13.09.2023***
Jeon Jennie,
12 Aralık,
''Sehun, şaka yapmıyorum elli saattir o boy aynasının önündesin. Sokak lambası gibi dikiliyor, kendini izliyorsun. Ya artık bir sal aynayı da kendi işimizi halledelim birader, YETER ARTIK! ÇIK ŞU AYNANIN ÖNÜNDEN!''
''YA OLMAZ! Saçım istediğim gibi olmadı, SAÇIM İSTEDİĞİM GİBİ OLMADI!''
''Ya saçın istediğin gibi olsa ne olur, olmasa ne olur aptal herif! Dikildin kaldın orada, biz KENDİMİZE bakamıyoruz!''
''Yok, yok! Bu eve ikinci bir boy aynası şart, bu ne böyle ya? İstediğimiz gibi hazırlanamıyoruz arkadaş! En sonunda tepem atacak Yerim'in benim evimde kal teklifine atlayacağım balıklama! BIKTIM yahu sizden ben!''
Oh, Nakamoto, Bae ve Jeon malikanesinde sıradan, oldukça sıradan, bir gün - ah pardon akşam saatleriydi.
Şaka yapmıyorum karşımda izlediğim yegane üçlü; dünyanın en panik ve en evhamlı üçlüydü. Joohyun, kıyafet seçmeye bizden önce başlamasına rağmen hala hazırlanamamış; Sehun, o siyah saçlarını -elli saat uğraşmasına rağmen- istediği düzene sokamamış ve Yuta da hala boy aynasında kendine bakmaya vakit bulamamıştı. Etraf, daha doğrusu benim ve Joohyun'un kaldığı oda, dağılmışta dağılmıştı. Makyaj masamıza bakmaya hala daha yüreğim el vermiyordu, durum o derece vahimdi.
''Yuta bıktım senden aptal herif,'' diye homurdandı Sehun ve en nihayetinde boy aynasından çekildi. Sinirli olduğu her yanından anlaşılıyordu ama onun siniri de Yuta'nın pek umurumda değildi. ''Bir rahat vermedin terminatör, sanki iki saçıyla uğraşsa düzelecek o yamuk tipi!''
''Sus be mal,'' diye söylendi Yuta ama yine de Sehun'un boşluğunu doldurup boy aynasının karşısına geçti. ''İki metre herifsin, her yeri kaplıyorsun! Senin yüzünden aynaya iki kere bakamadan gidecektim!''
Sehun, Yuta'ya karşılık verecekti ki, sözleri, ''Yaaaa istediğim farı bulamıyorum!'' diye çığlık atan Joohyun ile kesildi. ''Jennie, sen gördün mü yeni aldığım paleti? İçinde parıltılı renkler olan, Dior...''
Bu nadide soruya, ben değil, Yuta cevap verdi: ''Kızım, Sehun onu çoktan kumara yatırmıştır, vazgeç bence ondan...''
Joohyun, iki maaşını biriktirip aldığı Dior marka makyaj setinin, kumarcı biri tarafından ortaya koyulduğunu duyduğu gibi Sehun'a döndü ve ağzını gözleriyle beraber kocaman açtı. Sehun, artık yediği haltın yüzüne vurulduğunu bildiğinden hiç öyle kandırma hallerine girmedi ve yaptığını kabul edip Joohyun'dan kaçmak adına odadan koşarak uzaklaştı. Eh, hayatta değer verdiği sayılı şeylerden birini kaybeden Joohyun'dan nasıl kaçacaktı emin değildim ama yine de izlemeye değerdi. Joohyun, ''BİTTİN SEN OH SEHUN!'' diye bağırıp çocuğun peşine takıldı. Yani, bu kutu gibi evde ne kadar saat köşe kapmaca oynayacakları tahmin edilebilirdi.
Joohyun ve Sehun, büyük ihtimalle haftalar sürecek olan kavgalarına başladığında, Yuta, onları hiç umursamadı ve ıslık çalarak daha yeni kırmızıya boyattığı saçlarını yapmaya başladı. Üstünde duran siyah ceketi, baştan iki düğmesi açık siyah gömleği, siyah kumaş pantolunu; boynunu süsleyen Taeyong'un hediyesi olan kolyesi ve resmen ateş rengi kırmızı saçları ile böyle uzun uzun ıslık çalınası gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
feel me
Fanfiction"Beni hissetmeni istiyorum." !!!küfür&argo cinsellik rahatsız edici içerik bulunur!!! kth&kjn 20.07.2022