p e r d e a r k a s ı

35.5K 1.1K 451
                                    

3 YIL ÖNCE

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3 YIL ÖNCE

"Bir parfüm bir insana ancak bu kadar yakışabilir, babacığım!"

Tekrar ona doğru adımlayıp kocaman sarılmış ve hemen ardından bir güzel öpücüklere boğmuştum güzel yüzünü.

Önemli bir organizasyon için İsviçre'ye gidecektik ve beraber mükemmel bir alışveriş yapmıştık. Bütün alışveriş merkezini gezmiş, aynı zamanda bir güzel yiyip içmiştik.
Galiba, babamla birlikte olduğum en güzel gecelerden biriydi.

Alışverişimiz bitmiş, arabamıza binip eve dönmek için otoparka inmiştik. Tabii, eşim Kıvanç sürekli olarak arayıp neler yaptığımızı ve beni ne kadar çok özlediğini söyleyip durmasaydı, babam daha az sinirli olurdu! Ah, ikisinin arasındaki o kıskançlık ve gerilime bayılıyordum...

Otoparkta kendi arabamıza doğru ilerlerken, babamın elinde tutmuş olduğu bazı poşetlerin yere düşmesiyle irkilmiş ve o yöne bakmıştım.
Olduğu yerde durmuş ve donuk gözlerini sadece tek bir noktaya dikmişti. Ona doğru ilerleyip, "Baba?" diye mırıldandığımı ve hemen sonrasında beni büyük bir koruma içgüdüsüyle arkasına aldığını anımsıyordum.

Onun arkasında öylece kalırken, gözlerim hemen karışımızda bulunan iki kişiye takılmıştı. Tabii, çevremizi sarmış olan diğer adamları unutmamak lazımdı fakat bakışlarım onların üzerinde gezinecek kadar hareketli değildi. Donmuştum, donuktum.

"Konuşarak anlaşabiliriz, Arslan."

"İhanet ettin!"

Yaşlı yüzü ve beyazlaşmış saçlarıyla karşımda dikilen adam, hiç düşünmeden silahını çıkarıp bize doğrulttuğunda çığlık atmıştım.
Bu adamı ilk kez görüyordum, babamla aralarındaki husumet neydi veya ne ihanetinden bahsediyorlardı hiçbir fikrim yoktu sadece donuk ve korku doluydum.

Baştan aşağı gri giyinmiş, siyah gözlük takmış ve oldukça iri yarı görünüyordu. Boynuna kadar yayılan dövmeleri, kırışık vücuduna yayılmıştı. Yanında bulunan ve kendisinden daha zarif görünen diğer adam ise hemen arkasında duruyordu.
Onları süzmeye devam ederken, aynı zamanda gözlerim adamın elindeki silahın üzerinde geziniyor ve bunun nedenini anlamaya çalışıyordum.

Silahı görmeme rağmen, aşırı derecede korkmamıştım. Daha doğrusu, hiçbir şey hissetmemiştim çünkü babamı vuracağını asla düşünmüyordum, sadece göz  korkuttuğunu düşünüyordum.

Adamın tamamen ciddi olduğunu, gözlüklerini çıkarıp attığında anlamıştım. Gözlerinde inanılmaz bir alev parıltısı vardı ve bu cehennemin yansıması gibiydi adeta.

İşte o an, bu doğrultulan silahtan korkmuştum.

"Baba ne oluyor?" diye fısıldadığımı anımsıyordum.
Babam korkuyla yaşlı adama doğru ilerleyip, onu geriye doğru ittirdiğinde korkudan iki büklüm olmuş bir şekilde titriyordum.

FULYA / +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin