20

961 88 38
                                    




06.01.2023





||||



Jeon Jennie,

Saçlarımı savuran ve tir tir titrememe neden olan soğuk rüzgar, karanlık ama yıldızlarla dolu gökyüzü ve sadece Taehyung ile adımlarımızın sesini duyacak kadar sessiz, ıssız olan sokağın bana kattığı hava; yanımda yürüyüp varlığını böyle bile bana hissettiren Taehyung ile birleşince; içimde inanılmaz bir sakinlik bırakıyordu.

Daha önce söylemiş miydim bilmiyorum ama normal bir insanın, normal bir aktivitesini Taehyung ile yapmak; birdenbire dünyanın en heyecanlı, en güzel işine dönüşüveriyordu.

Şimdi ıssız ve sadece ikimizin olduğu bu sokakta, ellerimizi bile tutuşturmadan yürümek; bana yine de güzel ve özeldi. Hah, sadece yürümek ve arada sırada birbirimize kaçamak, utangaç ve samimi bakışlar atmak dışında hiçbir şey yapmıyorduk ama ben, yine de heyecanlı hissediyordum kendimi.

Sokak şarkıcılarını görüp, kalabalıkla beraber yolun kenarında durduğumuz ve duygusal dans etmemizden sonra fazl beklemeden yemek yemiştik. Ah, daha doğrusu Taehyung bana yedirmeye çalışmış ve huysuz huysuz tavırlar sergileyip onunla tartışmıştım. Bakın, ikimiz tartıştık demiyordum, ben Taehyung ile tartıştım, diyordum. Çünkü bu yanımdaki herif, ona ne kadar huysuz huysuz davransam da, yine de bana karşı sevecenliğini, samimiyetini, o kıpır kıpır hallerini göstermekten geri kalmamıştı.

Aslında bana karşı olan tavırları hoştu, iç ısıtıcıydı ama böyle davranmasının nedenine indikçe o iç ısıtıcılığı, hoşluğu kaybolup gidiveriyordu sanki. Benim için işinden izin alması, tüm günü benimle beraber geçirmesi, her dakika peşimde dolanıp istediğim her şeyi yapması cidden ama cidden hoştu, özeldi ve benim için çok değerliydi.

İlk defa onun tarafından değerli olduğumu hissetmiştim sanırım.

Bana bakarken, ben konuşurken, belki de başka bir insana gayet saçma gelecek davranışlarda bulunurken, bana Samanyolu Galaksi'sinden daha parlak bakan gözleri vardı ya, onunla ilgili bütün kötü olayları, kötü yaşanmışlıkları tek kalemde silip atıyordu.

Taehyung'un yanında sürekli 'Tamam, bu son. Bundan daha mutlu bir anı daha yaşayamam' hissine kapılıyordum ama Taehyung, bunu her seferinde çürütüyor ve bir öncekinden daha mutlu anılar biriktirmeme neden oluyordu.

Bu son zamanlarda en çok ihtiyacım olan şey mutlu, çok mutlu anılardı ve Taehyung, bunu bana yaşatmayı çok iyi beceriyordu.

Hala yürümeye devam ederken, dolan gözlerimin daha da ileriye gitmemesi için derin ama bir o kadar da buruk bir iç çektim.

Hem dünyanın en gamsız insanı, hem de dünyanın en düşünceli insanını aynı anda olmak tüketmişti artık beni.

Zannımca Sokrates bile benim kadar düşünmemiştir heralde ya.

Eeee, insanın hayatı inişli çıkışlı -daha çok çıkışlı sanırım- olunca, kukuman kuşu gibi düşünmeden duramıyor tabii.

Ünlü filozof Nakamoto Yuta'nın, düşün düşün boktur işin, sözü her geçen gün bende daha çok değer kazanıyordu.

Bir diğer ünlü düşünür Oh Sehun'un da, ya kanka boşver sal takma salak mısın sen? sözü de bir o kadar değer kaybediyordu.

feel meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin