19.BÖLÜM

12 3 0
                                    

🤎Merhabaa. Bu bölüm, eğleneceğiniz bir bölümle geldim. Umarım keyif alırsınız.

🤎Desteklemek ve bana bölüm ile ilgili düşüncelerinizi bildirmek için yorum atmayı unutmayınn. Benim için önemli.

🤎Sizleri seviyorum iyi okumalarr.

İnceden yağmur başlayınca bu sefer gerçekten içeri girmemiz gerektiğini anlamıştım. Gökalp'in elinden tutarak beraber merdivenleri çıkmak üzere ilerlemiştik. Aramızdaki tüm buzları eritmek yüreğimdeki koca bir yükü öyle bir kaldırmıştı ki bunu uzun süredir ne kadar istediğimi hiç düşünmemiştim. Şu an ki o mutlulukla yukarı kadar çıkmıştık.

Kapıyı iki kez çalıp açılmasını beklerken bir an da elleri ve yüzü simsiyah olmuş biri çıkmıştı karşımıza. Eğer evde Yağmur ve Barış'tan başka biri olduğunu düşünmesem hırsız girdi diye düşünmeye başlayacaktım az kala. Elleri çok temizmiş gibi yüzünü temizlemeye çalıştıkça siyahlıklar daha da artıyordu. Gökalp ve ben ayarlamış gibi aynı an da aynı tepkiyi vermiştik.

"BARIŞ?!"

Çok büyük bir başarı gerçekleştirmiş gibi ellerini beline koyup ufaktan gülmeye başlamıştı. 

"Buyrun, benim."

Yağmur koşarak gelip Barış'ın halini görünce ki tepkimize baktığında gülmeden edememişti. Yüzümüzdeki şaşkınlık onun hoşuna gitmişti belli ki.

"Evet tanıştırayım, kendisi benim hem sevgilim hem de evimizin yeni siyah kedisi."

Barış'ın bakışları birden tuhaflaşıp Yağmur'a dönmüştü.

"Siyah kedi mi? Gerçekten o kadar kötü değilim değil mi?"

Kendimi SKKD (Sahipsiz Kedileri Koruma Derneği)'nin bir üyesi gibi hissedermişçesine kollarımı birbirine bağlayıp, söylediği cümleyi ve olan bu durumu çoktan eleştirmeye başlamıştım bile.

"Sen şimdi kedilere laf mı ettin yoksa bana mı öyle geldi?"

Barış önüne gelen saçlarını geriye attıktan sonra ileri doğru gelmişti. Zaten kapıda beklediğimiz yetmiyor gibi bir de tüm konuşmalarımız apartmanda yankılanıyormuş hissi uyanmıştı içimde.

"Tabii ki kedilere laf etmedim, etmedim de-"

"Eee?"

"Şu halimi gören zaten kediden başkasına benzetemez diye düşünüyorum. Haksız mıyım?"

Gökalp'in soğuğa daha fazla dayanamayıp içeri girmek için zorlayınca, ki çok haklı bir durumdu, hepimiz birlikte içeri girmiştik. Her ne kadar Barış siyah is içinde kalsa da sonuç iyiydi. Şömine yanıyordu ve ev sıcaklığını hissettiriyordu. Artık şimdi bir antidepresan almanın vakti gelmişti. 

"Evet, kim birer antidepresan almak ister?"

Yağmur öne atılıp sanki lisedeymişiz gibi elini kaldırıp cevap veriyordu.

"Ben isterimm."

Barış tam koltuğa oturup ben de isterim diyecek gibi hissettiğimde ona engel olmak için ufak bir çığlık koparmıştım.
 
"Barış! Sakın oturma."

Gözlerimi Barış'ın üzerinde gezdirirken o da neden bağırdığımı anlayıp durumu iyiye çevirmek için uğraşmaya başlamıştı.

"Üzerimde bir şey yok ki sadece yüzüm biraz is oldu."

Yağmur daha yeni oturduğu halde tekrardan oflayıp puflayarak yerinden kalkıp Barış'ı kolundan kaldırdığı gibi banyoya götürmüştü. Barış başta gelmek istemese de miskin bi halde o da banyoya doğru Yağmur'un peşinden gitmişti. Kapının eşiğinden çıkmadan önce bize dönüp işaret parmağını havaya kaldırmış sanki emir verircesine konuşuyordu.

BİR AVUÇ TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin