11

1.1K 111 153
                                    




27.10.2022


<><>


Jeon Jennie,

''Sahiden hiçbirinizin benimle gelmemesine inanamıyorum ya! Ne güzel davet etmişlerdi bizi, tanışacaktık.''

Evin diğer üç üyesinin bulunduğu mutfağa homurdana homurdana girerken, benim asık suratımı her zaman komik bulan Sehun, akşamüstü olmasına rağmen yediği mısır gevreğini burnundan çıkartacak şekilde sesli sesli güldü.

''Burnundan bütün sütü çıkardı ya pis herif!'' dedi Joohyun iğrene iğrene. Aldığı, sayısı büyük ihtimalle bizi batıracak olan peçeteleri Sehun'un kafasına attı. ''Masayı bal dök yala olana kadar sen temizleyeceksin yoksa ŞAKASIZ yalatırım burayı sana köşe bucak!''

Joohyun'un onu bağıra çağıra azarlaması Sehun'un hiç mi hiç umrunda olmamış ve kasesinde dolu olan mısır gevreğini yemeye devam etmişti.

''Ne kadar kaos ve sesli bir ikili,'' dedi Yuta derin bir nefes verip. Kendisi bugün, diğer günlere nazaran daha sakindi. Öyle ki, bunu, Yuta'nın yılda iki kere gelen sakin kalma saatine bağlayabilirdik. Yuta, garip bir şekilde günleri belirsiz, yılda iki kere sakin kalabiliyordu. Ne yazık ki, bugün, onun sakin kalacağı son gündü. Diğer günü de, Los Angeles'dayken ilk kez sahneye çıkacağım zaman harcamıştık. Büyük ihtimalle de bir daha onu sakin göremeyecektik. ''Üzgünüm güzelim ama şu Sehun'a onunla beraber kumarhaneye gideceğime söz verdim. Birinin ona sahip çıkması gerekiyor ki, donunu dahi masada bırakmasın...''

Yuta'nın açıklamasından sonra Joohyun, ''Yuta'nın böyle de konuşabiliyor olması beni hep şaşırtacak,'' dedi. ''Ayrıca bebeğim, ben de gelemem. Senden değişik olmasın ama babanın, 'yeni çalışanlar hafta sonu akşam mesaisine katılacaktır' diye bir kuralı varmış.''

Yok arkadaş, gerçekten yok.

Soyadı Jeon olan herhangi birinin normal olma ihtimali filan yok bence.

Huyumuzdan mıdır, suyumuzdan mıdır bilinmez, soyadı Jeon olan bir garip, bir değişik oluveriyordu.

Koskoca ailenin (beş kişi) tek ortak noktalarının normal olmamaları olabilir miydi ya?

''İyi, gelmezseniz gelmeyin!'' diye sinirle konuşup Sehun'un hala mısır gevreği dolu olan kasesine elimde kaşıkla yaklaştım. ''Neyse ki Taehyung var. O beni yalnız, bir başıma bırakmaz.''

Yaptığım çakma duygu sömürüsüne Sehun ve Joohyun gülerlerken, Yuta, yanıma yaklaşıp saçlarımı bir güzel okşadı. ''Güzelim yapma ama böyle. Sehun'a söz vermesem kesinlikle ama kesinlikle seninle gelirdim.''

Sehun ve Joohyun, Yuta'nın dedikleriyle beraber daha çok güldüler.

''Gülmeyi bırakır mısınız acaba?'' diye yavaşça kızdı onlara Yuta. ''Bu arada sen nasıl gideceksin Jennie? İstersen ben seni bırakabilirim.''

''Ah, hayır, Taehyung beni almaya gelecek,'' dedim mutluluk içinde. ''Onunla beraber gideceğiz.''

''Bu dediğine hiç şaşırmadım doğrusu,'' deyip gülümseyerek yanağımdan bir makas aldı Yuta. Soğuk suyunu -evet, Yuta, yaz kış ilkbahar sonbahar demeden soğuk su içen o tiplerdendi.- içerken bana göz kırpmayı unutmamıştı.

feel meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin