10.BÖLÜM

41 2 2
                                    

💫10. Bölüm heyecanlı sahnelerle devam ediyor. Keyif alarak okumanız dileğiyle..

💫Yorum ve vote atmayı unutmayın, desteğiniz benim için önemli.❣️

Mektubun üzerindeki işareti görünce tüylerim diken diken olmuştu. Bu işareti kullanan tek bir kişiyi tanıyordum o da eski sevgilim olan Görkem'e aitti ve adım kadar eminim ki evimi dağıtan da o şerefsizdi.

"Size bir şey çağrıştırıyor mu Buse Hanım?"

Daha ortada bir şey olmadan üstüne suçu atmak istemiyordum. Gerçi ne değişirdi ki o bir yolunu bulup bu işten de sıyrılmasını bilirdi.

"Hayır, hiçbir şey çağrıştırmıyor."

Gökalp halim ve tavırlarımdan hareketle bir şeyler sakladığımı düşünüp tekrardan sormuştu. Bu sefer de verdiğim cevap değişmemişti. Komiser, cevap alamayacağını anlayınca elimdeki mektubu göstermiş beni uyarmaya çalışıyordu.

"Şimdilik o sizde kalabilir. Eğer bir sorun olursa bize ulaşın, iyi günler."

Gökalp onları geçirirken ben de elimdeki mektubu açmak ile açmamak arasında kararsız kalmıştım. Bu onun için öylesine bir işaret değildi ve bildiğim kadarıyla pis işlerinden sonra bunu adı duyulsun diye yazardı. Benim evimi yağmaladıktan sonra da bunu koymadığı ne malumdu?

Hazır olduğumda açmak için kenara koyduğum mektubu Gökalp görünce, eline alıp yanıma gelmişti.

"Neden açmıyorsun?"

"Kendimi hazır hissetmiyorum."

"Eğer gerçekten bir sorun varsa bu mektubu açtıktan sonra anlayabiliriz, lütfen aç hadi."

"Peki tamam."

Yutkunurken boğazımda hissettiğim o tarifsiz sıkışıklığın sebebi mektubun bana verdiği gerginlik olmalıydı. Bir yanım aç da rahatla diğer yanım ise, açma sonu kötü olacak diyor. Kararsız halim çok fazla zor durumda kalmamı gerektiriyordu.

"Ya kötü bir şey olursa?"

"Ne yazarsa yazsın ben senin yanında olurum, merak etme."

Verdiği özgüven ile daha fazla beklemeden mektubu açıp okumaya başlamıştım.

"Evin çok güzeldi ama biraz değişikliğe ihtiyacı vardı sanki. Öyle değil mi Buse? Şimdi sen içinden evimin adresini nereden biliyor diye soruyorsundur kendi kendine. Sana şunu söylemeliyim ki tek bir hareketimle tüm bilgilerini önüme dökecek kadar çok enayi var. Bir de onların en değerli şeylerini önlerine koyduğunda, onlardan bilgili kimse yoktur. Son olarak söylemek istediğim şey şu, müzik kutusunun başına gelenler daha başlangıç. Sevdiklerinin başına da bir şey gelsin istemiyorsan sana gönderdiğim uyarıları dikkate al."

Her satırını tek tek okumak, karnıma ağrıların girmesine sebep oluyordu. Gökalp beni koltuğa oturtmuş, sessizliğimden dolayı ne yazdığını merak edip kağıdı elimden almıştı.
Göz gezdirdiği kağıdı okuyup bitirdikten sonra bana şaşırmış halde bakıyordu.

"Bu kadar şeyi nerden bilebilir ki?"

"Takip ettiriyor olabilir."

"Bir yakalarsam var ya!"

"Hayır Gökalp. Şimdilik kimseye bir şey söylememeliyiz, aramızda kalmalı."

"Neden ama? Bu adam elinde sonunda sana zarar vermek için dibine kadar gelicek. Ya o zamana kadar geç kalırsak?"

"Öyle bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Sadece sen ve ben bilelim olur mu?"

İkna etmek zor olmuştu ama saklamayı kabul etmişti. Sonucun kötü olacağını en az ben de onun kadar tahmin edebiliyordum fakat bu durumla başa çıkmak onlara yükleyebileceğim bir sorumluluk değildi.

BİR AVUÇ TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin