Episode 6

18.8K 1.3K 694
                                    

İyi Okumalar 🐰🐯

"Jungkook bence bu konuyu fazla abartıyorsun,yani dediğin gibi o parfümü herkes kullanıyor olabilir" diyerek tabağındaki peynirden ağzına atan Jimin'i dinliyordum.

Dün olanları sabah kalktığımızda kahvaltı yaparken Jimin'e anlatmıştım.Oda bunun saçma olduğunu düşünüyordu.Haklı da sayılmazdı ama hala endişelerim vardı.

"Haklısın ama korkuyorum" demiştim ve ellerimi cenemin altına birleştirerek kolumu masaya koymuştum."Korkmanı anlıyorum o kadar yaşadıklarından sonra bu gayet normal ama Amerikadayız Jungkook,burada bizi bulması imkansız gibi bir şey"diyerek oda benim gibi masaya yaslanmıştı ve gözlerimin içine bakmıştı.

Jimin çok anlayışlı biriydi.Yaşadıklarımı ona anlattığımda bana destek olmuştu ve kendisi tehlikede olsa bile umursamamıştı.Cesaretliydi aynı zamanda korkusuz.Jimin'e hayran kalmamak elde değildi ki.

"Neyse beni bırak da sen neden üzgündün?" demiştim konuyu değiştirerek.Öğrenmeliydim yoksa kendimi suçlu hissetmeye devam edecektim.Jimin bakışlarını kaçırmıştı ve kahvesinden bir yudum almıştı. Onu bu kadar üzen şey neydi?

"Hadi ama Jimin arkadaşın değil miyim ben senin?" dediğimde yine dolu gözleriyle bana bakmıştı.Lanet olsun ne oluyordu?"Jimin!"demiştim korkuyla ve oda dayanamamış ağlamaya başlamıştı.

"Arkadaşız dimi?" demişti ve oturduğum yerden kalkıp hemen ona sarılmıştım."Evet arkadaşız sen benim herşeyimsin"demiştim ve saçına öpücük kondurmuştum.Onu üzen şeyi hala anlayamamıştım birde ağlarken görmek içimi yakıyordu.

"Jungkook ben dün seni yanımda göremeyince gittin zannettim,beni bırakıp gittin sandım.Yine yanlız kaldım diye çok korktum" demişti hıçkırıklarının arasından ve ona daha sıkı sarılmıştım.

Jimin'in bir ailesi yoktu.Küçük yaşta kaybetmişti ama her zaman dik durmuştu ve kendine yeni bir hayat kurmuştu.Onu her zaman taktir ediyordum.O çok güçlüydü.

"Ben buradayım seni bırakıp gitmem ki" demiştim ve kendimi ayırıp gözlerinin içine bakmıştım.Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.Benim yüzünden böyle hissetmişti ve ben aptal bir sebepten onu orada tek bırakmıştım.

"Hep yanındayım ağlama artık üzülüyorum" demiştim ve elimin tersiyle göz yaşlarını silmiştim.Oda kendini toplayıp kafasını sallamıştı."Biliyorum ama üzüldüm"demişti çocuk gibi dudak büzerek.

"İşten izin almamı ister misin?Hem birlikte vakit geçiririz ne dersin?" demiştim gülümseyerek.Uzun zamandır birlikte vakit geçiremiyordum onu çok boşlamıştım.

"Hayır sen işine git benim zaten işim var bugün" demişti yerinden kalkıp masayı toplamaya başlamıştı."Ne işin varmış senin?"demiştim ve ona yardım etmeye başlamıştım.Birbirimizden bir şey saklamazdık o yönden rahatça soruyordum.

"Biliyorsun kardeşimin yanına gidicem bugün izin günü onunla vakit geçirmek istiyorum" demişti.Jimin'in tatlılar tatlısı Kai adında bir kardeşi vardı.Yurtta kalıyordu çünkü Jimin'in ona bakabilecek gücü yoktu.

Birkaç defa Jimin ile birlikte onu görmeye gitmiştik ve cidden onu çok sevmiştim.Aynı Jimin'e benziyordu.Tombul yanakları,ufak burnu ve dolgun dudakları vardı.

Kardeşi de beni sevmişti çünkü Jimin her onu ziyarete gittiğinde beni soruyormuş ve gelmem için Jimin'i zorluyormuş.Ah cidden çok sevimli.

"Bende geleyim o zaman,hem bende özledim Kai'yi" demiştim ve masayı silmiştim.Jimin ise işe gitmem gerektiğini söylemişti ama onu dinlemeyip patronu arayıp izin almıştım.Kai'yi görmek bana da iyi gelebilirdi.

SHADOW || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin