SHADOW || Taekook

✨Special Episode✨

İyi Okumalar 🐰🐯

"Of özel günlerde neden saçım bir türlü şekil almıyor ki!?"

İsyan ederek iki saattir aynada saçıyla uğraşan biricik oğlum Jiho'yu izliyordum. Bugün kız arkadaşı ilk defa bizimle tanışacağı için fazlasıyla heyecanlıydı. Oradan oraya koşturuyor, her şeyin güzel olması için uğraşıyordu.

On sekiz yaşına gelmiş, kocaman adam olmuştu. Oğlumun büyüdüğünü görmek fazlasıyla gurur verici olsa da benim gözümde hala sevimli, küçücük Jiho'ydu. Fakat zaman hızlı geçmişti. Ben bile kırk küsür yaşıma ulaşmıştım. Sanırım artık kabullenmenin zamanı gelmişti.

Kendimi masaya yaslamış, "Harika görünüyorsun bebeğim." demiştim. Suratı asık bir şekilde aynadan benimle göz göze gelmiş, "Baba gerçekten de bu sefer güzel geçecek dimi?" demişti.

Bir önceki kız arkadaşı deneyimi onun için pek güzel geçmemişti. Bazı sorunlar yaşanmış, Jiho'nun kızı terk etmesiyle de tatsız depresyon halleri bir süre bize eşlik etmişti. Jiho'yu o halde görmek fazlasıyla acı vericiydi.

Derin bir nefes alarak, güven vermek istercesine tebessüm etmiş, "Güzel geçmemesi için bir sebep yok." dediğim sırada odaya Taehyung giriş yapmış, "Hoseok'u aradım acil toplantısı çıkmış gelemiyormuş ama Jimin yolda. On dakikaya buradaymış." demişti.

Jiho anında bize dönmüş, "Jimin amcamı mı davet ettiniz?" diye sormuştu. Evet anlamında kafamızı salladığımızda da, "Sizce de Jimin amcam bu aralar çok fazla alıngan olmadı mı? Her şeye şaka dahi olsa alınıyor. Kesinlikle yemekte de alınacak bir şey bulacak!" diyerek karamsar bir havaya bürünmüştü.

Hemen araya girmiş, "Tatlım, Jimin amcanın yanında da sakın böyle konuşma üzülebilir. Hem Jimin amcanın seni ne kadar çok sevdiğini biliyorsun. Özel bir gününde yanında olmak istedi." demiştim.

Jiho, "Bende onu seviyorum ama normalde yapmadığı şeyleri yapıyor. Mesela her seyi pat pat söylemeye başladı. Yani nasıl söylesem fazla şey oldu ımm..."

Taehyung da yaslandığı kapıdan sohbete dahil olarak, "Patavatsız." diyerek Jiho'nun sözünü tamamlamasına yardımcı olmuştu. Anında delici bakışlarımı ona göndermiştim. Sadece bana havadan öpücük atmakla yetinmişti.

Jiho ise Taehyung'a katılmakla beni daha sinirlendirse de umursamamaya çalışarak, "Sen şimdi Jimin amcanı bırak da Lili'ye Taehyung baban ve benden bahsettin mi onu söyle." demiştim. Ne yazık ki Kore'de eşcinsel olanlara hoş bakmıyorlardı ve bu durumun Jiho için de zorlayıcı tarafı olduğunun farkındaydım.

Jiho mahcupca bir bana bir Taehyung'a bakmış, "Söylemedim," dediğinde hemen açıklamaya geçerek, "Kesinlikle sizden utandığımdan değil ama bunu duyduğunda size karşı duruşunu canlı olarak görmek istiyorum." demişti.

Taehyung yüzündeki tebessüm eşliğinde, "Yanlış anlamadık tabii ki oğlum. Kararlarına her zaman saygı duyuyoruz." demişti. Kesinlikle öyleydik. Öyle olmak için fazlasıyla çabalıyorduk.

Jiho'ya baktığımda ise rahatlamış görünüyordu. Ailesi tarafından desteklenmenin vermiş olduğu mutluluğu onun gözlerinde görebiliyordum. Yaşayamadığım duyguların her birini yaşaması için çabalamaktan asla da bıkmayacaktım. Oğlumun her şeyiyle yanında duracak, yanlız olmadığını bilecekti.

Jiho'nun, "Teşekkür ederim iyi ki hayatımdasınız iyi ki benim babalarımsınız." dediğinde ise gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Ondan bunları duymak çok fazla mutluluk vericiydi.

Yaslandığım yerden kalkmış ve Jiho'nun yanına giderek ona sıkı sıkı sarılmıştım. "Sende iyi ki bizim biricik oğlumuzsun."

Jiho ise ufak bir kahkaha atmıştı. "Ya Taehyung baba görüyor musun Jungkook babam yaşlandıkça fazla sulu göz oldu." dediği şeyle bende gülümsemiş, omzuna hafifçe vurmuştum. "Öyle konuşursan tabii ağlarım."