13. Bölüm: "Pedro'yu Kurtarmak"

5 4 61
                                    

All Alone - Saturnus

"Acının neden beni hiç terk etmediğini merak ediyorum
Hiç gitmeyen hüzün, keder, şaşkınlık...
Ben uçup gidiyorum
Kendimle el ele tutuşarak
Hayatı kendimle paylaşarak
Kendi ektiğim yalnızlığı biçiyorum"
:


~Anka

ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ

Nefes alamamak...

Hayatım boyunca defalarca kez başa çıkmak zorunda kaldığım bir eylemdi kendisi. Defalarca kez nefes alamadığım için yaşarmıştı gözlerim. Ve defalarca kez "Tamam" demiştim. "Bu sefer kesin öleceğim."

Ama ölüm o kadar çabuk kollarını açmıyordu bazı insanlara. Hayat defalarca kez ağlatmıştı beni. Bir zamanlar ölüme sığınmak dahi istemiştim ama ölüm bile kabul etmemişti beni. "Hayır." demişti. "Daha yaşaman gerek, hissetmen gereken acılar var. Bu şekilde teslim alamam seni."

Bahsettiği acılardan başka birini daha yaşıyordum yine. Sevdiğim bir insanı kaybetme korkusu... Hızlı sürmesi için defalarca kez uyardığım taksi şoförüyle son sürat Pedro'nun yanına gidiyordum ve dakikalar bana kabir azabı çektirmek istercesine geçip gitmiyorlardı adeta.

Alfa'yı arayıp teşkilatın sağlık ekibinin tespit ettiğim konuma yönlendirmesini söylemiştim. Fakat sorun şuydu ki onlar benden de uzak bir konumdaydılar. Ayrıca ambulansı da arayamıyorduk çünkü elimizde net bir konum yoktu.

"Abi varmadık mı hala? Neden bu kadar yavaş gidiyoruz?"

Sorduğum soruyla taksi şoförü sabır çekmiş ve "Kızım az daha sabret on dakikaya ordayız. Şehir içine girdik, bana gece gece ceza mı yedirteceksin?" demişti.

Sakinleşmek için aldığım derin nefes işe yaramazken "Sikicem cezasını ya! Bas şu gaza. Ceza yersen öderim ben." diye bağırmıştım.

Söylediklerim üzerine gaza yüklenen taksici ile biraz olsun rahatlamıştım. Rahatlamanın da verdiği etkiyle oraya gidince karşılaşacağım şeyi bilmediğim için ne olur ne olmaz diye Ejder'den aldığım tabancanın şarjörlerini kontrol ederken dikiz aynasından taksicinin korku dolu gözleriyle karşı karşıya gelmiştim.

Alay edici bir gülüş yerleşti yüzüme. "Korkma Bey Amca bu namlunun ucu seni bulmaz." Taksici korkuyla gaza daha çok yüklendiğinde en başından beri tabancayı ortaya çıkarmayışıma lanet okumaya başlamıştım.

On dakikadan çok daha kısa bir süre içerisinde tespit edilen konum sınırları içerisine girmiştik. Pedro ile yaptığım konuşmada arkadan gelen yaprak sesleri duyuluyordu. Yani ağaçlık bir alanda olmalıydı. Bunun üzerine haritada hemen yeşillik olan yerlerde gezinmiştim. Şehir içinde olduğumuz için yeşillik alan azdı ve buna ilk defa şükretmiştim.

Park gibi insanların çok olacağı yerleri es geçtiğimde 500 metre çaplı konumun sınırında bulunan otobana çıkış yolu yakınlarındaki ormanlık alanı işaretlemiş ve taksiciye işaretlediğim konuma gitmesini söylemiştim.

Kendimden emin değildim ama mantıken orada olması gerekiyordu.

Orada olması lazımdı.

"Tanrım lütfen orada olsun."

Taksici son sürat bir şekilde gösterdiğim konuma varmak üzereyken karanlıktan dolayı tam göremediğim bir arabanın yoldan çıkmış olduğunu fark etmiştim. Kalbim teklerken taksiciye durmasını söyleyip eline fazladan para saymış, tabancamı kavrayarak arabadan inmiştim.

I CAN(NOT) SAVE USHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin