i n t i k a m a a d a n m a k

46K 1.2K 338
                                    

"Sen, aklını mı kaçırdın!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen, aklını mı kaçırdın!"

Durgun bakışlarımı, alev alev yanan göz bebeklerinde gezindirdim.
Eve adımımı atar atmaz, bağırıp çağırmaya başlamıştı ama onu duyamıyordum. Melek bir türlü aklımdan çıkmıyor, gördüklerimle anlamlı bir senaryo üretmeye çalışıyordum.

"Sakın, bir daha bana haber vermeden böyle bir şey yapma! Hayatımızı tehlikeye attığının farkında olmayacak kadar..."

"Balkan, bana bir iyilik yapabilir misin?"

Ağlayan bebeğini kucağında sallayıp, sol gözümde beliren yaşları fark ettiği gibi hemen yumuşadı.
Bacaklarım, bedenime olan egemenliğini kaybederken hemen yan tarafımda bulunan koltuğa oturmuş ve şaşkınlıkla bütünleşen ruhumu rahatlatmıştım.

"Ne oldu?" diye sordu, Balkan.

"Elime büyük bir koz geçti. Bunu kullanarak, onları mahvedebilirim ama yardımın gerek..." diye cevap verdim, hırsla.

"Ne kozu? Sevdiğin adam ve eşiyle mi ilgili?"

"Melek, herkesten gizli çok farklı bir hayat yaşıyormuş. Bunu medyaya duyurursam... Hayır, bununla önce onu tehdit etmeliyim."

Durdum, zihnimden benim lehime olacak tonlarca plan geçiyordu. Onları mahvedebilecek olmanın verdiği zevk ise düşündükçe beni göğe kadar çıkarıyordu...

"Hiçbir şey anlamıyorum..."

O an, Balkan'ı duymadım çünkü tam kafatasımın ortasına dank diye bir plan düşüp, heyecanla ayaklanmama neden olmuştu. Evet, kesinlikle en doğru olan bunu yapmaktı...
Her şeyim, kimliğim dahi, artık bana o kadar uzak değildi. Onu, onları yerle yeksan edecektim ve belki de o uçurumun kenarına gidecek olan ben olmayacaktım. Onlara; ölümü isteyecek kadar çaresiz kalmanın, ne demek olduğunu gösterecektim.

Evet, bunu yapacaktım.

Peri'nin ağlamasıyla zihnimden ayrıldım ve mamasını içirmeye çalışan adama baktım.
Sinirliydi, muhtemelen benim ne demek istediğim veya ne yapmak istediğim pek umrunda değildi çünkü kızını dışarı çıkararak belki de hayatlarını tehlikeye atmıştım.

Düşününce, böyle sinirli olmasına sonuna kadar hak verdiğimi fark ettim. Büyük düşüncesizlik etmiştim, belki Balkan'nın peşinde olan adamlar onun annesini takip etmiş ki -bu ihtimal olanaksızdı- çünkü eğer öyle olsaydı, bu iki aylık süre içersinde elbet yakalanırlardı.
Ah, bilmiyorum, kafamın içinde fırtınalar kopuyordu ve bu fırtınalar beni daha çok mahcup bırakıyordu...

"Balkan, çok özür dilerim. O, öyle ağlayınca ne yapacağımı bilemedim markete gidip mama almanın en mantıklı..."

"Beni çağırabilirdin!"

FULYA / +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin