ç i ç e k s e r a s ı

47K 869 163
                                    

Kanım damarlarımda donmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kanım damarlarımda donmuştu. Gözlerim büyük bir şaşkınlık eşliğinde yeşile çalan gözlerinde gezinirken, aklımdan sadece bir soru geçiyordu; onun katili benim derken, neyi kastetmişti?

"Anlamadım?" diye mırıldandım, onun bunu lafın gelişi söylediğini biliyordum çünkü kendimden bile katil olmayı beklerdim ama ondan asla...
"Boş ver." dedi ardından cam bir sürahiye koyduğu, kırmızı şaraba benzer bir içecek eşliğinde sertçe soludu.
Şarabı neden sürahiye koymuş diye kendi kendime sorarken, doldurduğu bardağı alıp yavaşça içmiştim. Sarhoş olmak istiyordum, kafamın bir süre bulanık ve kendimin farkında olmamak istiyordum...

İçeceği içtiğim gibi ekşiyen yüzüm eşliğinde, "Bu ne be!" diye mırıldandım ve koklamaya başladım.
Ah, bu şarap değildi!
"Hey burası bebekli bir ev, sarhoş olamayız!" diye mırıldanan adama ters ters bakıp, "Şarap niyetine vişne suyu içmek de, bir sana yakışırdı zaten!" dedim ve bardağı ittirip yemeğe yöneldim bu defa.

"Vişne suyu sağlıklı bir kere! Kendi ellerimle sıktım."

"Demek o yüzden tadını beğenmedim."

Gözlerini devirdi ve bozulan suratı eşliğinde yaptığı salatadan bir çatal alıp, istemsiz bir şekilde yedi.
Ben de salataya yönelip bir çatal aldım ve yavaşça çiğnedim. Beynimin içinde onlarca soru işareti vardı ve en büyüğü de, Balkan'ın eşine ne olduğu sorusuydu.

"Hâlâ ne demek istediğini tam olarak açıklamadın?"

Sıkıntıyla soluyarak sertçe yutkundu ve gözlerini bir süre gözlerimin içinde gezdirip, "Benim yüzümden öldürüldü ve ben yaklaşık iki aydır bu evde hapis yaşıyorum. Oldu mu?" dedi, hiçbir duygu barındırmayan sesi eşliğinde. Kaşlarımı çatıp anlamsız gözlerle gözlerini süzmeye devam ediyordum.
Bu adamın ne dediği hakkında hiçbir fikrim yoktu ve garip bir şekilde de, öğrenmek istiyordum.

"Ne demek hapis yaşıyorum?"

"Basbayağı. Bu evin bütün ihtiyaçlarını hatta benim bile, yakın bir arkadaşım ve annem karşılıyor."

"Yani; bazı kötü adamlarla iş birliği yaptın ve sonunda eşin öldürüldü. Şimdi ise seni bulmasınlar diye saklanıyorsun, doğru mu?"

Gözleri sonuna kadar açıldı. Bu senaryoyu tahmin etmek benim için -hatta kimse için- zor olmasa gerekti. Az önce de düşündüğüm gibi, bu iri vücut bu dövmeler ve sert kasları evde oturup çocuk bakmak veya iyi aile kocası olmak için yapmış olamazdı. Birine veya birilerine çalıştığı kesindi.

Yüzü gittikçe sararınca, önünde duran su bardağını bir güzel kafasına dikti ve sandalyesine yaslanıp bir süre denizi izledi.
Ortamda loş bir sessizlik oluşmuştu, bu benim canımı sıkmış olsa bile yaşadığı acıyı pat diye söylemiş olmak, kötü hissetmeme neden olmuştu.

FULYA / +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin