17

1K 119 123
                                    



07.12.2022


||||

Jeon Jennie,

Kulisin parkelerinin, ayağımın altından kaydığını anladığım vakit; geriye doğru gidip yerle buluşacağımı tahmin ettiğim için, tutunmam gerektiğini fark ettiğimden dolayı refleksle elimi kaldırmıştım. Bu tutunacağım şey, genelde koltuktur, merdiven korkuluklarıdır ya da Taehyung'un koludur olurken, bu sefer, tamamiyle Jongin'in kucağı olmuştu. Çocuk, benim düşeceğimi fark etmiş, bana doğru çevik bir hareket yapmış ve fazla sıkı olmasa da belimden tutmuştu.

''Hey!'' diye bağırdığını işitmiştim Jongin'in. Bilincim kapalı değildi, etrafımdaki sesleri duyabiliyordum; sadece gözlerimi açıp bedenimi kullanabilecek kadar güçlü ve kendimde hissetmiyordum. Fiziken çok zayıftım. ''Bunu yapacağım için umarım bana çok kızmazsın güzelim.''

Eğer tam şu an biraz olsa bile kendimde olsaydım, Jongin'in bu dediğine alayla güler ve yine alaylı bir yanıt verirdim. Hayır yani, burada bayılmama ramak kalmış, nasıl yapacağın şeylere kızma tavrı koyabilirdim sence canım? Biraz düşün istersen.

Yok yok, çevremde normal düşünüp, normal tavır sergileyen bir kişi bile yok.

Evet, evet o kişi de dahil, normal olan kimse yok.

Jongin, benden herhangi bir tepki gelmeyeceğini anlayınca, derin bir nefes verdi. Nefes vermesiyle eş zamanlı olarak, belimdeki bir elini, dizlerimin arkasında hissettim ve çok geçmeden çocuğun göğsüyle bakıştım. Jongin, beni kelimenin tam anlamıyla kucağına almıştı ve ben, onun kokusunu buram buram hissediyordum; bir kere Taehyung kadar ferah kokmuyordu, sigara kokusu ile parfümünün kokusu karışmıştı ama beni rahatsız etmiyordu. Aksine, onun ne kadar seksi birisi olduğunu düşünüyordum.

Bana bakın ama burada fenalık geçirdiğim halde yine de Taehyung ve Jongin'i kıyaslayabiliyor, kokularını filan karşılaştırabiliyordum.

Benim de böyle bir karakterim vardı, ne yapalım yani?

Jongin'in kucağında, kulisin sağ arka tarafında kalan kırmızı koltuklara gelmiştim. Çocuk, beni o kadar nazik ve yavaş bir şekilde koltuğa bırakmıştı ki, sanki kırılcakmışım gibi narin hissetmiştim kendimi.

''Şimdi bizim özel doktorumuzu arayacağım,'' dedi Jongin ve cebinden telefonunu çıkardı. ''Ayrıca bu halde sahneye de çıkamazsın, bizimkiler durumu idare edebilir.''

''Hayır, hayır doktor olmaz!'' deyip yerimden doğrulacaktım ki, Jongin, buna izin vermedi ve omuzlarımdan tutup beni yeniden koltuğa yatırdı. ''Yani, doktorluk bir durum yok demeye çalışıyorum, lütfen.''

''Ne demek doktorluk bir durum yok ya?'' derken telefonunu kulağına götürmüştü Jongin. ''Sen farkında değilsin ama resmen bilincin kapanıyordu ve bayılıyordun. Tabii ki de doktorluk bir durum var-'' Jongin biraz daha devam edecekti ki sanırım aradığı doktor telefonunu açtı ve çocuk, tüm dikkatini ona verdi. ''Merhaba Bay Kim. Rica etsem bizim mekanın kulis tarafına uğrayabilir misin?  Özellikle arkadan girsen daha iyi olur, bizimkiler görmesin seni. Ne? Hayır doktor, vurulmadım veya yaralanmadım, çok değerli biri için lazımsın. Ayrıca her ihtimale karşı özel muayenenin hazır olmasını istiyorum, bakarsın çok daha sıkıntılı bir durum olabilir... tamamdır, bekliyoruz sizi.''

feel meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin