19

1K 101 39
                                    




21.12.2022



|||||


Jeon Jennie,

''Jennie, dakikalardır kesilmiş salatalığa ara vermeden hüzünlü hüzünlü bakıyorsun, bir salatalığın seni bu kadar üzemeyeceğini hesaba katarsak... hayırdır kızım, ne bu haller?''

Klasik bir Pazartesi sabahı, kahvaltı yapmak adına, evin tüm halkı olarak, mutfaktaki küçük sayılabilecek masaya yerleşmiştik. Diğer üçünde pek bir şey yoktu aslında; Joohyun, işe gitmek için her zamanki hazırlığını yapmış, Yuta ve Sehun da kendi çaplarında kendi hazırlıklarını yapmışlardı.

Bu masadaki tek sıkıntı bendim sanırım.

Dün gece, yani Taehyung'un beni öptüğü gece, doğum gününü siktir etmiş ve aynı bir kaçak gibi çok sevgili arkadaşlarımı aldığım gibi terk etmiştim evi. Kendi evimize gelip, olanları üstünkörü benimkilere anlattıktan sonra bir daha konuşmamış ve kendi düşüncelerimde boğulmuştum. Ne uyuyabilmiştim ne de aklımdan Taehyung'u ve o rüya gibi öpücüğünü atabilmiştim. Tüm gece boyunca nasıl davranacağımı düşünmüş -ah, elbette hiçbir sonuça varamamıştım.- ve bundan sonraki hayatımın nasıl olacağını tahmin etmiştim.

Ay, en kötü bir kez daha bu ülkeden kaçar, dünyanın bir diğer ucuna gider; ölene kadar da orada yaşardım ya.

Sanki yapmadığım şeydi yani.

''HEYYOOOO JENNIE!'' deyip ellerini önümde salladı Sehun. ''Kızım ne bu düşünceli haller ya? What is this yani?''

''Jennie'ciğim...'' derken Yuta, kolunu benim sandalyemin başına atmıştı. ''Benim çok ünlü bir sözüm vardı, hatırlıyor musun? Hani, düşün düşün boktur işin, diye. Onu sana söylemek istiyorum cidden.''

Yuta'ya gözlerimi devirdim ve bu sefer yine Yuta tarafındn kesilmiş olan yamuk yumuk peynire hüzünle bakmaya başladım.

Şaka gibi ama benim kafamı, bu ortam bile toplayamıyordu şu an.

''Of, iki dakika sessiz kalın da kız bir nefes alsın!'' dedi Joohyun. Benim bu buhranlı hallerime çok çok üzüldüğünü görebiliyordum. Her ne kadar onların üzülmesinde ana rolde olmak istemesem de, kendimi tutamıyordum ne yazık ki. ''Balım, seni sıkmak istemiyorum ama aklında bulunsun, bizimle istediğin zaman konuşabilirsin. Belki sana, senin istediğin gibi tavsiyeler veremeyiz ama aptal Sehun'un salak salak yorumlarıyla seni eğlendirebiliriz...''

Joohyun'un dediğine hafifçe kıkırdarken, ''Biliyorum bunu canım,'' dedim. ''Bu aralar duygularımı yönetemiyorum ve nasıl hissedeceğimi bilemiyorum. Beynime kalbimden birtakım komutlar gidiyor ama beynimin dinlediği yok. Şansa bala yaşıyorum anlayacağız...''

Daha demin ona laf atılmasını hiç takmayan Sehun, ''İstersen bunu hep beraber halledebiliriz,'' dedi. ''Sen bize olan durumları söyle, sana ne yapacağını söyleyelim.''

Hiçbir işe yaramayacağını bilmeme rağmen, ''İyi tamam,'' diye onayladım çocuğu. ''Şimdi Yoongi konusuyla başlamak istiyorum çünkü Taehyung konusu için ben bile hazır değilim...''

''Yoongi konusunda ne yapılacağını söyleyeyim sana,'' dedi Yuta ve kahvesinden bir yudum aldı. ''Ben o mal herifi dövmekten beter edeyim sen de rahatla Jimin de rahatlasın.''

feel meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin