12

8 2 3
                                    

Zaman bir bir geçiyordu bu iyi bir şey miydi ya da kötü bir şey mi artık bunu bile bile anlamıyordum. Tek bildiğim şey her şey olacağına varacaktı..

Ailem... Bazen şansım dediğim bazense hayal kırıklığı dediklerim... Netlerimin artışa geçmesiyle aramız düzeliyordu. Babam eskisi gibi olup dışarıya çıkmamı arkadaşlarımla buluşmamı istiyordu tek kuralı vardı bu da derste düşüşe geçmeyecektim.

Yanisi başarı özgürlüktü.

Arkadaşlarımla yine vakit geçirmeye başlamıştım ama yaşadıklarımdan sonra yine dalıp dalıp gidiyordum uzaklara. Tek kalmak istiyordum ve bunların tek suçlusu ailemdi onlar yüzünden ben bu haldeydim..

İki ayrı Emre vardı hayatımda, biri platonik olduğum diğeri ise arkadaşım. Platonik olduğumla sadece mesajlaşıyorduk ve bu bile bana yetiyordu. (Tam burayı yazarken Seni dert etmeler şarkısı çalıyor... Başka bir evrende en güzel halinle :) )
Arkadaş olan Emre ise bambaşkaydı çok daha farklı...

Anlatamayacak kadar hoştu davranışları...

"Yine dalıp gittin hayırdır?" diyen Esra ile ona baktım.

Dert ortağım...

"Yaşadıklarım saçmlıklar sizler ailem sencede normal değil mi bu halim."

"Yavaş yavaş toparlanıyorsun Kumsal ve dahada toparlanacaksın evet biliyorum hiç bir şey eskisi gibi değil ama iyi olmalısın ben arkadaşların her zaman yanındayız bunu sende biliyorsun."

"Biliyorum biliyorum ama bilmiyorum boş boş düşünüyorum sadece."

"Yapma bunu düşünmenin fazlası zarar emin ol. Her neyse öğle arası geçiyor karar ver ne yapacaz?"

"Ben yokum sen Betül ile git ye ben etüt odasında çalışacam biraz."

"Emin misin kuzum?"

"Eminim aşkım benim için özgürlük eşittir başarı bunu unutma." dememle buruk bir şekilde gülüp sıkıca bana sarılmıştı.

Esra, Betül'ü arayıp onun yanına cafeye giderken bende sınıfa gidip eşyalarımı alarak etüt odasına geçtim.

Elimdeki test kitaplarını masaya koyduktan sonra çözmeye başladım. Kafayı net olarak yemiştim üstüne uğraşıp çözemediğim matematik sorusu bile bana zevk veriyordu. Sürekli işlem yapıp silmem mantık yürütmeye çalışmam çok değişikti, hoştu.

Dakikalar bir bir ilerliyordu artık kaçıncı soruya geldiğimi bile unutmuştum resmen çözerken kendimden geçiyordum. Önüme konan kahve ile başımı kaldırdım.

"Öğle arasına gitmemişsin şimdide soru çözüyordun bende artık ara vermen gerektiğini düşünerek bize kahve aldım."

"Teşekkür ederim iyi yapmışsın."

Emre "Ee ne yaptın hangi konuyu çözüyorsun?" deyip sandale çekerek karşıma geçip oturmuştu.

"Üslü köklü rasyonel üçü de karışık. Hayır yani ne gerek var bir soruda üç konuyu sormaya." dememle güldü.

"Biraz kafa karıştırıcı olabiliyor ama zevkli bence o sayılarla bir sürü işlem yapmak."

"Yani birazcık öyle, ee sen niye buradasın gitmedin mi yemeğe?"

"Yok aslından gitmiştim bizim son ders boştu erkenden yemeğe gittik şimdide vaktim vardı bende senin gibi soru çözüyordum."

"Anladım."

"Vizyona Barış Akarsu'nun hayatını anlatan bi film giriyor."

"Aaa evet ve ben çok gitmek istiyorum o adamın aşığıyım."

"Biliyorum bu yüzden gider miyiz birlikte diye sormak istedim."

"Normalde Asya ile gidecektim ama bence onu ekip seninle gidebiliriz." dememle resmen gözlerinin içi yıldız gibi patlamıştı. Gamzelerini gösterecek şekilde gülümsedi.

"Teşekkür ederim kabul ettiğin için ama arkadaşınla sorun olmaz mı?"

"Orasını boşver eee hangi gün gidecez peki?"

"Cumartesi 14.00"

"Uygundur bayım." dememle gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

"O zaman kahvenizi soğutmadan içiniz hanımefendi çünkü bu beyfendi sizinle bahçede yürümek istiyor."

"Hay hay o zaman obeyfendi nasıl isterse."

AnidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin