Episode 4

20.4K 1.4K 937
                                    

Bugün TaeTae'mizin doğum günü🎂
İyi ki doğmuş ve iyi ki bizimle
Bugüne özel bölüm atmak istedim iyi okumalar🐰🐯

Hayat üç bölümdür: Dünyayı değiştireceğini sandığın, Değişmeyeceğini anladığın ve dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun…

~Jean Paul Sartre


1 yıl sonra~

"Ya Jimin yeter artık yediğin şeyleri temizlemeyi öğren!" diyerek resmen mutfakta gürlemiştim.

Şuan bir ton -ki çoğu ev arkadaşım Jimine ait olan-bulaşığı yıkamakla uğraşıyordum.Sinirim tepemdeydi kız da değildim ki regl dönemim yaklaşıyor desem.

Evet artık ev arkadaşım vardı.Jimin!Tam bir baş belasıydı ama bir o kadar da tatlı biriydi.

Tae'den kaçalı bir sene olmuştu.Ailem ile birlikte Amerika'ya gelmiştik.Çok yabancı bir ülkede tek başımıza kalmıştık ve Jimin imdadımıza yetişmişti.Oda benim gibi Koreliydi ve ona rasladığım için kendimi şanslı hissediyordum.

Bizi sokakta bavullarla gördüğünde yanımıza gelmiş"Burada yenisiniz galiba,evinizde yok gibi görünüyor hadi bana gidelim"demişti.Ona güvenip güvenmeme konusunda endişeliydim ama annemler 'Koreli'biri görünce hemen atlayıp kabul etmişlerdi.

İlk birkaç hafta onun evinde kalmıştık. Hiç bir beklentisi olmadan sanki bizi yıllardır tanıyormuş gibi samimi bir şekilde evinde ağırlamıştı.Ailem Jimin'i çok sevmişti ve Jimin ikinci evlatları gibi olmuştu.

O yönden Jimin'e güvenip bir ay önce teyzemin yanına Kore'ye dönmüşlerdi. Tae'nin onları bulmasına karşı endişeliydim fakat annemler bunu umursamamıştı ve beni bir şey olmayacağına dair  rahatlatarak gitmişlerdi.

Burada yeni bir iş bulmuştum.Ufak bir kafede garson olarak çalışıyordum ama bundan şikayetçi olduğum söylenemezdi.İşimi seviyordum ve şuan Jimin yüzünden işime geç kalacaktım.

"Hey kime diyorum koca kıçını kaldır ve yardıma gel işe geç kalıyorum!" diyerek içeride ayaklarını uzatmış bir şekilde televizyon izleyen Jimin'e tekrardan bağırmıştım.Bu çocuk beni deli edecekti!

"Ya tamam başımın etini yedin geldim ne var?" isyan ederek mutfağa giren Jimin'e gözlerimi devirmeden edememiştim.Canım çıkıyordu benim burda onun umrunda bile değildi.

"Saol ya geldiğin için" demiştim iğleneyici bir şekilde "işe geç kaldım devamı sende"elimdeki tabakları bırakarak elimi yıkmıştım.Jimin ise arkamdan mızmızlanıyordu.

"Mızmızlanma bunların hepsi senin, yıkayıp biriktirmeseydin böyle olmazdı" demiştim sitem dolu sesimle.O ise dudaklarını büzmeye devam etmiş ve"Bu eve bulaşık makinası alıcam yeter ya"demişti.Onun bu sitemine gülümsemeden edememiştim çocuk gibiydi cidden.

"Hadi büzme o dudaklarını sana gelirken en sevdiğin çikolatadan alırım" demiştim ve yanına gidip yanağına öpücük kondurmuştum."Ya bunu baştan söylesene hemen yıkıyorum"demişti ve kolunu sıvayıp bulaşıkların başına geçmişti.

Onu ikna etmek bu kadar basitti işte.

Hızla mutfaktan çıkmış ve üzerimi değiştirdikten sonra bulaşıklarla uğraşan Jimin ile vedalaşıp evden çıkmıştım.Çalıştığım kafe fazla uzak değildi o yönden yürüyerek gidiyordum.

SHADOW || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin