feel me

08

04.10.2022

|||

Jeon Jennie,

''Sen, kahvaltılık seçmem deyince, dünyadaki bütün zararlı şeyleri yiyeceğini hiç düşünmemiştim ben...''

Taehyung'un konuşmasıyla ağzıma attığım son pancake parçasını, kaşlarımı çata çata yuttum ve sinirli baktığıma adım gibi emin olduğum gözlerimi ona diktim.

Hayır, bir kere kendi demişti istediğimi sipariş edebileceğimi, ne şimdi yediklerime karışıyordu?

Ayrıca tatlım, senin içtiğin üçüncü kahve bu. Damarlarında kan yerine kafein barındaran biri, sağlıktır kahvaltıdır cart curt konuşamaz bana.

''Pancake ve mısır gevreği en iyi kahvaltılık yiyecektir,'' dedim peçeteyle ağzımını silerken. Gönül isterdi ki, Taehyung'un dili, dudağımın kenarında kalmış çikolatayı alsın ama malum şartlar gereği gönlüm istediğini alamıyordu. ''Ayrıca sen de üçüncü karamelli macchiato'unu içiyorsun. Pek bana laf söyleme hakkın yok gibi.''

Bu arada o malum şartlar: Taehyung'un ben olmayan başka birine aşık olması ve bizim, klişeler barındıran herhangi bir romantik kurguda olmamamız.

Tanrım, kırk yılın başı bir klişe istedim, o da olmadı. Şaka mısın ya?

''Benimki bağımlılık, seninki sağlıksız,'' diye diretti Taehyung. ''Kahvaltı, günün en önemli öğünüdür. Çok dikkat etmeli ve sağlıklı şeyler yemelisin...''

Tamam, kamu spotu adam, tamam. Anladım.

Ayrıca çocuk, sen bizim Los Angeles'dayken akşamdan kalma pizzayla kahvaltı yaptığımızı bilsen serum filan bağlatırsın heralde?

Hele Sehun'un, sabahın köründe yağlı şeyler yediğini bilsen, soluğu acilde filan alabilirdik biz.

''Ay aman...'' diye hayıflanıp arkama yaslandım güzelce. ''Seksen yaşıma kadar sağlıklı, sıkıcı ve lezzetsiz şeyler yiyeceğime; elli yaşına kadar sağlıksız ama lezzetli ne varsa yerim daha iyi...''

Ben bu cümleleri öylesine, önemsiz bir şeyden bahsediyormuş gibi kurmuştum ama anında yakaladığım farkındalıkla sözler ağzımda takılı kaldı. Birden yutkunamadığımı ve boğazımda hatrı sayılır bir büyüklükte yumru oluştuğunu hissetmiştim.

Elli ya da seksen yaş...

Ne kadar uzaktı değil mi?

''Jennie?'' deyip önce doğru eğildi Taehyung. ''Ne oldu birden? Benim söylediklerime bozulduysan şayet, asla aldırış etme. Sonuçta... istediğini yiyebilirsin...''

Harbi istediğimi yer miyim Taehyung?

Zihnimin içinde dirty mind, dirty mind ses efeği canlı canlı çalarken, bunun hiç sırası olmadığını anlayıp derin nefes aldım.

''Yaa hayır ondan değil,'' deyip sahte bir şekile gülümsedim. Bu zorla gülümsemeler bana o kadar yapışmış, o kadar gerçekçi duruyordu ki, hem ben zorlanmadan kullanıyordum hem de karşımdaki insanlar bana inanıyordu. ''Daha doğrusu hiçbir şeyden değil. Anlık geldiler bana yine de... ondan...''