i would tell you not to leave but i don't want you to feel pressured to love me - cavasoul
"Şimdi tüm bu acı kalbime gömüldü ve korktuğum yaşayan ölü duygular asla dinmedi
Ben kimim?
Çünkü bilmiyorum
Bebeğim beni bırakma, kalmana ihtiyacım var
Bugün ilgi istiyorum
Ve tüm göz yaşlarımı silerken çok güzel görünüyorsun"
~İlahi Bakış
ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ
Gözlerini yavaça açtığında, kaburgasına saplanan acıyla kısık sesle inledi Ejder. Başına güçlü bir ağrı saplanmıştı ama o bunu umursamadan kaldığı soğuk odada bakışlarını gezirdi. Başını çevirdiğinde yanındaki kapalı perdeyi fark etti. "Neredeyim ben?" diye düşündü ve hafif bir panik hissetti. Son hatırladığı şey neydi emin olamıyordu. Aklına belli belirsiz anılar doluyordu.
Yangının sıcaklığı, nefes alamayışı, Anka...
Aniden, kapı açılınca içeri teşkilatın yıllanmış doktoru ve hemşireler girdi. "Ah, uyandın mı?" diye sordu bir hemşire gülümseyerek. "Sizi yangından son anda kurtardılar. Bir süre burada kalacaksınız."
Ejder'in aklındaki ilk soru, Anka'nın nerede olduğuydu. Onu hatırlıyordu. Alevlerin arasından kurtuluşunun sebebinin Anka olduğunu biliyordu.
"Anka nerede? Onu görebilir miyim?"
Doktor hafifçe gülümsedi. "Endişelenme, hemen perdenin ardında ama hala uyuyor. Onun iyileşmesi biraz daha zaman alacak gibi görünüyor. Çok fazla dumana maruz kalmışsınız. Ayrıca Anka her ne kadar ıslanmış elbiseleri ile kendini korumaya çalışsa da cildinin birçok yerinde yanık oluşmuş. Çok ciddi değil neyse ki. Birkaç ay içerisinde iyileşebilecek derecede yanıklar. Yine de canı acıyacaktır. Fakat seni çok iyi korumuş. Herhangi bir yerinde yanık izi bulamadık. Sadece patlamadan dolayı başına büyük bir darbe almışsın bir de sanırım dışarı çıkarken düştüğünüz için ayak bileğini incitmiştsin. Herhangi bir iç kanama bulgun yok fakat kısa süreli hafıza kayıpları yaşayabilirsin. Ya da..."
Ejder kaşını çatıp doktora devam etmesini belirterek kafasını sallarken doktor hemşireleri kontrol amaçlı yan taraftaki Anka'nın yanına yollamış ve Ejder'e daha çok yaklaşmıştı. Asıl niyeti Ejder ile baş başa kalmaktı.
"Ya da yıllardır hafızandan silik olan anılarını hatırlayabilirsin. Biliyorsun Ejder, uzun bir süre boyunca seninle travmaların üzerine çalışmak istedim, sense beni reddettin. Fakat hafıza kaybının fiziksel bir hasara değil de yalnızca bir travmanın tüm anılarını bloke etmesine bağladığımı biliyorsun. Bu yaşadığın ikinci büyük kafa travması işleri tersine çevirebilir. Yani bazı anıların tekrardan beyninde yer edinebilir. Bu süreç senin için zorlu geçerse lütfen benden yardım istemeye çekinme."
Ejder kafasını olumlu anlamda sallayıp başını yastığa yasladı. Yangını hatırladığında tüyleri diken diken oluyordu ama ölüm korkusundan değil, Anka'nın ona dokunuşlarından dolayı. Her geçen saniye Anka'nın ona neler dediğini hatırlarken gözlerinin dolmasına engel olamadı. Anka ona kendi ismiyle seslenmişti. Ondan özür dilemişti ve şimdi doktor gelmiş eski anılarının her an geri gelebileceğinden bahsediyordu. Gözlerini kapatıp iç geçirdi. Büyük bir yüzleşme yaşayacağının bilinciyle kalbindeki sızıya alışmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I CAN(NOT) SAVE US
AçãoBizi kurtaramam, Atlantis'im, düşeriz Bu şehri dayanaksız toprağa inşa ettik Bizi kurtaramam, Atlantis'im Şehri yıkmak için inşa ettik