuşmaya başladım.

"Ku-kusura bakmayın bir an da oldu dalgındım." diye açıklamada bulundum.

"Önemli değil iyisin değil mi?"

"İyiyim."

"O zaman sorun yok dikkat et." deyip merdivenlerden inmesiyle onunda arkasından iki arkadaşı da inmişti.

Elimi kalbime koyup derin bi nefes alıp verdim. Omuzuma konan elle arkama dönüp baktım Betül'dü.

"Az önce ne oldu öyle yaa sen iyisin değil mi?"

"İ-iyim hadi sınıfa gidelim ders başlayacak." deyip kalan üç merdiveni de çıkıp sınıfa doğru ilerledim.

Betül ile sıramıza oturduktan sonra suyumdan bir kaç yudum aldım. O an gerçekten korkmuştum beni tutmasaydı net beyin kanamasında ölüp geberecektim.

Hepsi Emre yüzündendi Allah'ın cezası yüzünden bu bandanayı takıyordum. Yanımda olduğunu hissedip mutlu oluyordum işte bende böyle bi psikopatım.

Ben Kumsal Yücel 18 yaşındayım ve girmem gereken bi YKS sınavım var. Bir yıl mezuna kaldım.

Emre kim diye soracaksınız değil mi? Kısacası platonik olduğum çocuk... Kendisi bı kafede şefti onu ilk gördüğümde bir şey olacağını anlamıştım. Tarzı hareketi tavırları çok farklıydı. Her zaman kolunda bandana olurdu bu yüzden bende koluma banda takmaya başlamıştım.
Emre 21 yaşındayken ben 18 yaşındayım... Eylül ayında gelmemizle Emre Giresun'a gitmişti üniversiteyi Giresun'da okuyordu. Biz onunla ne kadar arkadaş olsakta ben onu seviyordum.

Tüm bandana hikayeside buydu o gittikten sonra her gün bandana takmaya başlamıştım kolumu kaşındırtmasına ağrıtmasına rağmen takıyordum işte kolumde görünce mutlu oluyordum Emre sanki yanımdaymış gibi hissediyordum.

Hocanın gelmesiyle başımı iki yana sallanıp derse odaklandım.

&&&&&&&&&&&&&&&&&

Zilin çalmasıyla tekrardan güldüm çok güzel bi matematik dersi geçirmiştik. Bı an hoca beni dersten atacak gibi olmuştu ama sonradan kurtulmuştum. Ben sınıfın boş yapan ama çalışkan her soruyu çözen öğrencisiydim. Betülle o kadar çok gülmüştük ki hoca bı an bizi deli sanmıştı. Betülle sınıftan çıkıp koridorun sonuna doğru Esra'nın sınıfına doğru ilerliyorduk.

Acıkma hissiyle olduğum yerde durup Betül'e seslendim.

"Bebeğim ben acıktım kantine inip gelirim."

"Tamam kuzum dikkatli ol!" demsiyle arkamı dönmemle yeşil gözlü çocuğu gördüm yanında yine iki arkadaşı vardı. Arkadaşlarının yeşil gözlü çocuğun omuzuna vurup sınıfa girmeleriyle yeşil gözlü çocukta yanıma gelmişti.

"Selam."

"Selam?"

"Nasıl olduğunu merak ettim."

"İyiyim merak etme şey ben kantine inecem istersen gelebilirsin."

"Olur" demesiyle birlikte merdivenlerden inip kantine gelmiştik.

"Asıl sorun şimdi ben ne alayım?" deyip kantine göz gezdirdim.

"Almak için mi alacaksın?"

"Hayır tabikide acıktım neyin doyuracağını düşünüyorum ama burada sadece çikolata var."

"Hoşbeş?"

"Olabilir. Abi bana kakaolu hoşbeş verir misin?"

Hoşbeşimi açıp yeşil gözlü çocuğa uzattım. Kendisi benim ısrarlarım sonucu zorla bir tane almıştı.

Hem merdivenleri çıkıyor hemde birbirimizi tanıyorduk.

"Sen peki ne istiyorsun mezuna ne için kaldın?"

"Ben aslında psikoloji istiyorum geçen yıl gelmeyince Türk Dili ve Edebiyatı okumak istedim babam ise o bölüm için seni başka bir şehire göndermem deyince bende mezuna kalma kararı aldım. Benim amacım zaten buradan gitmek zaten hedefimde psikoloji böylesi daha iyi oldu. Peki sen ne istiyorsun?"

"Ben hukuk istiyorum geçen yıl ucu ucuna kaçırdım."

"Yaa kötü olmuş ama hukuk okuyacaksan sana Savcılığı öneririm."

"Neden peki?"

"Bilmem savcılık çok kutsal bı meslek gibi geliyor çok özel. Hem ben psikoloji olmazsa hukuk okuyup savcı olmak isterdim. Her neyse bak sana savcılık yakışır bunu bı düşün ayrıca önüne gelen avukat zaten bence savcılık daha özel ve güzel."

"Haklısın savcı olmak isterim bende." demesiyle merdivenleri çıkıp bitirmiştik.

Elini uzatıp "O kadar konuştuk ama tanışamadık ben Emre." demesiyle buruk bir şekilde gülüp elini tuttum.
"Bende Kumsal"

Biraz daha konuştuktan sonra Emre bizi kenarda izleyen arkadaşlarının yanına giderken bende Esra ve Betül'ü yanına gittim.

Esra heycanla konuşup göz kırparak bana bakmıştı.
"Güzelim hayırdır ne oluyor şeften sonra yeni limanlara mı yelken açtın?"

"Şttt saçmalama be merdivenden düşüyordum kurtardı şimdide birlikte kantine gittik bir şey yok."

"Dediğin gibi olsun yavrum."

"Öyle zaten balım her neyse çocuğun adı Emreymiş" dememle Esra ve Betül aynı anda 'Ne!' diye bağırıp gülmüşlerdi ağ hayat benim bu ikisiyle başım çok dertte...

Emrelere doğru bakınca onlarında konuştuklarını gördüm daha doğrusu Emre bir şeyler söylüyor arkadaşları ise gülüp onun omuzuna vuruyordu.

AnidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin