🌼5. Bölüm geldii. Baştan söyleyelim, bu bölüm aşırı sempatiklik içerir. Şimdiden iyi okumalar dilerim.🥰😘
🌼Yorum ve vote atmayı unutmayın. Desteğiniz benim için çok önemlidir. Şimdiden hepinize teşekkür ederim.
Olduğum yerden başka bir yere geçme fırsatım olmamıştı. Çarpmak için dibime kadar gelen araca öylece bakarken, geriden gelen bir güçle kendimi Gökalp'in kollarında bulmuştum. O bana bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"N- Napıyorsun?"
"Az önce sana araba çarpmak üzereydi, neden bu kadar dalgınsın?"
Olayın şokundan donmuş bir şekilde kılımı kıpırdatamadan olduğum yerde durmuştum. Etrafıma baktığımda birçok insanın gözleri benim üzerimdeydi. Doğrulduğumda az önce beni ezmeye çalışan araç ileride durmuş arabanın aynasından beni izliyordu. Arabanın içinde tanıdık bir yüz görüyor gibiydim ama tam da net değildi. Sonra aceleyle bulunduğu yerden uzaklaşmıştı.
Gökalp'e döndüğümde benim için endişelendiğini anlamıştım. Yere saçılan kitaplarımı toplarken ona yardım ediyordum."Üzgünüm, kitaplarımı koymaya çalışıyordum."
"Ölebilirdin, bir dahakine dikkatli ol!"
Bana mı öyle geliyor yoksa Gökalp benim için endişelenmiş miydi? Hallerine bakılırsa gerçekten beni önemsiyor gibi görünüyordu. Kitapları bana verirken boş bir bank bulup oraya oturtmuştu. Sanki tırın altında kalmışım gibi telaşlı halleri beni bulunduğum durumda güldürmeyi başarmıştı.
"Sen beni merak mı ettin, Gökalp?"
Yanıma oturduğunda iki eliyle yüzünü ovalayarak ileriye bakmaya başlamıştı.
"Seni öyle görünce aklıma annem geldi. Onu da araba kazasında kaybettim."
Yüzümdeki gülümseme, son cümlesinden sonra yok olmuştu. Dikkatlice dinlemeye başladığımda buruk bakışlarını, içimde hissedebiliyordum.
"Nasıl oldu peki?"
"O zamanlar lisedeydim, yaz tatili gelmiş, ailemle beraber İzmir'e gitmeyi planlıyorduk. Her şey çok güzel ilerliyordu ta ki, babamın dikkati dağılana kadar."
"Neden dikkati dağıldı?"
"Amcamın eşi doğum yapmıştı. Bize mesaj atılınca babam ile annem sevinçten müzik açıp söylemeye başlamışlardı. Müziğin sesi o kadar yüksekti ki, arkadan çalan korna seslerini duymamıştık. Babam önüne baktığında gelen tırı son anda fark edip direksiyonu kırmıştı ama çok geçti. Önümüzdeki uçurumu fark etmeden araç kayalıklara yuvarlandı. Bizi çıkarttıklarında annem hâlâ bulunamamıştı. Sonra cansız bedenini buldular."
Gökalp anlatırken gözleri doluyordu. Görünmeden silmeye çalışsa da arada birkaç tanesi düşüp kazağını ıslatıyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Böyle bir şeye ne denebilirdi ki? Derin bir sessizliğe bürünmüştü. Tam bir şey demek isteyecekken kelimeler dilime dolanıp geri gidiyordu. Bana bakarak bir şeyler söylemek isteyip de söyleyemeyeceğimi anlamıştı.
"Bir şey söylemene gerek yok. Artık alıştım. Eskisi kadar canımı yakmıyor."
"Baban nerde şimdi, napıyor?"
"O Amerika'da yaşıyor. Arada beni görmeye geliyor tabii ama bana yettiği söylenemez."
Telefonunun çalmasıyla sözü yarıda kesilmişti. Konuştuğu her kimse samimi bir şekilde konuşuyordu. Öylece telefon konuşmalarının bitmesini beklerken etrafa bir göz atıyordum. Sonra bi anda aklıma bana arabanın çarpmak üzere olduğu an gelmişti. Bilerek arabayı üzerime doğru süren adam kimdi? Canıma kast edecek kadar gözü dönmüş biri olan kesindi ama bu kim olabilirdi? Cevapsız düşüncelere dalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AVUÇ TESADÜF
ChickLit"Güneş batana kadar denizin dalgalarıyla savrulmaya ve onlar kadar sessiz olmaya başlamıştım. ' Güneşin batışını izlemek unutkanlık yapar. ' derdi babam. O yüzden biz hep batmadan önce ayrılırdık iskeleden. Fakat bu sefer güneşin batışına kadar kalm...